İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

AHL'Yİ TANKLARLA KORUYAMAYIZ Kİ!..

YAYINLAMA:

İstanbul'da yaşayıpta Atatürk Havalimanı'nın yerini bilmeyen yoktur sanırım. 1912 yılında Kargasekmez adı verilen bölgeye kurulan bu tesis 1953'te Yeşilköy Havameydanı adıyla uluslararası statüye kavuştu. 1985'te ise Atatürk Havalimanı adını aldı.

IATA kodu IST,ICAO kodu LTBA olan ve halk arasında AHL olarak bilinen bu havalimanı yolcu, kargo ve uçak kalkış ve inişinde rekorlara doymuyor. 2015'te 60 milyonu aşan yolcu, 500 bine yaklaşan sefer sayısı ile sektörün ve ülkemizin gözbebeği bir milli servetimizdir. Sahibi kamu adına DHMi, işletmecisi ise TAV Havalimanları Holding'tir.

İstanbul gibi dünyanın en stratejik bölgesinde bulunan bir mega kentte, bütün ana arterlerin kesişim noktasındaki bu liman tarihinde ilk kez bir terör olayına sahne oldu. Her yeri, her zaman hedef alan iki ayrı örgütün burada eylem yapacağı her zaman varsayılacak güçlü bir ihtimal olarak bilindiğinden güvenlik önlemleri hep en üst düzeyde tutulurdu. AHL'ye E-5 ve Bakırköy Sahil Yolu'ndan ulaşılabilir. Girişte dev bir UFO'yu andıran nizamiyeden geçen araçları gözle kontrol eden sivil fakat, polis yelekli memur, sağda ise silahlı bekleyen üniformalı başka bir memur görev yapar. Nizamiyenin içinde yeteri kadar polis her an bulunur.
Binlerce insanın vardiyalı olarak çalıştığı , orta büyüklükteki bir şehirden fazla sirkülasyonu olan AHL'de bundan daha fazla güvenlik önlemi alınabilir mi veya neden alınmadı diye soranlar olabilir.

Yani, kemerini ve ceketini çıkarması istendiğinde, afedersiniz "Donumuzu da çıkaralım mı?" diyerek itiraz eden, insan hak ve hürriyetlerinin ayaklar altına alındığından dem vuran çok bilmiş ve ukala insanların bizim vatandaşlarımız olması ibretlik bir durumdur. Bu arkadaşlar New York, Paris veya Londra'da çok sıkı güvenlik önlemlerine tek kelime edemez. Burada hak ve özgürlük havarisi kesilirler. AHL, bir şehir gibidir ve her havalimanı gibi bir mülki idare amiri başkanlığındaki Güvenlik Komisyonu tarafından yönetilir. Geçmişte bu komisyonda kamunun yanında özel sektörü temsilen bir kaç yıl görev yaptığım için güvenlik konusundaki hassasiyete şahit olmuşumdur.

"Madem güvenlik zafiyeti yoktu, neden bu kadar insan öldü" diyerek siyasi muhalefete pas verenler şunu iyi bilsinler ki, bundan daha büyük ve daha çok önlem demek, oraya askeri birlik ve tanklar konuşlandırmak demektir. AHL, çok yakın zamanda, kısa adı ECAC olan Avrupa Sivil Havacılık Konferansı heyeti tarafından sıkı bir denetimden yüzünün akıyla çıkmıştır. Bu işin torpili ve kayırması yoktur ve olamaz da. AHL, valisi, emniyeti, jandarması, gümrüğü ve özel güvenlik birimleri ile gece gündüz, her şart ve halde elinden gelenin fazlasını yapmaktadır. Yan gelip yatalım, terörist gelsin beni öldürsün diyebilecek bir insanın olabileceğini düşünmek akla ziyan bir durumdur.

Atatürk Havalimanı'nı yıllardır başarı ve dirayetle işleten TAV Yönetiminin gayretlerini görmezden gelemeyiz.
Turizmimizin büyük kayıp yaşadığı bir dönem, Rusya ile varılan mutabakatla kapanmak üzeredir.
İki düşmanın biri pes etmiş, diğeri de uzatmaları oynamaktadır. Avrupa'dan ülkemize gelmekte tereddüt eden Türkiye sevdalısı insanlar tekrar bizim misafirimiz olacaklardır. Terör, sadece bizim başımızın belası değil. Her ülkede, zaman zaman bu tür insanlık dışı saldırılar olmakta, sivil ve masum insanlar can vermektedir.
Her iki düşman cepheye karşı sürdürülen mücadele, önünde sonunda başarıya ulaşacaktır. Siyasi ayrılıkları bir yana bırakıp, ülkemizin vatanımızın zarar görmemesi için birlik olmalıyız. Devletimizin bekası bizim de yaşayabilmemiz demektir. Vatansızlık ne demektir, bunu en iyi Suriyeli kardeşlerimize bakarak anlayabiliriz.
Birlik olursak, terörü yenebilir, barış içinde yaşayabiliriz.
İyi uçuşlar Türkiye'm..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *