İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

​SINAV HEYECANI VE SORULARIN ANALİZİ

YAYINLAMA:

Geçen pazar günü yapılan üniversiteye giriş sınavında (YGS 2017) iki buçuk milyon aday 160 dakika ter döktü. Sınavı bazı adaylar kıl payı kaçırdılar. Bir veya birkaç dakika geç kaldığı için sınava giremeyen adaylar başlarına gelen talihiz durumu bir ömür boyu kötü bir hatıra olarak anacaklardır. Sınavın giriş saatini değiştirmek bana göre doğru bir karar olmamıştır. Aday sınava saat on’da başlayacaksa on’a kadar aday sınava girebilmelidir. Mantık olarak şayet sınavın başlangıç saatini on olarak ilan ediyorsanız o saatte kadar da aday sınava alınmalıdır. Sınavlara şaibe karıştığı için ÖSYM’nin bir takım tedbirleri zorunlu olarak alması tabiidir. Ancak o kadar ayrıntılarla uğraşılıyor ki sınavda çocukların peçete mendilleri çöpe attıklarına şahit oldum. Sınava gelen özellikle bayan öğretmenlerin çanta ve el cüzdanlarını nereye koyacaklarını soruyorlar. Bazı gereksiz yasaklarda kaldırılmalıdır.

Türkiye’de sınav maratonu kırk yıldan beri tüm eleştirilere rağmen yoğun bir şekilde yapılıyor. Bu yıl yapılan sınavda geçen yıl olduğu sınavı belirleyici unsur yine matematik sorularının olacağı aşikar görünüyor. Türkçe soruları ise matematik sorularına göre öğrencilere daha kolay geldiğini görüştüğüm adaylardan öğrendim. Bu yıl anlatım bozukluğu sorusu çıkmadı. Türkçe testinin ise genel olarak matematiğe göre daha kolay olduğu görülüyor. Fizik ve kimya soruları ise daha seçici ve işlemden biraz uzak derin düşünceye ve yoruma dayalı sorular olduğu göze çarpıyor. Bu yıl biraz daha kolay ve orta düzeyde soruların yer aldığı coğrafya testinde ise uzun zamandır sorulmayan saat hesaplama sorusu ile nüfus piramitleri sorularına alışık olmayan öğrenciler için sürpriz oldu.

Sınavın en zor testinin uzun işlem gerektiren matematik soruları olduğu görülüyor. Problem sorularının uzun metinli ve zorluk seviyesinin yüksek olması sınav stresiyle odaklanamayan öğrenciler için sıkıntı doğurdu. Bu sene 10’uncu sınıf ünitelerinden parabol, ikinci dereceden denklemler, karmaşık sayılar ve polinom ortak alana dahil edildi ve bunların arasından sadece bir tane polinom sorusu çıktı. Türkçe sorularında geçen yıl 32 olan anlam soruları bu yıl 31 idi. Yazım-noktalama dahil olmak üzere 9 dil bilgisi sorusu yöneltildi. Bunlar temel konuların yanı sıra detay bilgiyi de sorguladı.

Biyoloji soruları da beklenen zorluk seviyesindeydi. 9 ve 10’uncu sınıf konularının dışında 11’inci sınıf biyoloji öğretim programında işlenen ‘İnsan Fizyolojisi’ ünitesinden iki soru vardı. Çalışan öğrencilerin rahatlıkla yapabileceği, sürpriz olmayan sorulardı. Ancak biyoloji konuları için her zaman olduğu gibi YGS-LYS ayrımının yapılamadığını gösterdi.

Tarih önceki yıllara göre daha çok zorladı. Bu sene doğrudan bilgi soruları az yer aldı. Genel olarak tarihi kavramlar ve dönem bilgisinin yorumlanması üzerine kurgulanan sorular, paragrafı doğru okumaya dayalıydı. Konu dağılımı geçmiş yıllarla paraleldi. Felsefedeyse bilgi ağırlıklı sorular ön plandaydı. Geçen yıllardaki gibi ‘felsefe kavram bilgisi ve temel problemlerin’ sorgulanmasına yönelik sorular da vardı. Bu yıl ilk defa felsefi görüş ile filozofun isminin eşleştirilmesi soruldu. Paragrafa dayalı sorular felsefe konularına hakim öğrenciler için kolay; bilgi eksiği olanlar içinse zordur.

Din kültürü ve ahlak bilgisi, bir bilgi sorusu dışında adaylar tarafından kolay bulundu. Bu derste genel olarak okuduğunu anlama ve yorumlama becerisine dayanan paragraf sorularına yer verildiği ve ders konularına ilişkin olarak kelimeyle kavram bilgisi sorgulandı.

Sınavda geçen yıllarda olduğu dört yanlış bir doğruyu götürüyor. Sınavda baraj puanı 150 olup, dört yıllık üniversiteye giriş için en az 180 puan alınması gerekiyor. Şayet öğrenci 180 puan alamazsa LYS sınavına giremiyor. Öğrenci 180 puan alması için sınavda kaç net çıkarması gerekiyor: 160 soruda öğrenci en az yüzde 20 başarı oranı içinde yer alması gerekiyor. Bu orana girebilmek için; 160 soruda en az 32 net alınması gerekiyor. Toplam 4 testin her birinde 8 net puan alınması, 2017 LYS sınavı için yeterli oluyor.

Sınava verilen anlam ve bakış açınıza göre kaygı ve motivasyonunuz artar veya azalır. Bir sınavdan başarısız olmuş olmak sadece o sınavın ölçtüğü bilgi ve becerimizin yeterli olmadığını gösterir. Gençlerin başarısızlıklarının en büyük nedenlerinden biri az okuyor ve az düşünüyor olmalarıdır. Milletin ihyasının en önemli şartlarından biri eğitimdir. Bir ülkenin geleceğinin sağlam ve ümit verici olması, gençliğini ciddiyetle ele almasına ve onları geleceğe akıl ve kalp bütünlüğü içerisinde hazırlamasına bağlıdır. Bugün eğitim ve öğretim adına yetiştirdiğimiz nesil maalesef test çözen, tost yiyen bir nesildir. Gönül arzu eder ki öğrencilerin aritmetik başarısı, performansı ve becerileri doğrultusunda sınavsız istedikleri üniversitelere girebilmeleridir. İnşallah bir gün bu da gerçekleşir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *