Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Hafif yağmur
17°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
Öğle vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
Öğle vaktine kalan
Ara

Trump-Özal görüşmesi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Gerçek dışı haber ve bilgilerin önemli özelliklerinden biri yıldırım hızıyla yayılması.
Hemen her gün bir yenisine denk geldiğimiz bu tür haberler, sosyal medyada gerçeklerden altı kat daha hızlı yayılıyor.
Ana akım medya da buna alet olunca..
Sosyal medyada sürekli dolaşıma sokulan, "Donald Trump - Turgut Özal dostluğu" başlıklı kupür önemli bir örnek..
Amerika Birleşik Devletleri'nin 45. ve 47. Başkanı Donald Trump'ın seçildiği 2017'de ilk kez sosyal medyada yer alan ‘kupür’, o gün bugün sık sık, yeniden hatta yine yeniden ısıtılarak önümüze getiriliyor.
İşin tuhafı, ana akım TV kanalları da her defasında sorgusuz sualsiz üzerine atlıyor.
Çeşitli programlarda konu tekrar tekrar ekrana taşınırken, o ünlü "LED ekran" önünde detaylandırılarak anlatılıyor…
Oysa gazetecilik, sürekli sorgulama ve araştırma halinde olunması gereken bir meslek.
İşin aslı, Özal-Trump 'dostluğu'ndan söz etmek doğru mu bilinmez ancak hem gençlerin bilgi sahibi olması hem tarihe not düşmenin önemli ve gerekli olduğu aşikâr.

O KUPÜR

1993 yılının ocak ayı…
Ahmet Özal'ın sahibi, Münci İnci'nin Yönetim Kurulu Başkanı olduğu İnterpress Yayıncılık'ta haftalık haber dergisi Panorama'nın Yazı İşleri Müdürü olarak görev yaptığım günler.
ABD'nin 42. Başkanı Bill Clinton'ın 20 Ocak 1993'de görevi devralmasının hemen ardından dış politika becerisi iyi bilinen Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın -sağlık kontrolünü de bahane ederek- başkent Vaşington'un yolunu tuttuğu gün gibi hatırımda.
"Özal'ın 'skandal' dost'u" başlıklı ‘o ünlü kupür’ de o günlere ait…
28 Ocak 1993 tarihli Milliyet Gazetesi'nde magazin haberlerinin yer aldığı 4. sayfada yayımlanan masa başı haber -asparagas- türünün bir örneği. 


Trump’ın siyaset ile uzak yakın alakasının olmadığı bir dönemde nereden akıllara geldiyse..
Gazetenin o nüshasının 15. sayfasına denk gelen Dış Politika bölümünde de Özal’a geniş yer ayrılmıştı.

Turan Yavuz imzası ve “Özal’ı Clinton’la görüştürme yarışı” başlığıyla yer alan haberde
Turgut Özal - Bill Clinton görüşmesine dair çabalardan söz ediliyor, Clinton’ın Türkiye’nin Vaşington Büyükelçisi Nüzhet Kandemir’e Özal ile görüşmekten memnunluk duyacağını belirttiği aktarılıyordu. 

YOĞUN PROGRAM

Gelgelelim Özal da yoğun programına başlamıştı.
ABD’deki ilk gecesinde Türk iş insanı Sahir Erozan’ın “Cities” adlı lokantasında Bosna’ya yardım toplamak için verilen akşam yemeğinde konuşmacı olarak yer aldı.
Ertesi gün, Brookings Institute adındaki düşünce kuruluşunda Türkiye’nin yeni dünya düzeni içinde bölgede oynadığı rolü anlattı.
CNN’de söyleşi yaptı..
Wharton Okulu Ekonomik Konseyi’nin öğle yemeği toplantısında Türk ekonomisi ile ilgili bilgiler verdi.
Bir tarafta bunlar yaşanırken diğer tarafta da Özal’ın Clinton’la görüşmesini sağlamak için lobi şirketleri, Senato liderleri, Savunma Bakanı dahil birçok aracı devreye sokuluyordu.
29 Ocak 1993 tarihli Milliyet Gazetesi'nin 1. Sayfasında Turan Yavuz olan biteni, "Özal'ın kulağı telefonda" başlıklı haberinde aktardı:


Turgut Özal - Bill Clinton görüşmesi kesinleşti. Netlik kazanmayan tek unsur görüşmenin günü ve saati.
Bir sonraki gün, 30 Ocak tarihli Milliyet Gazetesi'nde de Derya Sazak, Fort-Lauderdale’den “Beyaz Saray Randevusu”nu duyurdu:
Beklenen görüşme 6 Şubat günü gerçekleşecek. Özal, Clinton tarafından Beyaz Saray’da Oval Ofis’te kabul edilecek.

