GÜÇ NASIL YARATILIR VE ORTADOĞU
Rusya 30-31 Ağustos’ta II.Dünya Savaşı’nda kendisine Arktik bölgeden Batılıların yaptığı askerin yardımın 75. yılını müttefiklerle birlikte kutlayacak. Bu kutlamada Amerika çekimser kalacak ama İngiltere kutlamalara katılıyor.İngiltere, Amerika’nın yardımıyla Gronland, Chicago, Alaska, Bering boğazı üzerinden havadan ve denizden yoğun silah yardımı yapmış. Yardımlar, Arkhangelsk ve Murmonks limanlarına indirilmiş. İngiltere yardımların bir kısımını İran üzerinden Rusya’ya sağlamış. Amerika II.Dünya Savaşı’nda kullandığı ve kendi ekonomisini kalkındıran ‘Kiralama ve Ödünç’ verme yasası ile 1400 ticaret gemisi Rusya’ya tüketim maddesi yollamış. İngiliz ve Kanada Kraliyet donanmaları ve Amerikan Deniz Kuvvetleri Arktik bölgede 85 ticaret gemisine refakat ederken 16 savaş gemisi,12 kruvazör,6 destroyer ve 8 diğer türden 8 savaş gemisi kaybetmişler. Amerikalılar, Alaska-Siberya yolu ile 8000 uçağı Ruslara teslim etmişler. Uçak tipleri Douglas C-47 ve Bell-P-39. Bütün bunlara,1941-1945 arası tam yapılan 78 konvoyla tamamlanmış.
Batılı ülkelerin, Almanlara karşı II. Cepheyi açmadan önce verilen bu yardımların amacı, Alman ordusunun gücünün büyük bir kısmının Rusya’da yıpranmasını sağlamak için yapıldığı anlaşılıyor. Ruslar tam 20 milyona yakın ölü vermişler ama ille de biz nasıl öldük, biz gadre uğradık diye Holywood flimleri çevirmiyorlar. Ancak, bu desteğin, Ortadoğu’da olduğu gibi geri dönüşü olmuş. Alman fizikçileri kaçıran Rusya, bu savaş yardımlarıyla birlikte çöken İngiltere’nin yerine II. büyük güç olarak çıkmış. Tabii ikinci büyük güç olunca yayılma siyaseti hemen başlamış, Doğu Avrupa’dan Türkiye’ye kadar toprak istekleri ve uydu devlet kurmalar başlamış.Peki gücün yaratıcısı kim? İngiltere, Amerika ve onlara bağlı Anglo-Sakson ülkeler. Sonuçta bütün dünya yetmiş sene müddetle Batının öcü gibi gösterdiği Komünizm ve Sovyetler Birliği ile uğraştı. Bugün küresel ısınma ile birlikte Arktik bölge uluslararası deniz ulaşımına bütün yıl boyunca açılmış durumda. Asya’da Pasifiğe açılışı olan ülkeler Avrupa ticaretini bir zamanların askeri konvoyların yolu olan Arktik bölge yoluyla yapıyorlar.
Günümüzde de yaratılan güçler var. Yeterli silah ve lojistikle insanlar hemen birbirine saldırıyor. Örneğin, sol akımı temsil eden Filistin Kurtuluş Örgütü’ne karşı önceleri silah sağlayarak Şii güçlerinin yaratılmasında Batılıların ve İsrail’in rolü büyük. İlk olarak Lübnan’daki Şii’lere on bin tüfek vererek işe başlanmış. İkinci büyük örnek Taliban. Pakistan ve Afganistan’daki muhafazakar gruplara destek vererek Rusya taraflısı rejimin düşürülmesine çalışılmış ve başarılı olunmuş. Sonraları, Amerika ve NATO güçleri Pakistan ve Afganistan’da boğuşmaktan baygın düşmüş durumdalar ve Taliban’dan dayak yiyip başkentlerinin sokaklarında rahat dolaşamıyorlar.
Nihayet, Ortadoğu’da diyelimki demokrasi getirerek rejim değişikliği çabalarıyla birlikte Suriye’ye yığdıkları, Libya’dan gelen silah ve savaşçılar, İrak’ta eski Saddam subayları ve 2007 Petraus komutasında kullanılan Sünni Kabile liderleri ile birden patlayan hem DAİŞ, hem Usame’nin El Kaidesi. Ortadoğu’yu ateş ve terör çemberine çevirdiği gibi Türkiye gibi müttefiklerini de içine emerek zor günler geçirilmesine yol açma. Şimdi bütün bir, Rusya dahil, Batı dünyası ve Türkiye bu yaratılan DAEŞ’le boğuşmak zorunda. Ayrıca Türkiye, Amerika Obama dönemiyle birlikte sahada kendi askerini ateşe atmaktan kaçındığı için Suriye’deki Kürt güçlerini silahlandırıp DAEŞ’e karşı kullanmaya başlayınca, bir de bu yeni yaratılan yapıyla mücadele edilmesi gerekti. Kasım ayında yapılacak Amerikan seçimlerinden sonra izlenecek stratejilerle yeni yapılanmaları ve yeni boğuşma alanlarını heyecanla bekliyoruz.