Dünyanın lider yetenek şirketi Randstad, “Yetenek Kıtlığını Anlamak: Yapay Zeka ve Eşitlik” raporunu yayınladı. Raporda, yapay zekanın işgücü piyasalarını dönüştürme potansiyeli öne çıkarken, bu teknolojinin doğru ve adil bir şekilde uygulanmasının önemi vurgulanıyor.
Yapay zeka üretkenliği artırmada önemli bir fırsat
2008 yılından bu yana, OECD ülkelerinde çalışma çağındaki nüfusun (15-64 yaş) oranı düzenli olarak düşüş gösteriyor. Azalan doğum oranları ve düşük işsizlik seviyeleri, şirketleri yetenek eksikliği ile mücadelede yenilikçi yollar aramaya zorluyor. Bu noktada yapay zeka, işgücü piyasalarını genişletme ve hem verimlilik hem de üretkenliği artırma potansiyeliyle önemli bir fırsat olarak öne çıkıyor.
2023-2024 döneminde, YZ becerileri talebinde beş kat artış kaydedildi. Dünya Ekonomik Forumu’nun raporuna göre, 2027 yılına kadar en hızlı büyüyen iş rolleri arasında yapay zeka ve makine öğrenimi uzmanlıklarının yer alması bekleniyor.
Kadınlar Yapay Zeka Fırsatlarına Daha Az Erişebiliyor
Yapay zeka kullanımında cinsiyetlere sunulan fırsat eşitsizliği, iş dünyasında dikkat çeken en önemli sorunlardan biri. Raporda, işverenleri tarafından kadınların yalnızca yüzde 35'ine yapay zekaya erişim olanağı sunulduğu, erkeklerde ise bu oranın yüzde 41 olduğu belirtiliyor. Rapor ayrıca , erkeklerin %71’i YZ becerilerine sahip olduğunu belirtirken, kadınlarda bu oran %29 ile sınırlı kaldığını ortaya koyuyor. Erkeklerin %47’si, iş yerinde YZ çözümlerini problem çözme amacıyla kullandığını ifade ederken, kadınlarda bu oran %37’de kalıyor. Üstelik kadınlar aldıkları eğitimin onları kariyerlerinde teknolojiyi kullanmaya yeterince hazırladığı konusunda erkeklere (%35) kıyasla (%30) daha az güvende hissediyorlar.
Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu 2024’e göre, ekonomik katılım ve fırsat eşitliği açığı yalnızca %60,5 oranında kapanmış durumda. Kadınların yapay zeka eğitimine erişiminin artırılmasının, küresel ekonomiye 172 trilyon dolar değerinde katkı sağlayabileceği öngörülüyor.
Genç nesil teknoloji kullanımında ileride
Genç nesil olarak bilinen Z kuşağı ve milenyum kuşağı, yapay zeka teknolojilerini daha sık kullanıyor. Baby Boomers gibi daha deneyimli çalışanlara ise yapay zeka kullanım fırsatı ve öğrenme desteği daha fazla verilmeli. Çünkü onların yalnızca %23’ü yapay zeka eğitimine erişmiş durumda. Şirketlerin bu kuşağı temsil eden çalışanlarına yapay zeka eğitim desteği vermesiyle deneyimli çalışanların bir de teknolojiden yararlanması zaman kullanımı ve verimlilik açısından da pozitif katkı sağlayacak.
Engelli çalışanlar yapay zekayı etkili kullanıyor
Yapay zeka, engelli bireyler için iş gücü piyasasında kapsayıcılığı artırma potansiyeline sahip. Araştırma, engelli bireylerin %55’inin YZ teknolojilerini iş yerinde problem çözme amacıyla kullandığını, bu oranın engelli olmayan bireylerde %39’da kaldığını gösteriyor. Ayrıca, engelli bireylerin %41’i, YZ’nın farklı dilleri konuşan meslektaşlarla iletişim kurmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor.
Ancak bu grupların daha fazla desteklenmesi gerektiği de açık bir şekilde görülüyor. Engelli bireylerin %29’u, iş yerlerinde YZ eğitimi almadıkları takdirde işlerinden ayrılabileceklerini ifade ediyor. Bu, işverenlerin bu alandaki eğitim programlarına yatırım yapmasının önemini vurguluyor.
Kadınları yapay zeka konusundaki gelişmelerin ve eğitimlerin dışında bırakmak sadece cinsiyet ayrımcılığı değil, rekabet gücünde de geri kalmak anlamına geliyor
Randstad Türkiye CEO’su Ufuk Gedikli araştırma sonuçları hakkında, “Yetenek kıtlığı global olarak önemli bir sorunken, yapay zeka gibi teknolojilerin sağladığı avantajları herkese erişilebilir kılmak, iş gücünün sürdürülebilir olması için önem taşıyor. Yapay zeka teknolojileri artık her sektörü ileri götüren bir unsur. Bu nedenle yapay zeka eğitimlerinin ulaşılabilir olması, kişiselleştirilmiş yaklaşımlar ve eğitim kurumlarıyla sektör temsilcileri arasında güçlü iş birliklerinin yapılması iş dünyası adına çok kıymetli. Böylece yeteneklerin teknoloji alanında kendini geliştirmesi ve iş süreçlerine yapay zeka bilgisiyle entegre olmasıyla yetenek kıtlığını azaltabilir, becerilerini geliştiren ve bilgisine bilgi katan öğrenmeye açık insan kaynağını çoğaltabiliriz. Özellikle kadınlar işverenlerin üzerine eğilmesi gereken bir çalışan grubu, onları gelişmelerin ve eğitimlerin dışında bırakmak sadece cinsiyet ayrımcılığı değil, rekabet gücünde de geri kalmak anlamına geliyor.” dedi.