BİLGİ EDİNME HAKKININ KÖKLERİ
24 Nisan 2004 tarihinde yürürlüğe giren 4982 sayılı “Bilgi Edinme Hakkı Kanunu”nun amacı, demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık, açıklık ilkelerine uygun olarak kişilerin bilgi edinme hakkını kullanmalarına ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir. Merak edilen husus bugün önemli bir insan hakkı olarak kabul edilmiş olan bu kuralın kökleridir.
Amerikan arşiv belgelerine göre 250 yıl önce, Amerika, Bilgi Edinme Özgürlüğü yasasını çıkarmadan önce, İsveç parlamentosu “Yazma ve Basın Özgürlüğü Yasasını yayınlamıştır.. Bu yasada ilk defa “resmi devlet evrakının yayınlanması” kabul edilmiştir. Fin-İsveç asıllı düşünce adamı ve siyasetçi Anders Chydenius 18.yüzyılda devlet kaynaklarının açılması konusunda en çok çaba gösteren kimse olmuştur. Yasa, İsveç meclisinden geçtiği sıralarda iş adamlarının ticari imtiyazları ve gizli askeri bütçeler konusundaki olumsuz faaliyetleri nedeniyle kendisi İsveç meclisinden atılmıştır.
1766’da kanun olan ‘bilgi edinme hakkı’ Amerikan Kongresi tarafından ancak 1966 yılında çıkarılan bir yasa ile Amerikan siyasal sistemine girmiştir.19. yüzyıl hareketliliği içinde Amerika’da yasalar hızla değişirken istenen yapılan değişikliklerin devlet kayıtlarına girmeden meclis üyeleri tarafından bilinmesi iken kurallar değiştirilerek bilme hakkına dönüştürülmüştür.
Günümüzde (2016) 113 ülke ‘bilgi edinme hakkına kendi yasaları arasına katmışlardır. Bilgi edirme hakkı kuralı Evrensel İnsan Hakları Bildirisinin 19. Maddesinde ve Uluslararası Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesinde yer almıştır. Bilme hakkı bir çok düzeltilmesi gereken hususun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Amerikan arşiv belgelerine göre Hindistan Bankalarının Müslüman yatırımcılara karşı ayrımcılık yaptığı, İskoç hükümetinin enerji lobicilerinin baskısı üzerine çevre ile ilgili hususları göz ardı etmesi, Avusturya polisinin sığınmacılara karşı onların sığınma hakkını önleyen teknikler kullandığı, Michigan eyaletinde su arzı konusunda pahalı kararlar alındığı, kötü uygulamalar sonucu şehir halkının sağlının tehlikeye atıldığı ortaya çıkmıştır.
Bilgi edinme hakkı bir nevi meclis soruşturması yerine geçen halk soruşturmasına olanak vermektedir. Bu nedenle yüzlerce ülkede bu yasanın uygulanmasında aksaklıklar yaşanmaktadır.
Kanada Hukuk ve Demokrasi Merkezi, Bilgi Edinme Hakkı Sıralaması projesi hazırlamıştır. Bu projede Amerika Birleşik Devletleri 55. Sırada gözükmektedir. Ancak, Turump’ın başkan seçilmesiyle bu hususta bazı hamleler yapılması beklenmektedir. Bu hamlelerin başında Amerika’nın küresel açıklık lideri olması için, Bilgi Edinme Hakkı Mahkemesi kurulması, Zorlu Arşivleri Serbest Bırakma ve Gözden Geçirme Organının geliştirilmesi, İdarelerarası Güvenlik Sınıflandırması Temyizi Kurumu kurulması ve idarelerin gizlilik nedeniyle sınıflandırdıkları kayıtların kamu çıkarına aykırı olup olmadığının belirlenmesi gibi hamleler öngörülmektedir.
Bu durumda Amerika’nın uluslararası açıklık konusunda sıralamada ileri gitmesi öngörülmektedir. Açıklık ve hesap verebilirlik ilkesi aynı zamanda Amerika’nın temel kurucu ilkesini oluşturmaktadır.
Diğer devletlere gelince, savaşların, çatışmaların, terör eylemlerinin süre geldiği ülkelerde genel bilgilerin dışında bilgi edinilmesi mümkün olan hususlar zorunlu olarak çok kısıtlı durumdadır. Kanunumuzda belirtilen kısıtlamalar dikkate alınarak vatandaşları ilgilendiren hususlarda daha çok çaba gösterilmesi gerekmektedir.