YUNAN TURİZMİNE TÜRK TURİST DESTEĞİ
Yaklaşık 132 bin kilometrekarelik bir yüzölçümüne sahip olan komşumuzun nüfusu 10 milyon 816 bin kişi. Ülkenin. en önemli gelir kaynaklarından biri de turizm. 2023 yılında Yunanistan’a giden turist sayısı 2022 yılına göre yüzde 17,6 artışla, 32 milyon 735 bin kişi olmuş. Aynı yıl Yunanistan’ın turizm gelirleri ise 2022 yılına göre yüzde 15,7 artışla 20 milyar 459 milyon Euro’ya ulaşmış. Bu sayıda ve gelirde Türk vatandaşlarının sayısı da azımsanmayacak kadar yüksek.
Resmi rakamlara göre Yunanistan'a 2023 yılında 890 bin 442 Türk
vatandaşı seyahat gerçekleştirmiş.
2023 yılında Yunanistan’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı da
yüzde 20,48 artışla 686 bin kişiye çıkmış. Bu sayı sizi yanıltmasın.
Bunun önemli bir kısmını Türk asıllı Yunan vatandaşları.
Geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina’ya yaptığı ziyaret
sonrasında
Yunanistan Başbakanı Miçotakis, Türk vatandaşlarına sözde bir
‘iyilik” veya “jest” yaparak bazı Yunan adalar için “Kapıda vize başlatacağız”
demişti.
Midilli, Sakız, Samos, İstanköy ve Rodos adalarına 2023’te toplam
5 bin 969 vatandaşımız giderken, bu yıl bu sayı 20 bin 693’e yükseldi. Uygulama
Yunan adalarında diğer turistlere göre iki kat fazla para harcayan
“bonkör” ve “ada sever” Türklerden yoğun talep geldiği için Patmos, Simmi,
Meis, Kalimnos ve Leros adalarında da bu ‘kolaylığın’ uygulanması bekleniyor.
“Kapı vizesi” diye tanımlanan bu geçiş izninin çok basit bir şey
olmadığını da söyleyelim. 65 Euro’luk vize ücretinin yanı sıra, acenteler de
15-20 Euro’luk hizmet bedeli ve seyahat sigortasıyla birlikte 90 Euro
kadar para alıyorlar.
Bu vizeyle yalnız bir adaya gidiliyor, başka bir adaya geçiş
yapılamıyor.
Girdiğin kapıdan geri dönmeyi de şart koşan kapı vizesi 6 gece 7
gün geçerli. Şayet, geçmişte Schengen vizeniz reddedilmişse vize alamıyorsunuz.
Gelmişken şöyle bir ada seyahati yapayım demek mümkün değil, bir hafta önceden
başvuru yapmalısınız.
“Kapı vizesi”nin birkaç evrak hariç normal vizeden daha basit ve
kolay olmadığı da tartışmasız bir gerçek.
Çünkü, burada da pasaportunuzun fotoğraflı sayfasının fotokopisi,
üç adet biyometrik fotoğraf, vize başvuru formu, otel rezervasyonu, gidiş-dönüş
gemi bileti, seyahat sigortası, son üç aylık banka hesabı elinizde
olmalı.
Bankada da kişi başı en az 450 Euro veya bu miktara denk Türk
Lirası para bulunması gerekiyor. Diyelim ki tüm bu evrakları hazırlayıp,
başvurunuzu da yaptınız, vizenizi de aldınız ve hayalini kurduğunuz tatil için
adaya indiniz.
Belgeleriniz polis tarafından birkaç saat süren incelemeye tabi
tutuluyor.
Polis noktasına geldiğinizde sorulan sorulara
verdiğiniz cevaplar şayet beğenilmezse sizi geri çeviriyorlar.
Bir de, pasaportunuzda KKTC’ye ve Kuzey Makedonya’ya giriş damgası
varsa yine girişinize izin verilmiyor.
Tüm bu zahmetlere katlanmanızın nedeni bir Yunan adasında birkaç
gün tatil yapmak, ada esnafına Euro cinsi para birimiyle ödeme yapmak için
değil mi? Hem para kazandıracaksın hem de kapılarda sıkıntı
çekeceksin.
(Ben Yunanistan’a ilk ve son defa, 38 yıl önce karayoluyla
İpsala’dan gittim. Selanik, Halkidiki ve Pire Limanı’ndan feribotla henüz
ünlü olmayan Mikonos ve Samos’ gidip, Kuşadası’ndan geri dönmüştüm.
Gazeteci olduğum için vizemi geç vermişlerdi ama seyahatim çok güzel geçmişti.
İktidarda PASOK ve Başbakanlıkta Papandreu vardı.)
Türkiye’den çok da ucuz olmayan bu adalara gitmek için neden bu
heves. Ekonomik olarak zor durumda olan bu fakir komşuya destek olmak için mi?
Komşuyu ihya ve abad etmek için mi?
