KADER DEDİĞİMİZ ŞEY ÇOKTAN DEĞİŞMİŞ
Bir telaş var ki anlatılmaz, anlaşılamaz ancak şahit olunur.
Bodrum'dayım,
İstanbul'dan iyi ki kaçtım derken, anladım ki her yer insan cehennemi.
Ülkede
kıyamet kopmuş.
Olanlar
olmuş.
Sabah
motosiklet kıyameti var, her köşeden beklemeden dönen şuursuz motosikletli
adamlar.
Arkalarında
karıları, onları telaş içinde temizlik işine bırakmaya gidiyorlar
Eh 2 bin TL temizlik
işi, saat 14.00’te iş bitti diyorlar, haydi başka işe.
Gözleri
saatte.
Kocalarından
gelecek telefonda gözleri.
Sanki camsız
ev olurmuş gibi.
Her köşeden
48 plakalı kamyonetler çıkıyor, arkalarında inşaat malzemeleri ile adeta
yarışıyorlar.
Sağa sola,
çıkışa bakan yok.
Site bahçevanları
gece saat 24.00’te bahçe budaması yapıyor, testere sesleri gökleri çınlatıyor.
Sabah saat
06.00’da bahçe temizliyorlar, gelen insanlara hazırlık yapıyorlar.
Eve gelen,
yapılması gereken işleri yapmak üzere gelenler, cebine bakmaktan iş
yapamıyorlar.
Günlerce,
söz veriyor gelmiyor.
Herkes
dilenci.
Herkes
arsız.
Herkes yüzsüz
olmuş.
Utanma kimse
de kalmamış.
Sahilde,
denize on adım, şok market sahilde, geceleri kapamak için iğrenç kırmızı hantal
kepenkler yapmış.
Sahilde,
balıkçı kahvesinin yanında motosikleti ile gelen saygısız, ayarsız insanlar.
Gözaltı torbalı.
Göbekli.
Sapsarı
dişli.
Sakallı.
Berbat
saçlı.
Darmadağın.
Berbat
adamlar, öksüre tıksıra, geğire yürüyorlar.
Yanlarındaki
kadınlar, saç dipleri çıkmış, darmadağın.
Kimsenin el
ve ayaklarına bakamazsınız.
Kadınlar
adamlara, adamlar kadınlara razı.
Çocukluğumdaki
gibi, terbiyeli sessizlik hiç kalmamış.
Çakalca para
kovalayan insanlar, ciğerci önünde bekleyen kedileri yarışmada geçmiş.
Olanlar
olmuş.
Gözleri ile
konuşan insanlar kalmamış.
Her meslek
erbabının, namuslu olduğu zamanlar kalmamış.
Ne güzel
uyurduk evlerimizde.
Ne güzel
uyurdu insanlar evlerinde.
Hayatla
arkadaş olan ve kalan tek kişi kalmamış.
Herkes
birbirine düşman.
Hissediyorum,
kimse kimseyi sevmiyor.
Şimdilerde.
İnsanlar
birbirine kin kusmak için yer ve yol arıyorlar.
Kader
dediğimiz şey, çoktan değişmiş.
Doğduğumuzda
ki, var denilen alın yazısı çoktan değişmiş.
Herkes kendi
kaderini yaşar, çoktan değişmiş.
Öyle bir
kader yazılmış ki, içinde yalan, içinde kin, içinde kötülük ve menfaat
tohumları var.
Ne ana
tohumu.
Ne ata
tohumu.
Zavallı
halimiz var.
Gözyaşı da
kalmadı ki, kim ağlayacak o da belli değil.
Funda'nın
aklındakiler…
... O kadar
sevindim ki anlatamam.
Bahar
candan, aynı koğuşta yatan Seçil Erzan ile saç saça kavga etmiş, birbirlerine
girmişler.
Zaten
reziller.
Bu
defa
Revirlik
olmuşlar.
Bahar Seçil’e
"dolandırıcı" diye sesleniyormuş.
O da sen
nesin? diye cevap vermiş.
Hayatlarında
ilk defa doğru kelime ağızlarından çıkmış.
Bazı
yazarlar bu iki kişi aynı koğuşta kalmamalı diye yazmış, bence tam tersi aynı
koğuşta kalmaları isabet olmuş.
Dövsünler
birbirlerini.
Hatta aynı
saate avluya hava almaya çıksınlar, açık havada dövsünler birbirini.
Bunlar
ülkeyi dövmüşler.
Bırakın
birbirlerini dövsünler.
Funda'nın
aklındakiler…
... Zengin,
hiç bu kadar çok değilmiş.
Danışmanlık
firması Capgemini araştırma yapmış.
Dünyada
zengin sayısı 22.8 milyona ulaşmış.
Fransız
merkezli danışmanlık firması, araştırmaya göre;
En az 1
milyon dolarlık likit varlığa sahip, yüksek gelirli bireylerin sayısı yüzde 5.1
artmış.
Ve sayısı,
22.7 milyona ulaşmış.
Rakamları boş
verelim.
Bu kişiler
toplam servetlerini kat kat artırmışlar.
Anlaşılır
gibi değil, değil mi?
Alım gücü
zayıflamış, ekonomi berbat herkes fakir, bu insanlar nasıl zengin oluyorlar.
Valla.
Hiçbir şey.
Eskisi gibi
değil.
Allah, daha
da versin diyeni bulamazsınız.
Zenginin malı
mülkü ve parası züğürdün dilini yorar diyemezsiniz.
Beddua
ediyor herkes.