MÜZİK ÜNİVERSİTESİ
Müzik Üniversitesi kurulması çalışmasının ilk önemli ve etraflı toplantısı Ankara’da YÖK’ün (5 Nisan 2017) konferans salonunda gerçekleştirildi. Konferansa, üniversitelerin müzik ve sanatla ilgili akademisyenler, sanatçılar, Milli Eğitim ve Kültür ve Turizm Bakanlıkları’ndan bürokratlar ile ilgililer katıldı. Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Alpaslan Durmuş ise Müzik Üniversitesi için Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredat çalışması yaptığını söyledi. Üniversite için ikinci büyük toplantı İstanbul’da yapılacak ve resmen açılması Eylül 2017’de gerçekleştirilecek. Öğrenci alımı ise muhtemelen 2018 yılında yapılacak.
Konferansta konuşan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü Doç. Dr. İbrahim Kalın, “Türkiye'de şu anda 34 konservatuvar var. Müzik Üniversitesi 35’inci konservatuvarı kurma çabası değildir. Türkiye’de müzik eğitimi ile ilgili yeni bir paradigmanın başlangıcı olacaktır. Bizim müziğimizde Dede Efendi, Itri, Neşet Ertaş ve Aşık Veysel’in bu coğrafyanın toprağı ile teneffüs edilmiş, insanın kalbi ve aklı ile ortaya koydukları sanat eserlerinin yerel ve milli olmakla birlikte evrensel bir yönünün de olduğunu mutlaka dikkate almalıyız. Son 10-15 yılda “yapılamaz” denilen birçok şey yapıldı. Müzik ve kültür alanında da yepyeni bir sayfanın açılması mümkündür. Anadolu coğrafyasında başkalarının eserlerine ilgi duymak ya da onlar üzerinden kendimizi kötülemek gibi bir bedbinlik alışkanlığı maalesef vardır” dedi.
“İslam’da müzik var mı?” yönündeki tartışmaların yaşandığını ancak bunların artık geride kaldığını dile getiren İbrahim Kalın, “Müzik kalitesi olmayan bir İslam medeniyetinden bahsetmek mümkün değildir. Ezanın okunmasından, Kur’an’ın tilavetine, bir çocuk doğduğunda kulağına okunan ezan ve saladan, ilahilere ve oradan halk müziğine kadar müzik hep bizim medeniyetimizin merkezinde olmuş bir sanat dalıdır” dedi.
Müzik Üniversitesi’ni ilk defa Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde dile getiren Profesör Erol Parlak orada yaptığı konuşmada “Anadolu bir müzik medeniyetidir” demiştir. Bu gerçekten doğru bir tanımlamadır. Türk müziğinin zenginliğini ve enginliğini keşfedecek ve yeni nesillere aktaracak enstrümanların, mekanizmaların da ortaya konulması elzemdir. Bunun için önce işin ruhunu doğru anlamamız gerekir. Bu alanda bir tasavvur, bir kültür, bir irfan ve bir medeniyet felsefemiz olmadan müzik, görsel, plastik ve tüm sanat alanlarında bir mesafe almamız mümkün değildir. Türk müziğinin kendi dilini inşa etmesi zaruridir.
Rahatsızlığı sebebiyle toplantıda bulunamayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç yerine konferansta bulunan YÖK Başkanvekili Safa Kapıcıoğlu ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın süreci başlatan talimatlarından sonra Müzik Üniversitesi ile ilgili çalışmalara hız verdiklerini belirtti. Kapıcıoğlu, “Artık bu alanda da yeni kavramlar üretip bunu akademi, kültür ve sanat camiasına hediye etmemiz gerekiyor” dedi.
Müzik Üniversitesi Arama Konferansı sırasında görüştüğüm projenin mimarı İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erol Parlak, üniversitenin açılması için yoğun bir faaliyet içinde olduklarını söyledi. Parlak, ayrıca dünyada benzeri durumda olan müzik üniversitelerinin varlığıyla ilgili de bir sunum yaptı. Konferansta görüşlerini aldığım Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Uslu ve Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi Dekan Vekili Turan Sağer kurulacak üniversitenin Türkiye’deki tüm müzik alanında çalışanları da kucaklayacağını söyledi. Konferansı büyük bir rikkat ve dikkatle ÜNDER Başkanı Doç. Dr. Muhammed Kurulay ile birlikte takip ettik.
Dârü’l-Elhân, “nağmeler evi” anlamını taşıyan Türkiye’nin ilk resmi müzik okulu 1914’te Şehremini Cemil Paşa (Topuzlu) zamanında faaliyete geçmiş ancak iki yıl sonra 1916 yılında kapatılmıştır. Dârü’l-Elhân’ın ardından yüz kusur sene geçtikten sonra şimdi Türkiye’de bir Müzik Üniversitesi kurulması için devlet çoktan kolları sıvadı. Ancak bu konuda acele edilmemeli ve geniş bir yelpazede kamuoyunun fikirleri de alınmalıdır.