İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

AB ve net sıfır yolu

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
AB ve net sıfır yolu

CO₂ (Karbondioksit) Azaltımına İlişkin Yeni AB Yönetmeliği, 2025’e girmeden az önce, Aralık ayında yürürlüğe girdi. Hedef belli, 2050’de net sıfır hedefine ulaşmak. Bu, Avrupa’nın büyük meydan okuması. Bu alanda çok içerik var. Enerji başta olmak üzere, karbon salımını düşürecek, sıfırlayacak hamlelerin ortak vizyonu. Avrupa Birliği, karbon giderimi, karbon çiftçiliği ve ürünlerde karbon depolama faaliyetlerini teşvik eden gönüllü sertifikasyon çerçevesini oluşturmak için, girişte anılan yönetmeliği oluşturdu ve yürürlüğe koydu. Hedefi, jeolojik, biyolojik ve uzun ömürlü ürünlerde karbon depolamayı sağlamak. Bunun için de karbon giderimi (Carbon Removal) ve toprak emisyon azaltımları, bağımsız doğrulama ve sertifikasyondan gerçekleşecek.

 2025 hedefi: AB genelinde 310 milyon ton CO2 eşdeğer net giderim kapasitesine ulaşılması. Böylece, faaliyetlerin biyolojik çeşitliliği desteklemesi, su kaynaklarını koruması ve çevresel zarar riskini minimize etmek gibi hedeflere de ulaşılacak. Tabi kavramları doğru anlamak gerek. Mesela karbon çiftliği: Örtü bitkileri, koruyucu toprak işleme yöntemleri gibi uygulamalar aracılığıyla, toprak kalitesinin iyileştirilmesi ve karbon depolamanın artırılması anlamına geliyor. Karbon Yakalama ve Depolama (CCS), bu alanın bir başka büyük başlığı. AB'nin temiz enerji hedeflerini desteklemek için yenilenebilir enerji ile entegre karbon yakalama ve depolama teknolojileri kullanılıyor. ‘İnovasyon ve Teknoloji’ başlığı önemli. 

AB, Horizon Europe çerçevesinde, yeni teknolojilerin geliştirilmesini teşvik ediyor. Biyokütle ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına yönelik düzenlemeler, karbon azaltım hedefleriyle paralel ilerliyor. Mesela, yeşil hidrojen, karbon giderimi için potansiyel bir enerji kaynağı olarak yönetmelikte yer alıyor. Hidrojen üretiminde kullanılan enerji kaynaklarının karbon yoğunluğu, sertifikasyon süreçlerinde dikkate alınıyor. Burada, RePowerEU ile AB’nin 2030’a dek 10 milyon yeşil hidrojen üretme, 10 milyon ton da ithal etme kararı yenden önem kazanıyor. Avrupa İnovasyon Fonu, hidrojen üretiminde karbon giderimi sağlayan teknolojileri, bu yüzden destekliyor. 

Biz de, AB’nin en değerli tedarikçilerinden biri olabileceğimizi, bu nedenle yineliyoruz. Güneş ve rüzgar kapasitemizin artışı, yeşil hidrojen için de büyük avantajdır. AB’nin net sıfır hedefi, türlü yöntem ve uygulamalarla ilerliyor. Parçası olacağımız süreç, ülke faydasınadır. 2025’te, benzer ve gerekli regülasyonların tamamlanması elzemdir. Bu nedenle hidrojene özel bir otoritenin atanması, şebeke dışı temiz enerji üretiminin yeşil hidrojen üretimi için lisanslandırılması, yeşil hidrojen özel üretim bölgeleri ilan edilmesi gibi öncelikler daha yüksek öncelik kazanmıştır.

 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı koordinasyon içinde çalışabilmelidir. Buna destek verecek çok değerli kurum ve STK’lara da sahibiz. Kamu kararlılığını, sürece uyarlamak zorundayız. AB’nin ‘CO₂ Azaltımına İlişkin Yeni AB Yönetmeliği’ gibi içerikler, dünyadaki gelişmelere de değerli örnektir. 

CO2 YASASININ TÜRKİYE’YE ETKİSİ 

Türkiye’nin AB Yeşil Mutabakatı’na uyum çabaları kapsamında karbon çiftçiliği ve giderimi üzerine stratejik iş birlikleri geliştirebilir. Yenilenebilir enerji alanındaki yüksek potansiyelimiz, AB’ye de öncülük eden Alman sanayicilerin dikkatini yöneltmiş durumda. Temiz enerjinin nihai ürünü yeşil hidrojen, cari açıktan enerji arz güvenliğine, ülkemize çok yönlü fayda sağlayacaktır. Çimento ve demir-çelik başta olmak üzere, AB’ye ihracat kalemlerimiz, 2026’yı bekliyor. Cam sanayi, bu alanın bir başka değerli etki alanı olacaktır. SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) konusunda, herhangi bir erteleme olmayacağı konuşuluyor. Rekabet gücünde karbon vergisi etkili olacaktır. Tarım ve ormancılık alanı için de önemlidir. Toprak yönetimi ve karbon depolama faaliyetleri, Türkiye'nin kırsal kalkınma hedefleriyle uyumlu fırsatlar sunacaktır. Keza sanayide, yeşil hidrojen gibi düşük karbonlu enerji kaynaklarının kullanımını teşvik edecektir. AB ile karbon sertifikasyon süreçlerine uyum sağlamak, Türkiye'nin karbon kredisi pazarında etkin bir rol almasını da mümkün hale getirebilir. 

