MERHABA
Öncelikle okuyucularıma merhaba diyerek başlamak istiyorum. Bundan böyle pazartesi ve cumaları bu köşede beraber olacağız. Yazılarımda, siz değerli okuyucularımla iktisadi olgular ve onların arka planlarında neler olduğuna dair bilgilerimi paylaşacağım. Günlük siyasetin tartışmalarından sıyrılarak insan ve olguları soğukkanlı bir şekilde değerlendirmenin sizler için daha doyurucu ve anlamlı olacağını temenni ediyorum. Bu yüzden yazılarımda falanca lider şunu dedi, filanca bunu yaptı gibi ibarelere rastlamayacaksınız. Ne kimseyi vatan haini veya sahtekâr ilan edeceğiz, ne de kimseyi asrın lideri veya siyaset ufkumuzun parlayan güneşi diyerek taltif edeceğiz. Çünkü esas olan zamanla dökülecek olan yaldızların arkasındaki saf gerçeğe değinmektir.
Ekonomi yazarı denince akla “faiz indi – döviz bindi” analizleri yapan, Türkçeyi Amerikan aksanıyla telaffuz eden ve sanki iktisadi olaylar bir iddaa kuponuymuş gibi değerlendirmeler yapan kişiler gelmektedir. Halbuki, iktisadi olaylar arkasında insan birey ve toplumlarının davranış kalıpları bulunmaktadır. İktisadi olayları ve onların arkasındaki bireyleri tarih ve mekandan kopararak gerçeği anlamak mümkün değildir. Keza içinde bulunduğumuz toplumsal ve kültürel durumun arka planındaki iktisadi temellere vurgu yapmadan da, ne siyaseti tahlil edebiliriz, ne dünyayı anlayabiliriz ne de doğru çıkarımlarda bulunabiliriz. Yani toplumsal ve iktisadi olaylar arasında bir geri besleme ilişkisi vardır; yani her ikisi de birbiriyle karşılıklı etkileşim içindedirler.
Günümüzde, içinde yaşadığımız umut kırıcı, dehşete düşürücü ve toplumları parçalara ayıran atmosfer hangi iktisadi ve toplumsal etkenlere dayanmaktadır? Daha anlaşılır bir şekilde ifade edecek olursak, terörün dayandığı iktisadi etkenler nelerdir veya dünya neden önlenemez ve gitgide derinleşen bir kriz içindedir? Dünyadaki kriz ile Türkiye’deki kriz arasındaki ilişki nedir? Dost bildiğimiz ülkeler niye Türkiye’yi hedef tahtasına oturtmuştur? Yazılarımızda bütün bu sorulara cevap arayacağız.
Bir başlangıç olarak temel bir önerme sunalım: Bu anda dünyanın içinde bulunduğu karmaşık kriz hali ve önlenemez gibi gözüken terörün temel sebebi küreselleşmedir. Bugün terörün ve iktisadi krizinin mahiyetini anlayabilmek için küreselleşmenin ne olduğunu bilmek gerekmektedir. Yoksa içi rahatlıkla çok farklı şekillerde doldurulabilecek “insan hakları, demokrasi ve özgürlük” gibi sloganlaşmış kavramlarla hiç bir ciddi analiz yapamayız. Türk matbuatındaki bazı arkadaşlar “OHAL kaldırılırsa Türkiye ekonomik krizden çıkar veya Türkiye terörü önlemek için Kıbrıs’ı ve Güneydoğuyu gözden çıkarmalıdır” kabilinden görüşler beyan ederken aslında ne söylediklerini, kimin çıkarına hizmet ettiklerini ve “demokrasi, insan hakları ve özgürlükten” ne anladıklarını bilmediklerini de ispat etmektedirler. İşte biz her yazıda tek tek bu kavramları değerlendirerek görsel medyanın tuluat perdesinde görünen UFKUN ÖTESİ’ne gitmeye çalışacağız.
Cuma’ya görüşmek üzere…