
Misenformasyon
İletişimin dili, yeri ve zamanı her dönemde değişiyor. Literatüre dijital dünyayla birlikte yepyeni terimler dahil oluyor. Dezenformasyonu hepimiz çok yakından biliyoruz. Art niyetle olayları, durumu ya da sistemi manipüle etmek amacıyla yayılmaya çalışılan, paylaşılan yalan bilgiden bahsediyorum. Bu art niyetli duruma karşı hepimizin çok daha tedbirli olması gerekiyor. Özellikle bu kadar sosyal kaosun olduğu bir dönemde, her bireyin bu sorumluluğu taşıması şart.
Dezenformasyona karşı artık daha bilgili olduğumuzu söyleyebilirim. En azından son dönemdeki paylaşımlara karşı dikkat eşiğimiz daha yüksek. Ancak özellikle kriz dönemlerinde, kaos zamanlarında ya da sıkıntılı süreçlerde, sosyal medyada belki de sadece biraz daha fazla etkileşim almak adına, teyit edilmeden yapılan paylaşımlarla bir anda dezenformasyonun parçası olabiliyoruz.
Art niyet gözetmeden, kötü niyet olmaksızın yanlış ve sahte bilgiyi yaymak da misenformasyondur. Belki de insanlara ya da canlılara yardımcı olalım derken, kaosun ve sıkıntının daha da büyümesine sebep oluyoruz. Deprem gibi afet zamanlarında bu tür durumlara çok daha sık maruz kalıyoruz. Bu yüzden sosyal medyada gördüğünüz bütün paylaşımları daha dikkatli incelemeli; bir dezenformasyon olup olmadığını değerlendirmeli ve teyit almadan paylaşmamalıyız.
Bilginin ve iletişimin hızı kadar, doğruluğu da çok önemlidir. Yanlış ya da sakıncalı bir bilginin hızlı yayılması, çok daha büyük olumsuz sonuçlara yol açabilir. Bu tarz felaketlerin önüne geçebilmek adına, dezenformasyona dikkat ettiğimiz kadar misenformasyona da dikkat etmeliyiz. Her ne kadar amaç provokasyon yaratmak ya da olumsuzluk yansıtmak olmasa da, sonuç itibarıyla dezenformasyon ile misenformasyonun finaldeki faturası neredeyse aynı olur. Aynı sonuçları doğuran bu durumda, sizin iyi niyetinizin pek bir önemi kalmaz. Niyet okumalarını sosyal medyada yapmak zaten çoğu zaman mümkün değildir.
Riskli dönemlerde toplumun en tehlikeli kaynağı bilgi olabilir. Doğru olmayan bilgi, bütün bir sistemi çökertme potansiyeline sahiptir. İyi niyetle yaptığınız paylaşımlar, dezenformasyon savaşının bir silahı olmasın. Buna alet olmamak adına çok daha dikkatli ve uyanık olmalıyız.
İletişim kodlarının, dilinin ve tarzının her geçen saniye hızla değiştiği ve geliştiği bu çağa ayak uydurmak, insani ve vicdani bir görevdir. Bu konuda özel bir akademik eğitim almaya ya da uzman olmaya gerek yok. Sadece daha dikkatli olmak bile, bu olumsuzluklara karşı bir duruş sergilemek adına çok kıymetlidir.
Unutmayalım ki artık savaşlar sadece silahlarla değil; teknolojiyle, gıdayla, sağlıkla ve en önemlisi de iletişimle yapılıyor. Bu savaşın içinde iyinin, merhametlinin ve vicdanın yanında olmak en değerli duruş.
Bakalım, her yeni günde hayatımıza hangi yeni terimler dahil olacak... Ama notlarımız arasına misenformasyonu lütfen alalım.