İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

​GELECEĞİMİZ AKILLI OLACAK!..

YAYINLAMA:

Öyle görünüyor ki dördüncü endüstri devrimi insanları birbirine daha fazla dijital ağlarıyla bağlayacak. Zeki teknoloji ve elektronik çağ, yüksek hızlı ağlar, kendi kendine öğrenen robotlar sayesinde artık nasıl bir dünyada yaşayacağımızı hayal etmede bile zorlanacağız. “Akıllı” toplum geleceğiyle ilgilenen herkesin benimsediği ve kullandığı terim olsa gerekir. Gelecekte akıllı şehir ve akıllı evlerde yaşayan, akıllı arabalar süren ve akıllı eğitimle akıllandırılan insanlar olarak yaşayacağız. Bizim sağlığmız “Akıllı Sağlık” sistemine odaklı akıllı teknolojiye dayanacak. Akıllı sensörler hastalıkları bırakın doktorları hastalardan bile önce fark edecekler. IMEC, Leuven merkezli Üniversitelerarası Mikroelektronik Merkezi CEO’su Luc Van den Hove “Kanser artık hayatı tehdit olan bir hastalık olmaktan çıkacak ve kronik bir hastalık olacaktır. Kronik hastalıkları olan kişilerin dijital kişisel sağlık koçları kullanımı yoluyla rahatça yaşamaları mümkün olacak. Onlar gerçek doktorların yerini almayacak ancak becerilerini daha da geliştirecek” diyor.

Van den Hove Antwerp Kraliyet Zooloji Derneği yenilenen Elizabeth Hall’da yarının teknolojisiyle ilgilenen yüzlerce kişiyi ‘Nano-bytes Creating Magic’ adı altında bir toplantıda bir araya getirdi. Kendisi IMEC’i zeki bir ekosistem gibi davranan 3 bin 500 araştırmacıdan oluşan bir şirkete benzetiyor ve bu şirket dördüncü sanayi devrimi temellerinin atılmasına yardımcı oluyor. Bir sanayi devriminden bir başka devrime geçme periyodu hayli kısaldı: 1. ile 2. arasında yüz yıl, 2. ve 3. arasında elli yıl, 3. ve 4. arasında ise yanlızca otuz yıl süre var. Van den Hove ya göre 4. devrim 2010 yılında başladı ve bu devrimde “Akıllı” (Smart) ve “Bağlantılı” (Connected) kavramları temel kavramlar olacağının altını çiziyor. IMEC konferansında ‘Akıllı Elektronika’nın geliştirilmesindeki önemli katkılarından dolayı yaşam boyu başarı ödülü (lifetime achievement award) alan Güney Koreli teknoloji devi Samsung Electronics CEO’su Kinam Kim, “Dördüncü devrimin bizi nereye götüreceğini henüz hayal bile edemiyorum” diyor. Ve çevremizde ve yaşam alanlarımızda, arabalarımızda, evlerimizde ve hatta giysilerimizde bile sensörlerin olacağını söylüyor.

CEO Kim için bir hedef, beynimiz akıllı teknolojiye kıyasla hala çok daha verimli. Bizim görsel sistemimiz güçlü iyi sensörden beş kattan fazla daha akıllı. Özellikle enerji kullanımı açısından beynimiz çok iyi bir performans gösteriyor. Akıllı sensörler bir görev için beynimizden yarım milyondan daha fazla enerji harcıyor. Kim’e göre akıllı teknolojinin beynimizin performans düzeyine çıkabilmesi için daha bir çeyrek yüzyıla ihtiyaç olduğu tahmin ediliyor.

Teknoloji yenilikçileri halen 5G şebekesi üzerinde çalışıyor. Rashid Attar, ABD yarıiletken üreticisi “Qualcomm Technologies” görevlisi birçok insanın düşündüğünden bunu (5G) daha çabuk olacağını öngörüyor. Son otuz yıldır teknoloji insanları giderek birbiriyle fazla temas eder hale getirmiştir. Bir sonraki otuz yıl onların dünyalarının daha fazla etkileşimini ve uyumunu sağlayacaktır. Akıllı telefon insanın yaptığı çok fazla şeyler yapabilen küçücük makinedir. Bu gidiş otomatik olarak milyarlarca cihazların ve birimlerin dev bir internet ağı içinde birbirine bağlı olması demektir. Bir arabanın beyni insanların beyninden çok daha hızlı olacak ve böylece zor trafik şartlarında çok daha hızlı tepki verebilecektir. 5G ağı tam güçte çalışmaya başladığında, dizüstü bilgisayar elli, akıllı telefon ise otuz yaşında olacak. Dolayısıyla eski moda cihazlar, endüstriyel miras olarak müzelerde sergilerlenecekler. Artık hayatımızda super dizayn, bilgisayar ekranları olan üzerindeki teknolojik biyotop içinde en iyi şekilde çalışan taşıyıcılar sayesinde bir çok bilgiye ulaşacağımız gözlükler gibi cihazlar olacaktır.

Robotik günlük yaşantımızın olağan bir parçası olacak. Robotlar olabidiğince, iletişimi ve etkileşimi kolaylaştırmek için insan gibi işleyecek. Flaman innovasyon şirketi Robovision dan Johan Menu, “Yapay zekanın dijitalleşmesini o kadar geliştirmeliyiz ki, artık onlarda bizim beynimizin işleyişine benzer işleyişe kavuşmalıdır. Beynimizin yaptıklarını nasıl yaptığını henüz bilmiyoruz, onların öz farkındalık ve diğer gelişmiş özellikleri nasıl sergilediklerini de bilmiyoruz” diyor. Bu herhangi bir şekilde matematiksel formüllerle olabilecek bir şey değil. Bu nedenle biz robotların “Derin öğrenme” (deep learning) dediğimiz; robotların öğrenmesi için programlar yazmak ve geliştirmek için algoritmalar kullanmak değil, sistemin kendi kendine öğrenmesini ve geliştirmesi isteniyor. Bu aynı zamanda daha az programcılara ihtiyaç olacağı anlamına geliyor. Aslında, biz bir çeşit sahte beyin üretiyoruz. Zeka üretmek artık bir hizmet olacak ve biz bunu normal karşılayacağız. Yüz yıl önce insanlara, elektrikte başlangıçta yıkıcı etkisi olan bir buluş gibi gelmişti. Yüksek teknoloji dünyada o kadar hızlı gelişiyor ki hiç kimse bir çok hayallerin çok yakında gerçeğe dönüşeceğinden şüphe duymuyor. Yirmi yıl önce ortalama bir vatandaş pek internet gibi bir şey olabileceğine inanmazdı. Sözün özü geleceğimizi şekillendirecek akıllı ve derin düşünerek öğrenmeden geçiyor. Buna hazırlıklı olmalıyız. (Bu yazıya katkılarından dolayı Hollanda’da yaşayan Adil Çiftçi ve Belçika Knack gazetesi editörü Dirk Draulans’a teşekkür ediyorum).


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *