İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

Sabır çiçekleri

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Allah'ın iradesine teslim olmayı gerektirir.O, kullarına olan merhametinden dolayı onların hatalarını hemen cezalandırmaz, Saburdur yani sabırlıdır, kullarının da sabırlı olmasını ister.

   Bağrı yanık baba Hz. Yakub'un(as) evlâdı Hz. Yusuf(as) kuyuya atıldığında, sabır kahramanı Hz. Eyyüb'ün (as) malından evlatlarından ve sağlığından olduğunda gösterdikleri sabır, yine güzeller güzeli Peygamber Efendimiz'in (sav) türlü eziyetlere maruz kaldığında,evlâtlarını toprağa verdiğinde ve davasında gösterdiği sabır ve daha nice sabr-ı cemil numûneleri.. En ufak bir sıkıntıda feryat eden, maneviyata karşı yabanileşmiş ve sabırsız bu asrın insanına bunlar masal gibi geliyor.

  "Yoksa siz, sizden öncekilerin başına gelenler sizin de başınıza gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız?" buyuran Rabb'imiz müminleri her dâim imtihana tabi tutuyor. Başta peygamberler olmak üzere geçmişte yaşayan müminlerin başlarına gelen türlü sıkıntıların, zulümlerin en dehşetlisini şu an Gazzeli müminler yaşıyor. Evlâdı gözlerinin önünde yakılan, parçalanan bir anne isyan etmeden, şikâyet etmeden Allah'a hamd ediyor, istirca ediyor. Sabr-ı cemil nasıl olur onu gözler önüne seriyor. Allah'ın inayetiyle açılan sabır çiçekleri şükür meyvelerini veriyor. Allah'a iman  olmadan bu mümkün değildir. O, sabredenlerle beraberdir.

    Allah, her insana günlük yetecek miktarda  sabır kuvveti vermiş. Günahlara karşı sabır yani takva, başta namaz olmak üzere ibadetlere karşı sabır ve musibetlere karşı sabır olmak üzere üç sabrı zayıf insanın iki omzuna yüklemiş. Verdiği bu sabrı başka yerlere dağıtmayıp günahlara ve ibadetlere kullanırsa üçüncü bir omuz da Allah oluyor ve o kul, musibetlere karşı daha metanetli oluyor. Öyle müşfik, emin, kudretli ve sabırlı bir dostun omuzlarına yükünü bırakmayı kim istemez ki?

   Sabrın zirve yaptığı Ramazan-ı  Şerif ayının da içinde bulunduğu üç aylar teşrif etmişken takva ve ibadetlere karşı biraz daha sabır gösterebilirsek Allah bizimle olur. Üç aylık o pazarda  Receb-i Şerif tezgâhında her haseneye yüz, Şaban-ı Şerifte üç yüz, Ramazan- ı Şerifte bin, mübarek gün ve gecelerde daha da ziyade sevaplar veriliyor. Beş vakit namaz kılan bir müminin namaz aralarında yaptığı mübah amellerini güzel bir niyetle ibadet sayan Allah bize mağfiret edeceğine söz vermişken  gaflete düşüp bu fırsatları kaçırmak kâr-ı akıl değildir. Bir dahaki üç aylara kadar yaşayacağınızın garantisi olmadığından 80 küsür sene bâki ömür kazandıran bu pazarı  en iyi şekilde değerlendirmek akıllıca bir davranıştır.

 "Kıyametin kopacağını bilseniz elinizdeki fidanı dikin 'buyuruyor Efendimiz (sav). Küçük kıyametimiz olan ölüm anı gelse bile elimizdeki küçük bir fırsatı dahi değerlendirip salih amel fidanlarını dikelim. Hangi amelin bizi kurtaracağını bilemeyiz. Belki bir tebessüm, belki bir yetimin başını okşamak, belki söylenen güzel bir söz bizi kurtaracak. İnşallah diktiğimiz bu fidanlar ahirette neşv-ü nemâ bulup sünbüllenecek, bâki meyveler verecek. 

    Sabırlı duruşumuz musibet zamanı Allah'ın yanımızda olmasına sebep olacaktır. Yoksa sıkıntı zamanı "Allah", rahat zamanında O'ndan bîhaber yaşayıp "Yallah"demek O'na karşı büyük vefâsızlıktır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *