İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

ÜNİVERSİTE REKTÖRLERİN 2023 HEDEFLERİ

YAYINLAMA:

Rektörlerle söyleşi yaparken bir taraftan da bilimsel olarak rektörlerin 2023 hedeflerini tespit etmeye çalıştım. Çalışmada, 2006 yılından sonra açılan üniversite rektörlerinin 2023 hedeflerini ve bu hedefler doğrultusunda neler yapabileceklerini saptamaya çalıştım. Üniversite iklimi içerisinde yöneticilik görevini sürdüren rektörlerin müteşebbis yönlerini ortaya çıkartarak Türkiye’nin geleceğine yön verecek bilim adamlarının durumunu da belirlemek istedim. Çalışma, Ekim 2014- Ekim 2016 tarihleri arasında Türkiye’nin her bölgesinden 2006 ve sonrasında kurulan toplam 70 üniversite rektörü arasından 29 devlet, sekiz özel vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 37 rektör ile yüz yüze görüşerek yaptım. Bu görüşmede özellikle rektörlere “2023 hedefiniz nedir? ve “yeni üniversitelerin yeni rektörleri nasıl olmalıdır” şeklinde iki soru ile hedeflerini belirlemeye çalıştım. Bu çalışmada, sorulara verilen cevaplar kendi içinde her bir rektör için ayrı ayrı içerik analizi yaptım ve çıkan bulgular ışığında rektörlerin 2023 hedefleri ortaya çıkartmaya çalıştım. (S.Doğan. (2017).“2006’dan Sonra Kurulan Üniversitelerde Rektörlerin 2024 Hedefleri”, Bülent Ecevit Üniversitesi, Yükseköğretim ve Bilim Dergisi, C.7, Sayı 1, Sayfa:139-149).

Literatürde üniversite rektörlerinin 2023 vizyon ve hedeflerinin araştırıldığı başka bir çalışma olmaması açısından ve elde edilecek bulgulara dayanarak gerçekleştirilecek stratejilerin girişimci ve yenilikçi üniversite endeksine katkısı bakımından bu araştırma önem taşımaktadır. Araştırma sonucunda; görüşme yapılan rektörlerin hedef ve vizyonlarının; 1-Bir dünya üniversitesi, 2-Yenilikçi ve girişimci bir üniversite, 3-Üniversitenin kurumsal kimliğini oluşturmak, 4-Vizyoner ve değişime açık, 5-Çalışanları ve öğrencileri motive etmek şeklinde beş temada birleştikleri bulgusuna ulaştım.

Rektörlerle yapılan görüşmedeki içerik analizinden çıkarılan ve rektörlerin özellikle üzerinde sıklıkla durduğu kavramlar şunlardır: Özgürlük, adalet, özerklik, çağdaşlık, yenilik, girişimcilik, küresel rekabet, teşvik, sorumluluk, çalışmak, bilgi birikimi, tecrübe, AR-GE çalışması, bölgeye, ülkeye ve dünyaya faydalı olma, Teknokent, inovasyon, değişim, gelişim, güven, sevgi saygı, huzur, ihtisaslaşma, teknoloji, sanayi ile işbirliği, plan, program, bilimsel altyapı, kurumsallaşma, sorgulayıcılık, objektiflik, kültürel değerler, evrensel değerler, eğitimde kalite, stratejik plan, şeffaflık, hesap verebilirlik ve yerinden yönetim. Araştırma sonuçları açısından, yeni üniversitelerin yeni rektörlerinin nasıl olmasına yönelik görüşler incelendiğinde, öncelikle rektörlerin ve bütün akademik kadronun, kesinlikle ulaşılabilir ve sağlıklı iletişim kurulabilir sosyal bireyler olması gerektiği sonucuna ulaştım. Rektörün hem kurum içi iletişim, hem de kurum dışı paydaşlarla olan iletişimde etkin olmak zorunluluğu vardır. Dünyada bütün faaliyetler çok hızlı hareket ettiği, değiştiği ve geliştiği için rektörlerin bunu çok iyi takip etmesi ve kurumunu gerekli yöne sevk ve idare etmesi gerekmektedir. Rektörlerin geçmişle gelecek arasında köprü olarak mazeret değil hizmet üretmesi gerekir. Yine bu araştırmada rektörlerin günü kurtarıcı değil, geleceği kuşatıcı düşünce, ufuk, plan, program ve hedef sahibi olmasının yanında gelecek nesillerden de sorumlu olduklarının bilincinde yaşamaları gerektiği görüşüne ulaşılmıştır.

Araştırmamda ortaya çıkan önemli bir tema rektörlerin “yenilikçi ve girişimci” üniversite olmak ve kurumsal hale gelmek hedefleri de kayda değer önemli bir bulgudur. Yeni kurulan üniversiteler öğrencilere sosyal ve kültürel açıdan iyi bir hizmet sunamamaktadır. Bir üniversitenin dünya standartlarında bir kurum haline gelmesi için en az 25 ile 50 yıl gerekebilir. On yıllık üniversitelerden 50 yıllık bir üniversite performansı beklemek doğru bir yaklaşım olmasa gerektir. Türkiye’de araştırmamıza konu olan son on yıl içinde kurulan üniversite rektörlerinin Cumhuriyeti’mizin 100.yılına yakışır bir vizyon ve hedef koymaları geleceğimiz açısından kayda değer bir gelişme olarak görülmelidir. Rektörler kanunun verdiği yetkilere dayanarak adeta bir Ortaçağı derebeyi değil beşeri ve mali kaynağı doğru ve bilinçli bir şekilde değerlendiren yöneticiler olmalı; bunu gerçekleştirirken objektif, adil, demokratik ve katılımcı yönetim anlayışına sahip olmalıdırlar. Maalesef kültürümüz her şeyi liderden bekleyen bir yapı sunmakta, akademi de kısmen bu etki altında işlemektedir. Bu yüzden rektörler, sadece akademik birimlerden gelecek teklifleri beklemek yerine, dünyada yükseköğretimin gelişimini takip etmeli, eskimiş olanların yürürlükten kaldırılması, araştırma ve yayın faaliyetlerinin desteklenmesi ve yeni araştırma alanlarının açılması konusunda aktif olmalıdırlar. Geleceğe güvenle bakan bir üniversitenin kaynaklarını düzgün ve doğru yerde değerlendirmelidirler. Ayrıca yeni üniversitelerin doğru gelişme stratejileri ile yerel, bölgesel ve ulusal kalkınmada önemli bir katalizör görevi üstleneceği aşikardır.


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *