Bu öncelikle Ege Bölgesi’nde ve özellikle İzmir’de ufak çaplı bir depreme yol açtı desek abartmış olmayız. Çünkü Pınar’la Karşıyaka’nın durumu adeta etle-tırnak gibi olmuştu geride kalan uzun yıllar boyunca. Ne oldu da bu noktaya gelindi konusunda söylenti çok ama bizim işimiz söylenti ile değil gerçeklerle. Bu sebepten dolayı da öncelikle konuyu anlamaya gayret etme noktasındayız. İzmir’in en büyük sportif iki (Göztepe ve Karşıyaka) markasından birisi olan KSK ile Yaşar Holding’in sponsorluk desteğinin arkasında nereden bakarsanız 50 sene vardır. Sporun her branşında Karşıyaka Spor Kulübü’nün en büyük destekçisi daha sadece DYO (Durmuş Yaşar ve Oğulları) markası ile bilinirkenden beri Yaşar Ailesi olmuştur. 

Türkiye’de sponsorluk konusunda “örnek olay” olarak gösterilen Yaşar Holding’in Pınar markası ile Karşıyaka Basketbol Takımı’nın sponsorluğu ise bundan 26 sene önce Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Ünal Kamalı ve 2 Başkan Nedim Kalpaklıoğlu’nun gayretleriyle Selçuk Yaşar’ın imzaladığı anlaşma ile başlamıştı ve Türkiye’de parmakla gösterilen bir birliktelik olarak Ege Bölgesi’nde bir efsane haline gelmişti. Demek ki her güzel şeyin bir sonu oluyor. Keşke böyle olmasaydı. Yaşar Grubu bu büyük haberi ufacık birkaç satırlık bir tweetle duyurmasaydı da Karşıyaka Spor Kulübü de gene aynı şekilde birkaç satırlık bir tweetle teyit etmeseydi. Keşke taraflar (Yaşar Holding ve Karşıyaka Spor Kulübü) ortak bir basın toplantısı ile bu iletişimi daha sağlıklı şekilde duyursalar ve soru-cevaplarla kafalardaki bilinmezlere karşılık vererek yeni döneme yelken açabilselerdi. 

Nil Karaibrahimgil’in “"Büyüdüm büyüdüm Pınarla büyüdüm, Sokaklar bana dardı Pınarla büyüdüm. Bahçeler bana dardı Pınarla büyüdüm, Yürüdüm yürüdüm Pınarla büyüdüm” dediği reklamdaki hikayeye uygun şekilde Karşıyaka’nın basketbol macerası da Pınar’la büyüdü. Özellikle Ufuk Sarıca’nın koçluğu ile ivmelenen bu büyüme hem Türkiye Basketbol Ligi’nde hem de Avrupa’da birçok zaferi yaşattı İzmir’de sporseverlere ve özellikle basketbol severlere. Merhum Selçuk Yaşar’ın emaneti olarak görülen ve değerlendirilen bu birlikteliğin sona ermesi ile ilgili olarak Holding’den henüz etraflıca bir açıklama yapılmadı. 

KSK’nın son iki yönetim kurulunda da Yaşar Holding’e ayrılan YK Üyesi kontenjanına şirket tarafından isim bildirilmemesi ile başlayan süreç yapılan yatırımın karşılığı olarak beklenen faydanın sağlanamayacak duruma gelmesi olarak görülmüş ve Yaşar Ailesi’nin genç jenerasyonu tarafından “davul bizim boynumuzda, tokmak kimin elinde?” olarak değerlendirilmiş olabilir. Yaşar Holding elbette spor ve sponsorluk konularında engin tecrübelere sahip bir ticari işletme. Neye ne kadar bütçe ayırmanın kendilerine ne kadar dönüş sağlayacağını iyi bilirler. Esas üzücü olan Karşıyaka Spor Kulübü bu boşluğu doldururken bütçe kadar “marka değeri” de aynı ağırlıkta yeni bir yatırımcı bulamaması olur. Umalım ve dileyelim ki hem Karşıyaka’nın adına ve ağırlığına yakışır bir sponsor bulsunlar hem de maddi olarak geriye gitmesinler. Taraflar için hayırlı olsun diyelim.