İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

MARKETLER ÇOK ARSIZ!..

YAYINLAMA:

Bir araştırmaya göre, kadınlar mavi, erkekler sarı rengi seviyormuş. Geçtiğimiz günlerde renklerin psikolojik etkileri üzerinde bir araştırma yapılmış. Hatta bu renk araştırmasını iyi eğitim almış, ya da eğitimsiz kişiler üzerinde ayırım yaparak anketlemişler. Yok eğitimciler daha yalın renk seviyormuş da, eğitimsizler karışım renkleri tercih ediyorlarmış.

Ben onu bunu bilmem. Kadınlar ve erkekler; ya da bir araya geldikleri “ikili halleri” alışveriş seviyor... Market alışverişi… Market tutkusu… Tedavisi imkansız, amansız hastalık. Geçen ay Bodrum'dayım. En feci en çılgın en şuursuz zamanı, Bayram zamanı. Bu zamanlar hiç gitmem, hiç bilmem, hiç uğramam, hiç tanımam, hiç muhatap olmam... Ama ne olduysa oldu, zaman o zamana denk geldi diyelim oradayız işte.

Feci kalabalık var… Feci sıcak var… Her iki durumda kaynıyor. Pazara gideyim diyorum. Gidiyorum, sabahın erken saati. O ne kalabalık daha sabahın yedisi. Park edecek yer yok, on tur atıyorum, itiş kakış bir yere giriyorum… İtiş kakış pazara giriyorum. O da ne? Ayşe kadın ve bamya savaşı var. Tezgahın önünde tombul kadınlar popoları devirmiş tek tek bamya, tek tek fasulye seçiyorlar. Kan ter içinde terleyen yüzlerini, bıyıklarını, ellerinin tersiyle siliyor, savaşa devam ediyorlar. Tek tek ayıklıyorlar, tek tek seçiyorlar, çoklu olarak ham diye yiyecekleri sebzeler için savaşıyorlar.

Sabahın erken saati olmasına rağmen, sıcak ve nem tereddütsüz üzerimize basa basa geliyor. Kararlı ve hiç pişman değil. Hey gidinin kahraman kadınları, vay arkadaş sizi hiçbir şey yıldıramaz. Bakıyorum çok kalabalık, çok pahalı, çok sıcak, çok nemli, çok savaş vereceğim, çok değmez diyorum ve çok çabuk kaçıyorum. Çabuk yılıyorum anlayacağınız.

Yılıyorum ve boş filemle kaçıyorum. Olsun diyorum, saatler geçsin, marketler açılsın, 3M-2M bir yerlere giderim diyorum. Markete giriyorum. Çocuklar raflar arası alabildiğine koşuyor, sakız, çikolata, dondurma eline alan anasının yanına geliyor, başlıyor ağlamaya… “al Ana al” diye “dur çocuğum bir susss” diyecek Ana yok o da Baba ile savaşıyor… Onu al bunu alma çok lazım, çok gerek, hiç gerek... Kavga ediyorlar… Kadın alma, adam almama savaşında. Kuyruklar feci, otomobillerin içi dolu, makarnalar, Ezine peynirleri, Niğde gazozları, Bodrum mandalinaları... Olsun bacılar, biz kadınlara yetmez, daha alalım, ne olur daha da alalım... Nasıl bir savaş veriyorlar, bağıra çağıra, kan ter içinde, anlatamam.

Burası da kalabalık ve hengameli, bu market sepetleri bitmez, beklenmez, karşısındaki geçeyim diyorum. Bir giriyorum, daha feci. Herkesin market kıyameti gelmiş. Olsun, aç kalayım, susuz kalayım, sessiz kalayım, kimsesiz kalayım, marketsiz kalayım, gazozsuz, arabasız, kuyruksuz kalayım yeter ki diyorum ve dönüyorum. Uzun ömrünüz olsun inşallah. Ömrünüze da bereket olsun inşallah.

Funda'ya takılanlar!

........Bugün pazar.. Yenikapı'da Demokrasiye ve Şehitlerimiz sahip çıkacağız. Tek yürek olacağız. Birlik, beraberlik ve kardeşlik için mitinge gideceğiz. Türk Bayrağı altında toplanacağız. "Ama" yok, "fakat" yok... Sadece bugün var ve kardeşliğimiz ve canım vatanımız var. Ve oraya gitmek var. Çocuklarımız için, geleceğimiz ve vatanımız için oradayız.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *