EROL GÜNGÖR'Ü ANARKEN!
Türk’ün fikir kalelerinden Erol Güngör; tarihimizin her dönemine sevgi dolu bir ilgi ile yaklaşmıştır. O’nun yorumlarında basmakalıp ideolojik doktrinlerin yeri ve izi olmayıp, ele aldığı meselelerin teşhisi, tahlili ve çıkarılan sonuçlar tamamen Türkiye’nin tarihi realitesine, sosyal ve iktisadi şartlarına uygundur. Prof. Dr. Erol Güngör, mesleğinin bilgilerini ve metodunu Türkiye’nin meselelerine uygulayarak, Türk aydınlarının dikkatine sunmak vazifesini üstlenmiş ve bunu en iyi şekilde yerine getirmiştir.
10 Nisan 2017 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kültür Daire Başkanlığı, “Türk’ün Fikir Kalelerinden Erol Güngör” özel etkinliği düzenlendi. Bakırköy İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Bakırköy Anadolu Lisesi ve İLESAM’ın da (Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği) katkı ve işbirliği sağladığı program Bakırköy Cem Karaca Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Bakırköy Anadolu Lisesi Müdürü İrfan Müftüoğlu’nun yaptığı selamlama konuşması ve Harun Yöndem’in yönettiği programda; Prof. Dr. Edibe Sözen ve Sosyolog Cafer Vayvni’nin konuşmaları faydalı ve anlamlıydı. Prof. Dr. Edibe Sözen, ‘Bir Geleneğin Yazarı olarak Erol Güngör’ü anlatırken, Cafer Vayni’ de ‘Türk Düşünce Hayatında Erol Güngör’ün yeri ve önemine değindi.
Erol Güngör, 1938’de Kırşehir’de doğdu. 1961 İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı yıl Tecrübî Psikoloji kürsüsünde asistan oldu. Fransızca ve İngilizce de öğrenen Güngör, Türkiye’de yeni bir bilim dalı olan Sosyal Psikoloji’ye yöneldi. 1965'de “Kelâmî (Verbal) Yapılarda Estetik Organizasyon” adlı teziyle doktor oldu. 1966'da ABD Colorado Üniversitesi'nde tanınmış sosyal-psikolog Kenneth Hammond'un daveti üzerine Amerika'ya gitti. Bu üniversitenin "Davranış Bilimleri Enstitüsü"nde milletlerarası bir ekibin araştırmalarına katıldı. “Şahıslar arası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü” konulu teziyle 1970 yılında doçent oldu. Akademik çalışmalarının yanı sıra Türk Yurdu, Hisar, Türk Birliği, Töre, Türk Edebiyatı, Türk Kültürü, Milli Eğitim ve Kültür, Milli Kültür, Konevî, Toprak ve Diriliş dergileri ile Millet, Her Gün, Yeni Düşünce, Yeni Sözcü, Yol, Ayrıntılı Haber, Yeni İstanbul ve Ortadoğu gazetelerinde yazılar yazdı. 1974-1977 yılları arasında Ortadoğu Gazetesi’nin başyazarlığını yaptı. Güngör, 1978 yılında "Değerler Psikolojisi Üzerinde Araştırmalar" adlı teziyle profesör oldu.
1982 yılında YÖK tarafından Konya Selçuk Üniversitesi’ne rektör tayin edildi. Bu görevi sırasında 24 Nisan 1983’te geçirdiği bir kalp krizi sonucunda kırk beş yaşında vefat etti. Vefatından sonra ardında bıraktığı eserlerinin bazıları şunlardır: Ahlak Psikolojisi ve Sosyal Ahlak, Dünden Bugüne Tarih Kültür ve Milliyetçilik, İslam'ın Bugünkü Meseleleri, İslam Tasavvufunun Meseleleri, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik, Sosyal Meseleler ve Aydınlar, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, Türkiye'de Misyoner Faaliyetleri, Tarihte Türkler, Kelâmî Sahada Estetik Yapı Organizasyonu, Şahıslar Arası İhtilafların Çözümünde Lisanın Rolü, Değerler Psikolojisi Üzerine Araştırmalar.
Erol Güngör, hem modern, hem de millî bir kültürün inşası için uğraştı. Bu noktada görüşleri Ziya Gökalp’le örtüşmektedir. Erol Güngör’ün milliyetçilik anlayışı tamamıyla kültürel niteliktedir. Dil konusunda da; “Her şeyimizi kaybedebiliriz, ama dilimiz kaybolmazsa biz yine bir millet olarak ayakta kalabiliriz. Ama dil kaybolunca millet kalmaz.” düşüncesindedir.
1974’de kaleme aldığı bir makalesinde; “Bugün Türk diline en büyük zarar radyo ve televizyondan gelmektedir. Uydurma dil görüşünü propaganda eden birtakım adamları bunlar sanki devletin resmi ağzı veya tek otorite imiş gibi her fırsatta mikrofon veya ekran önüne çıkarıyor.” şeklinde yazmaktadır. Günümüzde onlarca televizyon ve yüzlerce radyo, Türk dilini, ahlakını ve kültürünü yozlaştırma yarışı içerisindedir. Erol Güngör’ün henüz kitaplaşmamış olan 150 civarında dış politika yazısında da gidişata dair önemli tespitler yer almaktadır. Erol Güngör hakkında üniversitelerimizde yirmi civarında yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Kitaplarına girmemiş olan 1350 yazısının künyesi ise sosyolog Cafer Vayni’nin hazırladığı “Türk Düşünce Hayatında Erol Güngör” isimli kitapta yer almaktadır.
Erol Güngör'ü çok erken yaşta tanıdım ve son döneminde Selçuk Üniversitesi rektörü iken iki defa yüz yüze görüşme imkânım oldu. Erol Güngör’ün kitaplarını dikkatle okursanız onun ne kadar yerli ve milli olduğunu anlar ve eserlerini her dönem geçerli olduğunu görürsünüz. Öldükten sonra da tesiri devam eden vakıf insanlardan biridir O. Bütün bu yönleriyle Erol Güngör Türkiye’nin 21. asrına en fazla ışık tutacak düşünürlerimizin başında gelmektedir. Vefatının 34.yılında Güngör’ü rahmet ve şükranla anarken O’nun eserlerini döne döne yeniden okumalı, anlamalı ve anlamlandırmalıyız.