İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

​HAVACILIK YÖNETİMİNDE TAŞLAR YERİNE OTURDU!..

YAYINLAMA:

Türkiye'nin kalkınmasında çok önemli işleve sahip yatırımcı bakanlıkların başında, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı gelir. Kara, hava ve deniz yolu ulaştırmasının yanı sıra, telekomünikasyon ve uydu iletişimi de bu bakanlığımızın uhdesindedir.

Bakanlığın on yılına damgasını vuran, hizmet yoğunluğu ve hizmet süresinde rekorlara imza atan, Binali Yıldırım'ın Başbakan olmasından sonra bu zor göreve Demiryolları, Limanlar ve Hava Meydanları (DLH) Genel Müdürü (Daha sonra Ak Parti Milletvekili) Ahmet Arslan, isabetli bir kararla atandı.

Bu atama, bakanlıkta da bazı üst düzey değişiklikleri beraberinde getirdi.

Binali Bey'in zamanında, Bakan Yardımcılığı makamına, Ak Parti'nin İstanbul eski milletvekillerinden mimar Yahya Baş atanmıştı.

2015'te ise, yerine yine Ak Parti eski Bolu Milletvekili olan Yüksel Coşkunyürek getirildi. Bakanlık Müsteşarlığı'nı uzun yıllar yapan Sivaslı Habip Soluk'un siyasete soyunmasıyla boşalan bu koltuk başarılı müsteşar yardımcısı, denizci kaptan Suat Hayri Aka'ya nasip oldu.

Bakanlık bünyesinde uzun yıllar DHMİ (Devlet Hava Meydanları İşletmesi) Genel Müdürü olarak görev yapan, siyaseti deneyip tekrar devlete dönen Erzincanlı deneyimli bürokrat Orhan Birdal Müsteşar Yardımcısı oldu. Bakan Arslan'ın İTÜ'den sınıf arkadaşı olan Ahmet Selçuk Sert de diğer bir müsteşar yardımcılığı görevine uygun bulunurken, deniz kökenli genç bürokrat Özkan Poyraz koltuğunu korumayı başarabildi. Orhan Birdal'dan boşalan DHMİ Genel Müdürlüğü'ne atanan Serdar Hüseyin Yıldırım, görevi geçen yıl kurumun özelleştirme de temayüz etmiş Genel Müdür Yardımcısı Funda Ocak'a bıraktı. Bakanlığın diğer önemli bir genel müdürlüğü olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne (SHGM) ise THY'den gelip, kurumu başarı ve titizlikle yöneten Bilal Ekşi'nin yerine, havacı asker kökenli olan Bahri Kesici atandı. Ulaştırma deyince aklımıza ilk gelen kurum olan THY'de ise yıllardan sonra radikal değişiklikler yaşandı. Bir genel kurul manevrasıyla Hamdi Topçu'nun yerine, Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkanı, genç Bilkentli İlker Aycı, Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanlığı'na ittifakla seçildi. Yıllardır gitti- gidecek denilen, ancak üç başkanı da gönderen Rizeli Temel Kotil, Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş'de (TUSAŞ)- (Turkish Aerospace Industry-TAI) Genel Müdür olarak görev aldı. Temel Bey'in boşalttığı THY Genel Müdürlüğü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekilliğine de, çok doğru ve isabetli bir seçimle SHGM'den ayrılan Bilal Ekşi, havacılık kamuoyunun desteğini de alarak atandı.

Şöyle bir bakınca kısa adı UDHB olan bu dev bakanlıkta fazlasıyla değişiklik olduğunu görüyoruz. Bunun nedeni, kanaatimce ara dönemde bakanlık koltuğuna oturan Lütfi Elvan'ın kendisine yakın isimleri göreve getirebilme isteği olabilir. Tekrar bakan olan Binali Bey'in ekibini tekrar göreve getirmesi sirkülasyonun yoğun olmasına neden oldu diyebiliriz. Yıldırım Başbakan olunca, çok sevdiği ve çok da başarıyla yönettiği bu bakanlığı gönül rahatlığıyla yeni Bakan Ahmet Arslan'a bıraktı. Bakan Arslan da, Binali Bey'in karşı çıkmayacağı bürokratları atamakta hiç tereddüt etmedi. Şimdi, bakanlıkta ve bağlı olan genel müdürlüklerde artık taşlar yerine oturmuş diyebiliriz. İşi iyi bilen kadrolar emaneti teslim alıp, sahada büyük bir özveriyle çalışmaya başlamışlardır.

Makamlarının hakkını vererek bu görevlere layık olan müsteşar ve yardımcıları, DHMİ'de geçmişi aratmayacak olan ilk kadın genel müdür Funda Ocak ve THY'de İlker Aycı gibi genç bir vizyoner, bilgi ve birikimli Bilal Ekşi'yi bir araya getirip, uyum ve ahenk içinde çalıştırmak üst aklın bir eseri olsa gerek.

Genel müdür yardımcıları, daire başkanları, bölge ve il müdürleri ve değişik unvanlarda binlerce kişinin çalıştığı "Ulaştırma ordusu" hayatın her alanında bizi rahatlatan bir çok işe dokunup mutlu olmamıza yardımcı oluyor.

Yukarıda saydığımız kurumlar içinde sadece THY Anonim Ortaklığı, Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı değildir. THY görünürde Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı'na bağlıdır. THY'deki yüzde 49.12'lık kamu hisseleri 3 Şubat 2017 itibariyle kısa adı Turkasset olan Türkiye Varlık Yönetimi A.Ş'ye devredilmiştir.

Varlık Fonu'nun sermayesinin tamamı Özelleştirme İdaresi'ne ait olduğundan, THY açısından yönetim şeklinde, stratejide ve ticari kararlarda bir değişiklik söz konusu değildir.

Aslına bakarsanız, 335 uçaklık filosu, 50 bini zorlayan personel sayısı, 300'e yakın destinasyonu ve maddi değeriyle global tek markamız olan THY'nin farklı bir yönetim yapısıyla idare edilmesi, acaba daha yararlı bir adım olabilir mi diye sormak lazım. Bu durum, doğru yolda ve istikrarlı yönetim anlayışındaki THY'ye sinerji sağlayabilir mi diyorum?

Yüksek sesle düşünelim derim.

İyi uçuşlar Türkiye'm.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *