YAZLIK YALANI!
Kadın kocaman cipinin yanında, arabasının kapısı açık, tüttüre tüttüre sigara içiyor.
Ayağında
tokyo terliği var, sigarası bitiyor izmaritini yere atıyor ve tokyo terliği
ile söndürüyor.
Alışveriş
torbalarını, arabasının arka koltuğuna yerleştiriyor
Ve arabasına
binip, varolmanın dayanılmaz terbiyesizliği ile gidiyor.
Caddeler,
kaldırımlar sigara izmariti dolu.
Bütün
sokaklar çöp dolu, çöp varilleri taşmış, yerlere dökülmüş.
Sahillerde,
belediye plajlarında ki pislik anlatılır gibi değil
Şu şişeleri,
kağıt ve naylon poşetler, plastik bardaklar, kumların üzerine saçılmış.
Hani içki
bira çok pahalıydı, bira şişeleri sanki savaştan kalmış gibi, yerlere
saçılmışlar..
Sahil
darmaduman.
Deniz çarşaf
gibi tertemiz, küçük dalgası ile geliyor ve insanlardan utanıyor ve geri
gidiyor.
Duş
kabinleri anlatılır gibi değil
Bütün
bulaşıcı hastalıklar kol açmış bekliyor gibi.
Ya
iskeleler.
Adam zıpkını
elinde, çoluk çocuk herkesin yüzdüğü denizde, balığın karnına zıpkın
saplamak için denize dalıyor.
Herkes
meraklı.
Herkes
birbirini merak ediyor.
Herkes
birbirine bakıyor.
Herkes
parası varmış gibi anlatıyor, zenginmiş gibi yürüyor, BİM markette spotta
dolaşıyor.
Eh market
demişken.
Şok markete
girin, ömrümüzde bu kadar dağınık, bu kadar pis market gördünüz mü, şaşıracaksınız.
Çalışan 1
kişi var.
Ya
diğerleri.
Bütün
malları yerlerde, darmaduman, tarihleri geçmiş bozuk ürünler ve çalışan 2
kişi var.
Ben anladım
ki, yazlık yerlerde hiçbir konunun sahibi yok.
Ve anladım
ki, bizler yazlıkçı falan olamayız.
Bu belediyeler
korkunç.
Bütün
yollar, dağlar taşlar delik deşik.
Bu çok
pahalı siteler, inşaatlar kimin diyorlar ve bütün ve cevaplar
turizm bakanına çıkıyor.
En büyük
ilçe belediyesi Turgutreis.
Belediye
başkanı 28 yaşında, doğma büyüme Turgutreisli, tüm mandalina bahçelerinin
sahibi, çok zengin biri.
Turgutreis'te
su yok.
Turgutreis'te
yollar, merkez, meydanlar, delik deşik, binalar toz toprak.
Ve
televizyon kanalında, anlattıklarına denk geldim, su sorununu çözmeye
gelmemiş, su neden yok şikayet ve anlatmaya gelmiş.
O da dertli
yani.
Ve anladım
ki.
Yazlık
yerlerde belediye başkanlığı da yalan.
Yazık olmuş
tabiata.
Yazık olmuş
her şeye.
Arsızlık diz
boyu.
Utanmazlık
diz boyu.
Yazıklar
olsun hepinize.
Artık.
Kibrit çöpü
kadar ışık saçmayan umutlarımız var.
Kader
utanır, bu insanlar utanmaz.
Funda’nın
aklındakiler…
... İftira.
Allah insanı
kuru iftiradan saklasın derler.
Tam olarak
iftiranın kurusu ya da yaşı ne bilmem ama hepsi çok kötü onu bilirim.
Hiç
anlayamazdım, iftira nasıl atıyorlar.
Olmayan, tabi
kötü bir şeyi bir insana, varmış gibi nasıl söylüyorlar.
Ne zamanki
doktorum Ender Saraç’ın başına iftiranın en korkuncu geldi.
Anladım.
Koskoca
gazeteler yanlış yapıyor.
Beslenme ve
diyet uzmanı, Ender Saraç diyerek.
Ender Saraç
doktordur.
Dün davası
vardı ve dosyaya 3 hakim bakarak, iddiaların komplo olduğunu ve iftira
olduğunu, suçun işlenmediğinin sabit olması nedeniyle beraat etti.
Ender Saraç
bu suçu asla işlemedim ve bir komploya kurban gittim dedi.
Delil
yaratmak için, çocuk kullanılmıştır dedi.
Ne kötü
değil mi, insanın sarılarak uyuduğu, bir zaman sonra celladın olmak için
uğraşıyor.
Doktor Ender
Saraç’ı yaklaşık 20 yıldır tanırım.
Hayatımda
gördüğüm en nazik insanlardan biridir.
Ve
Hayatımda
tanıdığım en vefalı insanlardan biridir.
Gece yarısı,
doktorum hastayım, yaz anında cevap verir.
Şifa dağıtan
bir doktordur.
Zavallı
kadın, ömrün boyunca, yaşadığın sürece iftiraci olarak kalacaksın.
İftira
nedir, iftiracı nedir, denildiği zaman o sen olacaksın.
Funda’nın
aklındakiler…
Oyuncu,
komedyen Rüştü Onur bey 10 yıllık eşinden boşanıyor.
Eh olabilir
tabi ki.
Olmayan
kısım, 10 gün sonra, şarkıcı Nez ile ilişkiye başlaması.
Ve bayağı
paylaşım yapıyorlar, çatır çatır ilişkiyi ilan ediyorlar.
Adam,
"boşanma süreci başlamıştı" diyor.
Nez,
"ben kimsenin yuvasını bozmadım" diyor.
10 yıllık, yeni
boşandığı artık eski karısı ne diyor.
Boşanmayı
ben istemedim, boşanmayı o istedi.
Ben
çocuklarımız ve geçmişimiz uğruna son ana kadar çabaladım.
Malum
sebepten dolayı, karşımda üslubuyla son derece kırıcı ve kararında net bir adam
vardı.
Her şey 5 ay
içinde oldu, tek taraflı elden bir şey gelmiyor.
Benim adıma
herkes konuşuyor, karşı taraf hak ettiği muameleyi alıyor, ben de az da
olsa teselli bulabiliyorum.
Her şey
yeterince çirkin, önce çocuklarım sonra kendi hayatım için toparlanmaya
ihtiyacım var.
Hanımefendinin,
anlattıklarını okuyunca ne kadar kırgın ne kadar üzgün ve hayalleri yıkılmış
bir kadın gördüm.
Yaşadıklarını,
en iyi kendileri bilirler.
Kadın
boşanmak istememiş,ve adam istemiş.
Ona da tamam
diyelim.
Ama.
Boşanma
travması yaşayan, şu anda çocuklarına sarılan, teselli
arayan bir kadının gözüne o fotoğraflar sokulur mu?
Günahı ve
çok vebali var.
Umarım
ikinizin üzerine olur.