İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

Etkileşim sayısı kadar varsın…

YAYINLAMA:


Herkesin iletişim dünyasına dahil olması, olumlu yönde baktığımızda aslında gayet güzel. İnsanların kendilerini hareketli bir alanda, her an gelişime açık bulmaları, sosyal algılama yetenekleri, gözlemleme ve dışa açık olmaları noktasında oldukça olumlu bir durum gibi görünüyor.
Ancak bilgiye ulaşmanın bu kadar sıradanlaştığı bir noktada, çok fazla bilimin itibar suikastine uğradığı bir dönem olarak da maalesef olumsuz bir durum.
Bilgi kirliliğinden her zaman bahsediyorum; denetim noktasında da olabildiğince hassas olunması gerektiğini de ifade ediyorum. Bu konuda ciddi gayret gösteren kurumlarımız var. Evrenin büyüklüğü, sürecin doğru koordine edilmesini zorlaştırıyor.
Burada sorumluluk daha fazla. Kimi takip ettiğini, bilgiyi kimden aldığını sorgulaması gereken bizleriz. Bize bu iletiyi, haberi ulaştıran kişi, konunun ne kadar uzmanı? Takip ettiğin kişiyi hangi gerekçeyle takip ediyorsun? Onu takip ederek geçirdiğim zaman diliminin ne kadar kıymetli olduğunun farkında mıyım? Sadece takip ederek bilgiye ulaşmak kolaycılık, hepimizin biraz da işine geliyor. Peki, bizi ne kadar pasifize ettiğini, araştırmacı kimliğimize ne kadar zarar verdiğinin farkında mıyız?
İletişim ve medya dünyası emekçileri zaten bir sürü sorunla uğraşırken, bir de maalesef konuya vakıf olmayan insanların kaos işgaline maruz kalmış durumda. Akademi dünyasının çok daha aktif rol aldığı, yıllarını medya alanına adamış markaların daha fazla etkin olduğu bir süreci umut ediyorum.
Her zaman söylediğim gibi, bilgi kirli bir şekilde ortalıkta gezemez; iletişim özensiz, itinasız ve pervasız olmaz.
Şu soruyu kendi kendimize sormalıyız: Sosyal medyayı biz mi yönlendiriyoruz, yoksa sosyal medya mı bizi yönlendiriyor?
Sosyal mühendisliğin çok önemli bir argümanı olan iletişimin doğru anlaşılabildiği günleri paylaşmak umuduyla…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *