ZIRNIK TERAZİSİ TARTIP DURUYOR
Artık.
Tam kimse kimseye artık 1 TL vermez.
Tam kimse kimse için parmağını
oynatmaz derken.
Bir bakıyorum ki.
Bir okuyorum ki.
Estetik uzmanı Esra, sevgilisi
Fevzi'ye borsada değerlendirsin diye 300 bin dolar vermiş.
Gün geliyor kadın sevgilisinden
ayrılıyor.
Ve adam, doğal olarak hepsi gibi, bu
parayı geri vermiyor.
Şaşırdık mı?
Yooo.
Şaşırdığımız kısım, dünya ve
insanlar ekonomik cehennem içinde yanıyorlar.
Özelikle ülkemiz tam yanıyor.
Ekonomi cehenneme dönmüş.
İnsan ilişkileri cehenneme dönmüş.
Kimse kimseye artık 1 dilim ekmek, 1
bardak su vermez hale gelmiş.
Neyse.
Fevzi, kadını uzunca bir süre oyaladıktan
sonra, parayı vereceğim diyerek, Esra’yı evine çağırıyor.
Adam kadını demir ayakkabı çekeceği
ile dövüyor, parmağını biblo ile kırıyor, sabaha kadar işkence
ediyor.
Üstüne oturarak boğazını sıkıyor.
Ve sonunda cinsel saldırıda
bulunuyor.
Tam 2 gün işkence ediyor.
Ve uyuyakalıyor.
Kadın fırsat buluyor ve polisi
arıyor ve şikayetçi oluyor.
Film, dizi senaryosu gibi, değil mi?
Kim kime 300 bin dolar verir ki.
Benden şimdi kim isterse istesin,
şimdi 3 dolar vermem.
Siz ne cesur kadınlarsınız, insanlar
kocasına para vermiyor, kocasından saklıyor parasını.
Kimsenin kimseye, zırnık
vermediği dönemlerdeyiz.
Koskoca bilmem ne emeklisi adam,
bana, et al da mangal yapalım, etler senden mangal benden diyor.
Eh et çok pahalı.
Hesap güzel değil mi, mangal kömürü
ve işçilik koyuyor üzerine.
Valla çok zengin, parası var
dedikleri insan sabah kahvaltısına getirdiği simitlerin kalanını torbası ile
geri götürüyor.
Akşam üzeri, gel hayatım çay saati
yapalım yalan oldu.
1 top dondurma, en ucuz yerde 50 TL,
gel dondurma yiyelim de denmiyor.
Misafir için hazırladığımız sofralar
yalan oldu.
Ben bakıyorum.
Ben gözlemliyorum.
Kimse kimse için artık zırnık
vermez.
Düşünün.
Eskiden hesapsız kitapsız arkadaşlık
dostluk içinde birbirine, hediye veren insanlar, sana şunu aldım diyen
insanlar, şimdi zırnık vermiyor.
Artık herkesin ZIRNIK TERAZİSİ var.
Tartıp duruyor.
Ve öyle bir noktaya geldik ki, çok
üzülerek söylüyorum.
Devamlı hesap kitap içinde yaşanan
hayatımızda, kimse tertemiz uyuyamaz ve kimse tertemiz uyanamaz.
Ah kıymetli çocukluğum, bolluk
içinde ki çocukluğum ve gençliğim.
Ah benim hesapsız çocukluğum ve
gençliğim.
Ah benim menfaatsiz çocukluğum.
Anladım ki.
Bir masal hayat yaşamışım.
Ve şimdi.
Anladıklarım ve gördüklerim benden
büyük, kendimden büyük ve hatta hayattan bile büyük.
Selamlar zırnık terazisine.
Funda'nın
aklındakiler…
... Adam canlı yayında düşünmeden
pata çata konuşuyor.
Ülkesinin frenleri var bilmiyor.
Murat Muratoğlu'ndan
bahsediyorum
Diyor ki;
"Çinliler köpek yiyor,
sokak hayvanlarını öldüreceğimize, Çin'e ihraç edelim, hem onlar öldürmüş olur,
hem ihracat yapmış oluruz".
Bazen
"oha" kelimesini seviyorum.
İyi misiniz beyefendi?
Nasıl bir ruh halindesiniz
beyefendi?
Böyle bir şey söylenirse, sosyal
medyada başınıza ne gelir bilmeniz lazım.
Kendi ülkenin frenleri
var, bunu bilmeniz lazım, basmanız lazım.
Fren mi bozuk.
Bazen televizyonda dil sürçmesi
olur,
ama bu öyle bir şey değil ki.
Sen uzun uzun cümle kuruyorsun.
Hayvan seversin sevmezsin, kimse
karışmaz.
Hayvanlara gizli düşman
olursun, kimse karışamaz
Ama sen yeme fikrindesin.
Ekonomist olman falan, yalan
oldu.
Funda'nın
aklındakiler…
... Ülke ekonomik olarak gerçekten çok kötü bir dönemden geçiyor.
Esnaf ne kadar ağlıyor bilmiyorum.
Bilmek de istemiyorum.
Bodrum'dayım.
Bakıyorum, akşam saat 20.00’den itibaren bütün mekanlarda canlı müzik
var.
Her taraftan, bangır bangır müzik sesi geliyor.
Yan yana mekanlarda, müzik sesleri birbirine karışıyor.
Bu mekanlara yakın siteler var, evler var ama kimin umuru.
Kebapçı bile mekanına canlı müzik koymuş.
Ya insanlara ne olmuş diyelim.
Gerçekten, göbek atacak psikolojiye nasıl sahipsiniz.
Gerçekten, her gece eller havaya keyfinize nasıl sahip oldunuz.
Anladık, sizin paranız var ülkenin çoğunluğu aç.
Anladık, bana ne, ben yer içerim gerisi umurum değil diyorsunuz.
Gerçekten çok değişik bir psikoloji içindeyiz.
Bilirim ki!
Artık kimse size Allah daha da versin demeyecek.