UNDP VE YENİ UFUKLAR 

İklim krizi ve sürdürülebilir gelecek endişesi, dünyayı bir arada düşünmeye, karar vermeye, birlikte çalışmaya itti. Ülkeler, ‘küreselleşme’ kavramını, varoluş mücadelesiyle bütünleştirdi. Rekabet kıyasıya sürüyor, çağın yeni sorunları, yeni öncelikler oluşturdu. Mesela, en büyük atılım süreci, sanayi devriminin fosil yakıtlara bağımlı gelişimi, yeni bir sektör oluşturdu; temiz enerji. Kömürden petrole, petrolden doğalgaza geçildi. Şimdi, “çare temiz enerji” deniyor, güneş ve rüzgardan elektrik üretimi önceleniyor. Ama, enerji, dönemin tek başlığı olarak görülmüyor. Ekonomik rekabet, sosyal yaşamın her alanını etkiliyor. Adil paylaşım, sorumlu tüketim, geri kazanımlar, eşit haklar, her alanda çalışma istiyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Projesi (United Nations Development Project) UNDP, dünyaya önderlik ediyor. 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı (SKA) ile, tüm ana başlıklar sıralanmış durumda. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 190 üzerinde ülkenin imzaladığı anlaşmalar ile somut adımlar atılıyor. Kimileri çok kimiler daha az başarılı, ama SKA çerçevesindeki her emeğin karşılığı var. UNDP Türkiye, 2024 yılında yaptıklarını başlıklar halinde sıralamış. Yeni Ufuklar adlı aylık bülteni, bu kez bir rapor niteliğinde ve okuyanı derinden etkiliyor. Çok yönlü çok çalışma var, çok kişi çalışıyor, çok para harcanıyor ve orta hedef tek kelimeye işaret ediyor: Yarın! Çocuklarımızın, ülkemizin, dünyanın geleceği için, SKA nedir biliniz, öğrenmek, ulaşmak, dahil olmak çok kolay. Profesyonel ya da gönüllü, bu sorumlu anlayışa katkı sağlayan, 2024’te onlarca projeyi geride bırakan tüm paydaşlara teşekkürler… 

FUTBOLUN SAMİMİYET SINAVI 

Fenerbahçe 10 yıldır şampiyon olamıyor. Galatasaray, bu 10 yılda beş kez şampiyon olmuş. Diğer şampiyonlar, üç kez Beşiktaş, birer kez Başakşehir ve Trabzonspor. Fenerbahçe, haftalar önce bir ’Yapı’ sözü attı ortaya. Hemen her hafta hakemlerden şikayet eder oldu. Galatasaray da aynı şekilde, rakibinden farklı davranmayarak, hep birilerine, bir şeylere “rağmen” iyi gittiğini, adil olunmadığını savundu. Taraftarlar, iki takımın başı çektiği söz düellolarında, münazara yarışmasındalarmış gibi, laf yetiştirmeyi alışkanlık edindi. Dijital medyanın ‘gazetecileri’ ve yorumcuları da genel taraftar yaklaşımına uydu, hatta bazı yöneticiler ile birlikte önderlik etti. 

Hep örnek gösterilen Premier Lig, maç yönetiminde hakemlerden iki öncelik ister; -adil karar -hızlı oyun 

‘Ne olursa olsun takımım şampiyon olsun’ diyen tarafkörler, futbol sevgisini öldürüyor. 

Bu her renk için geçerli. Oyuncusundan teknik direktörüne, yöneticisinden TFF’ye kadar, aklı selim sesler yok seviyesinde. Oysa, futbol güzel oyun, taraftarlık büyük keyiftir; her renk için. Futbolu hakemler üzerinden okuma alışkanlığımız kırılamıyor. Çünkü hakemlerimiz, neredeyse her maçta sonucu etkileyebilecek hatalar yapıyor. Çünkü hakemlik müessesi, güven erozyonuna uğramıştır. Çünkü artık hakemlerimize güvenilmiyor. Çünkü hakemlerimiz, gerçekten kötü. Yıllardır, her fırsatta MHK başkan ve yöneticilerini değiştirmeyi çözüm olarak gören anlayış, tüm bu ‘çünkü’lerin de kaynağıdır. ‘At sahibine göre kişner’ sözünün hukukta yeri yoktur. 

Adalet, kişiye göre olmaz! Aynı hakemler, atayana, değerlendirene göre karar verecek kadar karaktersiz ve/veya beceriksiz ise, MHK’nın yapısının ne önemi var? Yabancı hakem uygulamasını gördük. Geçen sezonun son altı haftasında, VAR hakemleri yabancıydı ve bu tartışmaların 10’da biri yaşanmadı. Yabancı hakem, geçici çözüm olabilir, ama önce yabancı hakem eğitmenleri gelsin. Yabancı hakem gözlemcileri gelsin… En az bir kuşak, iyi eğitildiğine inanacağımız hakemler ortaya çıksın. Sonra bireysel hataları tartışan tartışsın. Futbola yabancı hakemden önce samimiyet gelsin.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *