BANKACILIK SİSTEMİ NEDEN TARTIŞILMIYOR? (I)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar, eğer bu ülkede girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi musluklarını açmıyorsa, kim ne derse desin karşısında bizi, hükümeti bulacaktır.”, Star Gazetesi 18 Ocak 2017 Çarşamba, s.5.
Devletin en tepe noktasından
gelen bu uyarı hepimizi düşündürmelidir. Burada Sayın Cumhurbaşkanı’nın yaptığı
iki vurgu var: 1. ‘Finans sektörünün sahibi durumunda olanlar’ ve 2. ‘girişimciye, yatırımcıya gerekli kredi
musluklarını açmıyorsa’. Bu noktaya sonra geleceğiz.
Bankacılık sistemi, özü
itibariyle, memleketteki bütün hane halkından küçük meblağlarda tasarruf tutarlarını
bir havuza toplayıp bunu sabit sermaye yatırımlarının finansmanı için kredi
olarak arz eder. Bankacılık sisteminin birinci ve öncelikli vazifesi budur.
Başka bir deyişle, bankacılık sistemi tasarrufları yatırıma ve büyümeye
dönüştürür. Tasarruflar ise bir memlekette üretilen harcanabilir gelirin
tüketilmeyen kısmını oluşturur.
Şimdi isterseniz Türkiye Bankalar
Birliği Risk Merkezi tarafından yayınlanan bankaların nakdi kredilerinin
sektörel dağılımına bakalım. En son hazırlanan veriler Kasım 2016’ya aittir.
Raporda 31 ana sektör verilmiştir. Sektörler aldıkları kredinin toplam içindeki
payının büyüklüğüne göre sıralanmıştır. Biz burada ilk on sektörün kredilerdeki
paylarını vereceğiz. Aynı zamanda brüt (toplam) krediler, nakdi krediler ve
tahsili şüpheli (yani batık) krediler de tabloda gösterilecektir:
Ne dersiniz, Cumhurbaşkanı
feryadında ve uyarısında haklı değil mi? Konuya pazartesi devam edeceğim.