ORTADOĞU POLİTİKALARI VE DAEŞ'İN YAYILMA ALANI
Bazı lobilerin etkisiyle 1993’de Irak’a karşı girişilen müdahale istenen sonuçları vermeyince, Arap dünyasını karıştıran olaylara girişme sonucu, hangi Arap ülkesinin finanse ettiği konusunda tartışmalı duyumları olan, New York ve İkiz kulelere yapılan saldırılara ulaşan politikaların hesaplanamayan boyutları devam ediyor. Başkan Obama, bir konuşmasında, Amerika’ya karşı terör tehlikesinin Ortadoğu, Güney Asya ve Afrika’dan geldiğini belirtiyor. Terörün geliştiği alanlara bakıyoruz maalesef hepsinde Amerikan üsleri ve askeri güçleri var. Asya kaynıyor. Taliban, Afganistan’da NATO’ya kök söktürüyor. NATO askerleri bomba dolu yollar nedeniyle karargahlarının pek dışına çıkamıyorlar. Pakistan 1977 yılından itibaren operasyonlara uğradığı için sürekli terör eylemleri içinde. Amerika insansız uçaklarla kabile bölgelerinde, savaş sahası dışında, temizlik hareketi yapmakla meşgul. Pakistanlıların itirazı önemli değil. Zaten, Pakistan ordu karargahına yakın bir alanda saklanan terörist Usame Bin Ladin, bir gece operasyonu ile öldürülürken Amerika kimseden izin istememiş. Pakistan ordusu kımıldamamış veya kımıldıyamamış.
Afrika’ya gelince, Somali’nin üstündeki bölgede Afrika’yı denetleyen en büyük Amerikan üssü bulunuyor. Adı, Africom. Bu üs hem Arap yarımadasını Hürmüz Boğazı’nın çıkışını denetim altında tutuyor. Afrika’nın kuzeyindeki Arap bölgelerinde Amerika’ya Fransa yardım ediyor. Orası, Fransa’nın eski sömürgelerinden oluşuyor. Her olay çıkışında Fransa’da yaşayan milyonlarca Cezayirliye, Fransızca konuşan yeni Arap ve Afrikalılar mülteci olarak göç ediyor. Africom, Afrika’daki DAEŞ’e bağlı eylemleri Afrika ülkeleri yöneticileri ile birlikte takip ediyor. Africom aynı zamanda elliye yakın Afrika ülkesinde polisi ve askeri kuvvetleri eğitiyor. Africom’a yakın olarak Yemen’in ve Oman krallığının altındaki adalarda iki büyük Amerikan üssü var. Bu üslere Hint denizindeki Garcia üssünden kuvvet sevk edebiliyor. Böylece Afrika ve Arap yarımadası Amerikan askeri üsleriyle çevrilmiş durumda. Africom’un Afrika’daki müttefikleriyle birlikte herhangi bir Afrika ülkesini karıştırma veya bu ülkelere müdahale gücü var.
Ortadoğu’ya gelince, bu bölgeden söz etmeme gerek yok. Ülkemizde Ortadoğu ülkelerine gitmeden Araplar konusunda uzman olan yüzlerce kişi var. Ortadoğu’daki gelişmeler yarım yamalak gazetelerde yer alıyor. Ortadoğu’da DAEŞ’e karşı Amerika’nın hem Arap, hem Kürt hem Batılı hem de Türk müttefikleri var. Ama nedense beş senedir DAEŞ’le başabaş çarpışıyor. Şimdilerde bu müttefiklerine dolaylı olarak Rusya ve İran’da bir başka cepheden katılmış durumda. Peki DAEŞ nasıl bu kadar büyüdü? Neden durdurulamıyor? Bu soruların tek bir cevabı yok. İlerde-30 yıl-Batı arşivleri açıldığında ne gibi oyunlar oynandığı görülecek. Ancak, basit bir biçimde açıklanabilir hususlar var. Ezilmiş kitlerin ve ayrımcılığa uğramış İslami kesimler bu harekete katılarak ezilmişliklerinin intikamını Batı’dan almak istiyorlar. Örneğin, son zanlarda DAEŞ’e katılımlar Güney Amerika’da Venezuela açığında bulunan Trinidad ve Tobago ada devletlerinden oluyor. Bu adalardan yüzlerce kişi DAEŞ’e katılmış ve hatta bir kısmı ülkelerine geri dönmüş. Hayret, DAEŞ Karayip Denizinde. Trinidad ve Tobago adalarında Hıristiyanlar nüfusun %32’sini oluştururken, Müslümanların nüfusu sadece %5 civarında. Geri kalanlar Hindu ve Roman Katolik. Ezilen Müslüman nüfus ayrımcılığa karşı nefretini DAEŞ’e katılarak yansıtıyor. Bu bölge, Amerikan belgelerine göre seks trafiğinin ve zorla işçi çalıştırma trafiğinin de geçiş alanı. DAEŞ’e katılanlar arasında, Miami gazetelerinin belirttiğine göre, Hıristiyanlar da var. DAEŞ’e katılan fakir Hristiyanlar, adadaki yaşam amaçlarının belli olmadığını ve kendileri için daha büyük bir amaç bulmaları gerektiğini belirtiyorlar. Katılanlardan bazıları Müslüman isimleri kullanıyorlar. Ancak, bu adalarda Müslümanların ilginç bir geçmişi var. 1990’da Müslüman Cemaat adlı örgüt hükümete karşı darbe girişiminde bulunmuş. Müslümanlar burada bir DAEŞ vilayeti kurmak istiyorlarmış.
Şimdi, Batılı güçler Güney Amerika’ya sıçrayan bu hareketleri önlemek üzere harekete geçiyorlar. Amerika daha önce Latin Amerika’da kurduğu örgütlerle Latin Amerika’da güçlü durumda. Terörün gelişmesini önleyebilir. Batıyı asıl şaşırtan gelişme; Ortadoğu’da başlayan kaosun zincirleme etkilerini tahmin edememeleri. Batılıların sosyoloji ve sosyal psikoloji derslerini arttırmaları gerekiyor.