Mutlu ilişkiler mümkün!
İlişkiler, hayatımızın en özel ve en karmaşık alanlarından biri. Sevdiğiniz kişiyle mutlu bir ilişki yaşamak elbette mümkün, ancak bu bazen çaba, anlayış ve sabır gerektirir. Peki, neden çoğumuz ilişkilerde tekrar eden tartışmalar yaşıyor ya da kendimizi doğru ifade edemediğimizi hissediyoruz? Bu sorulara yanıt bulmak için önce bir gerçeği kabul etmeliyiz: İlişkiler kusursuz değildir, ama sevgi ve anlayışla güçlendirilmiş bir bağ her zaman daha sağlıklı bir yol açar.
Tekrar eden tartışmalar: Neden ve nasıl çözülür?
Öncelikle, bir ilişkide tekrar eden tartışmalar genellikle çözülmemiş duygusal ihtiyaçlardan kaynaklanır. Örneğin, bir çift düşünelim: Ahmet, işten eve geldiğinde dinlenmek isterken, eşi Ayşe onunla zaman geçirmek istiyor. Ayşe kendini ihmal edilmiş hissediyor, Ahmet ise sürekli eleştirildiğini düşünüyor. İki taraf da haklı görünüyor, ama aslında her ikisi de bir şeyleri paylaşma ihtiyacında: Biri sessizliği, diğeri sevgiyi. Bu gibi durumlarda şunu unutmamalıyız: İletişim bir köprüdür.
Amerikalı yazar Stephen R. Covey’in dediği gibi, “İlk önce anlamaya çalış, sonra anlaşılmaya.” Karşımızdakini dinlemek, onların duygularını anlamaya çalışmak, çözümün ilk ve en önemli adımıdır.
Kendinizi ifade etmekte zorlanıyor musunuz?
Kimi zaman, sevdiğimiz kişiye hislerimizi anlatmakta güçlük çekeriz. Bunun nedenleri arasında geçmişteki olumsuz deneyimler, kırılma korkusu ya da yeterince değer görmediğimizi hissetmek olabilir. Oysa açık ve net bir şekilde hislerimizi paylaşmak, ilişkideki pek çok düğümü çözecektir. Bunu kolaylaştırmanın yolu, “Ben dili” kullanmak. Örneğin, “Sen beni hiç anlamıyorsun” yerine, “Bazen sana anlatmaya çalışırken anlaşılmadığımı hissediyorum” demek, savunmaya geçmeden karşınızdakiyle bir bağ kurmanıza yardımcı olur. Ünlü psikolog
Carl Rogers şöyle der: “Birini olduğu gibi kabul etmek, onu değiştirme ihtiyacını ortadan kaldırır.” İlişkilerde karşı tarafı olduğu gibi kabul etmek, hem kendimizi hem de karşımızdakini rahatlatır. Elbette, bu kabul etme durumu, kendimize zarar veren davranışlara boyun eğmek anlamına gelmez. Ancak birbirimize alan tanımayı öğrenmek, uzun vadede daha güçlü bir bağ kurmanın anahtarıdır.
Danışanlarımdan biri olan Selin, ilişkisini kurtarmak için yardım istemişti. Eşiyle sürekli küçük tartışmalar yaşıyor, ardından günlerce konuşmuyorlardı. Sorunun kaynağını birlikte incelediğimizde, Selin’in aslında eşine kendini yetersiz hissettiğini söylemek istediğini fark ettik. Ancak bunu “Sen hiç destek olmuyorsun” şeklinde ifade ediyordu. Oysa bu hislerini farklı bir şekilde dile getirdiğinde, eşi onu daha iyi anlamaya başladı ve ilişkileri güçlendi.
Sonuç: Birlikte gelişmek
İlişkiler, iki insanın ayrı yolculuklarının kesişim noktasıdır. Birbirimizi değiştirmeye çalışmak yerine, birbirimizin yolculuğuna eşlik etmeyi öğrenelim. Sevginin, sabrın ve anlayışın olmadığı bir yerde tartışmalar kaçınılmaz. Ama bunlarla birlikte, mutlu bir ilişkiyi inşa etmek kesinlikle mümkündür.
Eckhart Tolle’nin dediği gibi: “Gerçek sevgi, kişinin karşısındaki kişiyi olduğu gibi görmesi ve kabullenmesidir.” Sevgiyle ve anlayışla büyüyen ilişkiler, hayatımızı daha anlamlı kılar. Unutmayın, her ilişkinin bir “yeniden başlama” şansı vardır. Önemli olan, bu şansı sevgiyle değerlendirebilmektir.