İŞ GARANTİLİ ÜNİVERSİTE TERCİHİ!
2017-ÖSYM yerleştirme sonuçlarına göre, 994 bin 766 aday üniversite tercihi yapıyor. Örgün lisans ve ön lisans programlarında;696 bin 241 aday yerleştiriliyor. Buna göre LYS tercihlerinde, 214 bin kontenjan boş kaldı! Şimdi adaylar yerleştirildikleri yerlere kayıt yaptırmazlarsa boş kontenjan 300 bini bulabilir. Peki, bu sonuç ne manaya geliyor? Üniversite adayları artık bir üniversiteye girmeyi hayat-memat, ölüm kalım meselesi yapmaktan çıkardı. Bu aslında sevindirici bir durumdur. İkincisi; adaylar bilinçli tercih yapıyorlar. “Üniversiteye kayıt yaptırımda hangi bölüm olursa olsun” şeklinde bir tercihte bulunmuyorlar. Bu bilinçli tercih takdire şayandır. Bundan birkaç yıl önce daha az sayıda olan ilahiyat fakülteleri kontenjanları dolmazken bugün sayısal olarak artmasına rağmen kontenjanları boş kalmamıştır. Bu da gösteriyor ki aday seçeceği alanla ilgili piyasada karşılığı olan bir yeri değerli buluyor ve tercihini buna göre yapıyor. Yani aday iş garantisi olan bölümleri tercih ediyor.
Türkiye’nin en önemli meselesi bana göre üniversite meselesidir. Türkiye’nin öncelikle gündemi eğitim meselesi olmalıdır. Her alanda ve her sahada nitelikli insan gücüne ihtiyacımız var. Nitelikli insan unsurunu ortaya koyacak olan ise hiç şüphesiz üniversitelerdir. Üniversite rektöründen hademesine kadar işin ehli olan insan iş başına getirilmelidir. Son 15 yılda, üniversite sayısı 75’ten 186’e, öğrenci sayısı 1 milyon 664 binden 7 milyon 194 bine, öğretim üyesi sayısı 24 binden 73 bine, öğretim elemanı sayısı da 66 binden 156 bine yükseldi. Yabancı öğrenci sayısı 100 bini aştı.
Memleket meselesi olan meslek liseli adayların geçen yıl yüzde 77’si tercih yaparken oran bu yıl yüzde 50’de düştü. Üstelik ilk kez uygulanan sınavsız geçişin kaldırılması sonrasında, bu öğrencilere verilen ek puan ile daha yüksek sayıda öğrenci sınavda başarılı oldu, ama tercih yapmadı. YÖK Başkanı Profesör Saraç; “Meslek liselilerine fırsatları anlattığımızda ek yerleştirme döneminde bu durum değişecek. Özellikle önlisans programlarında doluluk oranı yüzde 91’den yüzde 63’e düştü. Eğer önlisans programlarında öğrencilere fırsatlarını anlatırsak tercihleri olumlu yönde etkilenecek. Öğrencilerine bu yıl rehberlik yapacağız” diyor.
YÖK’ün yaptığı bazı düzenlemelerle, iki yıl önce tıp ve hukuk, geçtiğimiz yılda mühendislik ve mimarlık programlarında başlatılan taban puan uygulaması iyi oldu. Tıpta geçen sene boş kontenjan 55 iken bu sene 27, hukukta geçen sene 298 boş kontenjan varken, bu yıl doluluk yüzde 100. Mühendisliklerde geçen sene boş kontenjan 14 bin 754 iken bu sene 8 bin 165 oldu. Başarı sıralaması şartı akademinin ve toplumun bütün kesimlerince tasvip gördü. Artık 265 bininci sıradaki kişi hukuk fakültesine, 115 bininci sıradaki öğrenci de tıp fakültesine giremiyor.
Bu yıl ilk kez öğretmenlik programlarına başarı sırası barajı getirildi. Doluluk oranı da geçen yıl yüzde 99 iken bu yıl yüzde 87 oldu. Bu doluluk oranındaki düşüşte özellikle bazı programlar, istihdamında güçlük çekilen bilgisayar ve öğretim teknolojileri ile fen bilgisi öğretmenlikleri gibi programlar önemli rol oynadı. Ancak geçmişte başarı sırası 1 milyon 420 binlerde olan öğrenciler eğitim fakültelerine yerleşiyordu, bu yıl ise baraj uygulaması ile bu programlara 240 bin başarı sırasındaki öğrenciler girdi. Bu uygulamada yerindedir. Hatta öğretmen olacak adaylar ilk yüz binde olsa daha iyi olur. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın eğitimi açısından daha nitelikli, bilinçli ve istekli bireylerin bu programlarını tercih etmesi gerekir.
FETÖ kalkışmasından sonra devlet ve vakıf üniversitelerinde ilişiği kesilen öğretim üyesi sayısı 5 binin üzerindedir. FETÖ bağlantılı darbe girişimi askerler tarafından yapılmıştır. Ancak 40 yıldan beri asıl darbe, eğitimi kullanarak devleti ele geçirme girişimi olan FETÖ hareketini de gözden kaçırmamak gerekir. Yeni Türkiye’nin insan gücü planlaması yapılırken onun en önemli ayağı eğitim ve özellikle de yükseköğretim yani üniversitelerdir. Üniversite sınav sonuçlarını kısaca analiz ettiğimizde; daha düne kadar, üniversite olsun da neresi ve hangi bölüm olursa olsun diyen gençlerimiz bugün artık çok bilinçli ve seçici ve hatta iş garantili bölümleri tercih etmektedirler. Başka konularda yapılan hatalar, öyle ya da böyle, bugün ya da yarın, bir şekilde telafi edilebilir ama eğitimdeki ve sağlıktaki hataların telafisi neredeyse mümkün değildir. Geleceğimizin garantisi gençlerimizi ihmal etmek demek ülkeyi geriye götürmek demektir. Eğitimcilerin ve üniversitelerin iki defa daha dikkatli olmaları gerekir vesselam.