ÖZAL – DEMİREL ÇEKİŞMESİ ABD’DE DEVAM EDİYOR

Takvim yaprağı 31 Ocak gününe dönmüşken, Türkiye’de süregiden Turgut Özal – Süleyman Demirel çekişmesinin ABD’de de sürdüğü haberleri yayılmaya başladı.
Haberlere göre; Beyaz Saray yönetimi, şubat ayının sonlarına doğru Başbakan Demirel’in de Vaşington’a gelerek Clinton’la görüşmek üzere girişimde bulunduğu sinyalleri alıyordu. Aynı haberlerde, Özal’ın sırayı kapmasının olası bir Demirel-Clinton görüşmesinin mayıs ayına atıldığı bilgisine de yer veriliyordu.

ÖZAL KAŞIKÇI İLE GÖRÜŞÜRKEN DEMİREL ROL ÇALDI

31 Ocak akşamı Turgut Özal, Fort-Lauderdale kentinde “Pacers International” şirketi tarafından düzenlenen yemekte Adnan Kaşıkçı ile görüştü. İçeriği açıklanmasa da yemekte Kaşıkçı’nın Özal’a bir mektup verdiği ertesi gün çeşitli mecralarda yer buldu.
Tam bu sırada gelen bir haber Özal cephesinde şok etkisi yarattı: Clinton, Demirel’le görüşecekti.
Ortada dolaşan haberlere göre, “ABD Başkanı, Özal’la bir araya gelmeden önce Demirel’le telefon görüşmesi yaparak hem siyasi otoriteyi muhatap alacak hem de Bosna’yı konuşacaktı.”
Haberler bir yana, Clinton, Demirel’i aramıştı bile. O gün saat 20.45’te..
Demirel görüşme sırasında Clinton’un kendisine, Türkiye ile, ‘samimi ve sıcak ilişkileri’ sürdürme niyetinde olduğunu bildirdiğini söyledi.
20 dakika süren telefon konuşması sonrası Demirel, Özal’ı da arayarak görüşme hakkında bilgi aktardı.
2 Şubat günü Özal’ı aradığını kamuoyu ile paylaşan Demirel, “Aradım ki, iki-üç devlet gibi gözükmeyelim.” İfadesini kullandı.
Özal çifti, bir sonraki günü, turizm şirketi sahibi Fred ve Kathleen Windridge adlı çifte ait “Lady Windridge” adlı yatta geziye ayırdı.
Ardından New York’a geçerek, BM Binasına ziyaret düzenledi.
Sözcü Kaya Toperi ve Büyükelçi Mustafa Aksın’la birlikte Genel Sekreter Butros Gali ile bir araya geldi.
Bu uzun ziyaretin ardından Özal, Türk-Amerikan İş Konseyi’nin onuruna River Club’da verdiği yemeğe katıldı.
Özal’ın sonraki gün durağı, Harvard Mezunlar Derneği oldu. Burada onuruna verilen yemekte bir konuşma yaptı.
Son gün olan 8 Şubat’ta da Özal, Beyaz Saray’da Clinton’la bir araya geldi.
Görüşmenin hemen sonrasında da Madison Oteli’nde basın toplantısı düzenleyerek Türkiye’ye dönmek üzere hareket etti.

TRUMP’LA ‘DOSTLUK’ MESELESİ

Özetle, tüm bu seyahat boyu bırakın görüşmeyi, Trump’ın herhangi bir yerde adı dahi geçmedi. Herhangi bir kayda da girmedi.

Başta da altını çizdim; Özal-Trump 'dostluğu'ndan söz etmek doğru mu bilinmez, ancak
tanıştıklarını belgeleyen birkaç kare fotoğraf mevcut.

O FOTOĞRAF..

Fotoğraflara gelince..
Yine bir ocak ayıydı. Yıl 1990..
Cumhurbaşkanı, sağlık denetiminden geçmek üzere düzenlediği 'özel' ABD gezisini bir anda çalışma ziyaretine çevirerek, resmiyet kazandırdı.
Seyahat Türkiye'de siyaset dünyasında fırtınalar koparırken Özal, Başkan Bush ve Dünya Bankası Başkanı ile ayrı ayrı görüşmeler gerçekleştirdi.
Ardından da New York’ta bir resepsiyonda, ABD’nin önemli isimleriyle bir araya gelmeyi ihmal etmedi.
Resepsiyonun konukları arasında dönemin iş insanı Donald Trump da vardı.
O fotoğraflar da aynı akşam çekildi.
İkili resepsiyonda bir süre sohbet etti.
Ayak üstü ne konuştular bilinmez.
Sohbetin yakın tanığı -fotoğraf karesinde de yer alan- dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner bir gün anlatırsa, hepimizin de öğrenme şansı olur.

Yorumlar
Z
Ziyaretçi 3 hafta önce
İsimlerin hepsi kulağa tanıdık geliyor. Ne günlerdi.
BEĞENME
0
CEVAPLA