SAVAŞ ÇOCUK OYUNU DEĞİLDİR, AMA BAZEN ÇOCUKLAR SAVAŞA GİDER
Evet, savaş çocuk oyunu değildir. Savaşın da bir ahlâkı ve adâbı vardır. Anayasasında diğer azınlıklardan ayrı olarak, “Yahudi azınlık” için özel kanun maddesi bulunan İran’daki molla rejiminin artık Gazze’nin ve Filistin’in hâmisi olmadığını herkes anladı. Hele hele İslâm’ın cihad bayraktarlığını yapmaktan çok uzak olduğunu sâdece Siyonizm muhibbleri anlamadı.
Savaş çocuk oyunu değildir ama gün gelir çocuklar savaşa
gider. Giderler ve mesele gerçek cihad ise geri dönmezler. İslâm’ın bin yıldır
bayraktarlığını yapan bir millet olarak târihimizin bunun örnekleriyle dolu. Bu
örneklerden biri, öğrencilerinin daha çocuk yaşta cepheye gittiği Kastamonu
Lisesi’dir.
Kastamonu Lisesi’nde sınıf yoklaması almak
Bâzı liseler vardır; mezunlarına üniversite mezuniyetinden
daha fazla itibar kazandırır. Mesela Galatasaray Lisesi böyledir. Galatasaray
Lisesi mezunu olmak, Türkiye’deki hemen hemen bütün üniversitelerden mezun
olmaktan daha başka bir ayrıcalıktır. Birçok ünü Galatasaray Lisesi mezununun
hangi üniversiteden mezun olduğunu bilmeyiz.
Bu liseler listesine Kabataş, İstanbul Erkek, Vefa,
Haydarpaşa Liselerini de ekleyebiliriz. Bir de Anadolu’daki liseler var. Mesela
Yedi Güzel Adam’ın okuduğu Maraş Lisesi.
Bugün size Anadolu’daki başka bir liseden bahsedeceğim.
Kastamonu Lisesi. Resmî adıyla Kastamonu Abdurrahman Paşa Lisesi. Lise, Osmanlı
zamânında vezirlik yapan Abdurrahman Paşa tarafından 1885 yılında yapılmış.
Lise, aynı zamanda Anadolu yapılan ilk lise olma özelliğini taşıyor.
Lise hakkında ilk söylemek istediğim, âbidevî bir binaya
sâhip olması. Kastamonu Üniversitesi’nin kuruluş aşamasında rektörlük binâsı
olarak kullanılan bina, giriş kapısı ile “eğitime gösterilmesi gereken saygı”yı
mimârî olarak örneklendiriyor.
Müzeli lise
Yüz kırk yılı doldurmak üzere olan Kastamonu Abdurrahman
Paşa Lisesi, bu târihî geçmişi ile içinde bir müze yapılmasını gerektiren bir kurum.
Lisede eğitim modern mimari ile inşa edilen binâlardan yapılıyor. Müze ise
târihî binâda bulunuyor.
Müzeyi gezerken birçok tanıdık ismin hâtırasıyla
karşılaşıyorsunuz. Bunlardan ilki “Hababam Sınıfı”nın yazarı Rıfat Ilgaz.
Müze’nin içinde Hababam Sınıfı olarak düzenlenen Kel Mahmut ve Hafize Ana’nın
balmumu heykellerinin bulunduğu bir derslik de var.
Diğer isimler ise çok daha tanıdık. Mesnevî şârihi Abdülbâki
Gölpınarlı, “Bayrak” şiirinin şâiri Arif Nihat Asya, ünlü şâirimiz Behçet
Necatigil, ünlü târihçimiz İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Bu vatan kimin” şiiri ile
tanıdığımız Orhan Şaik Gökyay, Türk dünyasının önemli isimlerinden Turan Yazgan
ve Mevlevî şâir Yaman Dede.
“Hocam bizi yok yazmayın”
Kastamonu Lisesi’nin o dönemdeki birçok eğitim kurumu hatta
tekke gibi Millî Mücâdele’ye büyük katkıları olmuş. O kadar ki, 1916-1917,
1917-1918 ve 1920-1921 eğitim-öğretim yıllarında son sınıf öğrencileri silah
altına alındığı için mezun verememiş. İşte müzedeki en etkileyici şey de bu.
Müzenin içindeki dersliklerden birinde yazan şu yazı her şeyi özetliyor:
“Hocam bizi yok yazmayın. Vatan için cepheye gidiyoruz.
1916”
Kastamonu’ya gelenler, bilir. Gelmeyenler de duyduklarından
bilir. Turizm açısından sâhil bölgeleri ve kanyonları ön plâna çıksa da, il
merkezinde öncelikle Şey Şabân-ı Velî Hazretleri’nin türbesi, Kastamonu kalesi,
saat kulesi ziyâret edilen yerlerdir. Pastırması, çekme helvası ve Taşköprü
sarımsağı herkesin dilindedir.
Ancak Kastamonu’ya gelip de Kastamonu Abdurrahman Paşa
Lisesi’nin târihî binâsını ve müzesini gezmeden gitmek bir eksikliktir. Başta
turizm şirketlerimiz olmak üzere Kastamonu İl Turizm ve Kültür Müdürlüğümüze ve
müzeyi hafta sonu ziyâret edilebiliecek hâle getirecek Kastamonu İl Millî Eğitim
Müdürlüğümüze büyük görev düşmektedir.