'BEN İYİYİM' DEMEKTEN HAYA EDİYORUM
Yıllardır güzel ülkemizin her yerinde alçakça saldırılarıyla askerimize, polisimize, canımıza, malımıza ve dahi ülke bütünlüğümüze kast eden hain teröristler ve onların azmettiricileri önceki akşam İstanbul'da şerefsizliklerine bir yenisini daha eklediler. Günün birinde ki inşallah tez vakitte geberip gittiklerinde arkalarında ağlayacak kimsesi olmayacak soysuzlar, geride gözyaşları içinde başta şehadete ulaşanların yakınları olmak üzere milyonlarca vatan sevdalısı yürek bıraktılar. Bilsinler ki her geçen gün acı ile dağlanan o milyonlarca yürek gün gelecek kahpe teröristler ve onlara yardım yataklık yapanlara ne büyük yüreksiz olduklarını gösterecek.
Bakın. Önceki akşam İstanbul Beşiktaş'ta Beşiktaş-Bursaspor futbol maçının hemen ardından stadın çok yakınında yaşanan alçak terör saldırısının bugün daha dikkatle incelendiğinde ne derece hassas bir eylem olduğu ortaya çıkıyor. Milletimize böylesine kritik alanlarda yaptıkları eylemlerle korku salmaya çalışan tabansızlar ben bu yazımı yazdığımda 38 canımızı şehit ederken, 100'ü aşkın canımızı da yaralamışlardı. Sansasyonel bu eylem öncesi ben de orada ve maçtaydım. Ve patlama benim gibi o anda o bölgede olan birçok insanın stadı kısmen terk etmesinin hemen ardından gerçekleşti. Olaydan 15 dakika önce görev yaptığımız yerde yaşananlar o anda orada olduğumuzu bilen başta ailelerimiz olmak üzere o kadar çok insanı endişeye düşürdü ki; haberi alır almaz arayanlara ne diyeceğimi bilemedim. 'İyi misin?' diye soranlara inanın 'Ben iyiyim' demek bile zuldü benim için. Arkamda bıraktığım dehşetin, acının tam ortasında olabilirdim oysa. Kısa, kısa cevaplarla geçiştirdiğim yakınlarımı sağlık haberimle kısmen de olsa rahatlattım rahatlatmasına ama o sırada arkamda bıraktıklarım geldi aklıma. 'Hoşçakalın, görüşmek üzere' diyerek vedalaştığım aynı noktadaki meslektaşlarım ve hepsi zor bir görevi sorunsuz sonlandırmak üzere olan gencecik polislerimiz geldi gözümün önüne. İnsana kendini çok kötü hissettiren, tarifi zor bir duyguya kapıldım. Sadece şiddetini hissettiğim 500 metre ötedeki patlama yerine geri dönmek ile yoluma devam etmek arasındaki kararsızlığı yaşadım. Gazetemi aradım bir refleksle. 9 ayda 90 yılda olacak acı olayı haberci olarak yaşayan çalışma arkadaşlarım da şaşkındı. Ne yapacağımı bilemez halde yola koyulurken teröre lanetler okudum art arda.
Bir spor müsabakasının ardından terör ile yüzleşmek nerede, ne zaman benzerleriyle karşılaşacağımız sorularını getirdi aklıma. Ve bir kez daha 'Yıldıramazsınız' dedim kendi kendime. Yılmayalım.
Hayatını kaybeden şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu son olsun, milletimizin başımız sağ olsun.