Yunan Devleti, sözde keyif bağışlıyor ve de doğrusu bizimle dalga
geçiyor. Biz onlara para kazandırmak için bu kadar zahmete katlanırken, onlarsa
bize ikinci sınıf muamele yapıyorlar. Komşuluk bunu mu gerektirir? Biz size
böyle mi davranıyoruz komşumuz?
Mutlu yarınlar Türkiye’m.
Yeni Rehberlik Yasası TBMM’den geçti
Bakanlık, Türkçe rehberlik ihdas eyledi
Türkiye turizminin iki öncü gücü olan seyahat acenteleri ve tur
rehberlerini ilgilendiren yasa değişikliği tasarısı 31 Mart yerel seçimleri
öncesi gündeme getirilmişti.
Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından hazırlanan ve AK Parti TBMM
Gurup Başkanlığı’nca Genel Kurul’a sunulan bu önerilere karşı özellikle
rehberlerin ve bir kısım seyahat acentalarının gösterdiği yoğun tepki
üzerine, parti oy kaybeder düşüncesiyle teklif geri çekilerek görüşmeler
ötelenmişti.
Hafta içinde TBMM Genel Kurulu’nda 2012 yılında yürürlüğe giren
6326 Sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu ele alındı ve bazı değişiklikler
yapıldı.
Değişiklikleri yorumlayan Bakanlık, bu düzenlemelerin uygulamada
ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik olduğunu ve zamanla değişen koşullar
nedeniyle hizmet kalitesinin artırılması amacıyla yapıldığını ısrarla
savunarak
“Mesleğe giriş yapacak turist rehber adayları için uzman kamu
kurum ve kuruluşlarınca (ÖSYM) yapılacak olan Mesleğe Giriş Sınavı’nda başarılı
olma şartı getirilmektedir. Hanutçulukla (komisyonculuk) ilgili olarak
rehberlik ruhsatını iptaline kadar varan ve para cezaları içeren yeni bazı
yaptırımlar getirildi.” şeklinde görüşler öne sürdü.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da görüşlerini dile
getirerek “Yasa (teklifi) birkaç önemi değişiklik içeriyordu. En önemli
değişiklik, aslında rehberlikle ilgili bazı kararların, uygulamadaki
kararların Bakanlık yetkisine tekrar geri verilmesidir” dedi.
Meclis’ten geçen ve yabancı dil şartını sağlayamayan rehber
adayları için 100 saatlik bir eğitimle Türkçe dilinde rehberlik düzenlemesi
getiren bu yasa tasarısı TBMM’de görüşülürken CHP’li ve DEVA Partili bazı
milletvekilleri ve sektördeki rehber (meslek) odalarının yöneticilerince sert
şekilde eleştirdi.
Öte yandan “Paket tur ve tur kapsamında, ülkedeki müzelerde, ören
yerlerinde ve tescilli kültür varlıklarında sunulacak tanıtım hizmetinin bu
alanlarda turist rehberleriyle verilmesine" yönelik düzenlemeyi içeren
11’inci madde, tekliften çıkarıldı.
Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğum İstanbul Rehberler
Odası (İRO) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Özgür Özaltun şunları
söyledi;
“Teklif ilk görüşülmeye başlandığında bildiğiniz gibi otobüs ve
daha küçük tur araçlarında rehber bulundurma zorunluluğunun kaldırılması söz
konusuydu, ancak bu husustaki gelişmeler lehimize oldu ve zorunluluk devam
etmektedir.
Tersinin olduğunu var sayarsak hem yabancı dil bilmeyenlerin
sahaya inip hem de iş alanımızın kısıtlanması söz konusu olacaktı. Ancak şu
haliyle özellikle yurt içi turlarda ciddi sayıda bir rehber emeği arzı
beklemekteyiz. Bu da zaten resmî olarak ödenmeyen ücretlerin iyice düşmesine
sebep olacaktır. İş ve maddi kaybımız kadar bizler meslek örgütü temsilcileri
olarak mesleğimize giriş koşulları arasından:
-En az bir yabancı dil bilme şartının kaldırılmasına karşı çıkmak
durumundayız.
-Başka meslek erbaplarının mesleğimize giriş yaparlarken 100
saatlik programlarla meslektaşlarımız olmaları kabul edilebilir bir durum
değildir.
Arkeologlar, sanat tarihçileri bu ülkenin yetiştirdiği güzide
bilim insanlarıdır, lakin PROFESYONEL TURİST REHBERLİĞİ bir boş zaman
aktivitesi değil
7 Haziran 2012 tarihinde TBMM tarafından kabul edilmiş aynı
zamanda ANAYASA’nın 135. maddesi hükümlerine tabi, adlı adınca başlı başınca 14
bin kişinin evini geçindirdiği kadim bir meslektir.”
Tüm rehber odalarını bünyesinde barındıran Türkiye Rehberler
Birliği’ne (TÜREB) kayıtlı toplam 13 bin 609 rehber bulunuyor.
TBMM, 1618 Sayılı Seyahat Acenteleri Kanunu’nu görüşmeye devam
ediyor.