TELEVİZYON PROGRAMLARI YERLERDE SÜRÜNÜYOR!
Kış hali.
Soğuk var, yağmur var.
İnanılmaz pahalılık var, hiç kimsenin
gel dışarıda iki kahve içelim diyecek hali hiç yok.
Genel olarak çalışanlar
dışında, herkes evinde.
EH televizyonlar açık.
Hiç kimse ben televizyon izlemiyorum
demesin, hiç kimse bilmiyorum, görmedim yapmasın.
Biliyorum, herkes belgesel
izliyor ama, konuşmadan, yazmadan olmayacak.
Hayatımda bu dönemki kadar kötü,
yerlerde sürünen, basit, varoş programların bir araya geldiğini görmedim.
Korkunç.
İnanılmaz.
Mide bulandırıcı.
İki kelimeyi bir araya
getiremeyen, cümle kurmaktan aciz, hayat görüşü sıfır, gözlerini sağa
sola baya baya anlatan kadınlar var.
Bunlar, ilişkiler hakkında,
insanlar hakkında fikir yürütüyorlar.
İnsanları masaya yatırıyorlar.
İçler acısı.
2 tel saçını attıra attıra, ne
anlattığı belli olmayan şuursuz kadınlar ile yapılan programlar
Sonuç.
Reytingler sıfır.
Ya kurgu ile yapılan uyduruk yalan
programlar.
Bu programın yapımcısı, ya da
sunucusu olsam çok utanırım.
O programdan kazanılan paranın,
haram olduğunu en iyi siz bilirsiniz.
Haram olsun.
Varoşluk diz boyu, yerlerde
sürünüyor.
Çirkef kadınlar, erkekler, analar
bağırıyor, herkes bağırıyor.
Saç tıraşları berbat, üst başları
berbat, makyajları berbat.
Sonuç.
Reyting sıfır.
Televizyon patronuna yakınlıkta,
zorla program yapan, kendinden başka konuşacağı tek kelimesi olmayan program
yapan insanlar.
EH program olmayınca, konuşamayınca
konuk alalım, bari onun üzerinden bir şeyler olur planları.
Karşısında, samimiyetsizlikte dünya
rekoru kıracak kocaman ağızlı insanlar.
Ne yapsalar nafile.
Zavallı haliniz var.
Sonuç.
Reyting sıfır.
Ya bir diğerleri, ne kadar
çarpık ilişki varsa, bir adam, mütedeyyin görünümlü 5 kadın, kadınlar
çocukları kimden bilmiyor, ahlaksız diz boyu ilişkiler.
Anlatıyorlar, saldırıyorlar.
Kadın, kuzum kuzum diye yeni
yaptırdığı porselen dişleri ile para kazanma çakallığında, programını
seyredenler kusmaya gidiyor.
İnsan utanır.
Sonuç.
Reyting sıfır.
Ya üstüne para verilerek,
doktorlardan para alınarak yapılan hocam hocam diye soru sorulan programlar.
10 dakikası kaç TL bilseniz
inanamazsınız.
Adamın dişleri simsiyah, ağzı
berbat, saç tıraşı, sakal tıraşı berbat, saçları yağlı, çıkmış kadınların
BULDOK görüntüsünü anlatıyor.
Kadınlarla ilgili yaşlanmanın,
cilt sarkmasının adı buldok olur mu?
Bu işsiz, televizyonda müşteri
arayan, esnaf doktorların programını seyredip, arayan, giden hasta var mı
bilmiyorum.
Sonuç.
Reyting sıfır.
Gerçekten halkımız ülke insanı bunu
hak ediyor mu?
Etmiyor değil mi?
Ben demiyorum ki, tarih, belgesel ve
hayvanlar alemi programları olsun.
Kimse seyretmez onu da bilirim.
Magazin olur.
Mağdur olur.
Ama böyle de programlar olmaz ki.
Bu nedir kardeşim.
Çok kötü, çok berbat.
RTÜK de görevini yapmıyor.
Televizyonlar, her şeyin kötü
olmasından medet umar gibi.
Kötülüğe dayanan merdivenlerin
sahibi sizsiniz.
Sizin bu, aşağılık, basit, hoyrat,
yalan dolan programlarınız yüzünden insanlık yere yapıştı.
İnsanlık yoklaması yapılsa, sizin
yüzünüzden buradayım diyen "bir kişi" çıkmayacak.
Herkesin birbirinden nefret ettiği
bu ortamı siz yarattınız.
Kimsenin kimseye artık acımadığı,
merhamet etmediği bu ortamı siz yarattınız.
Herkes kötü ne varsa "oh
olsun" der hale gelmiş.
Vicdanların kirlenmesinde,
merhametin kalmamasında ne kadar çok payınız var.
Burada kimin ne payı varsa, aile
kavramının yok olmasında suçunuz var.
Meslek onuru diye bir şey yok mu.
Vebali sizin üzerinize olsun.
Funda'nın
aklındakiler…
... Aslında, köşesinde siyaset
yazan çoğu gazeteci, magazin yazmayı, magazin konuşmayı çok sever.
Ahmet Hakan, Ertuğrul Özkök çok
sever ve Fatih Altaylı çok sever.
Ahmet Hakan köşesinde Ebru Gündeş' i
yazmış.
Ebru Gündeş bayram sonrası, iş
adamı Murat Özdemir ile evlenecekmiş.
Ahmet Hakan başlık atmış
Ebru ve iş insanı!
"Ebru kardeşimiz yeni bir aşka
yelken açmış
Gönlü yine bir iş insanına kaymış,
bıkmadın mı iş insanlarından Ebru bacım.
Hele Reza’dan sonra gerçekten
bıkmadın mı?
Hem bu nasıl bir gönüldür ki, her
defasında hiç sekmeden, bir iş insanına kaymaktadır.
Sınıfsal seçicilik bu denli yüksek
bir gönül olur mu?
Olsa da ona gönül denir mi".
Demiş.
Valla yazdıkları, yerden göğe kadar
çok doğru.
O zaman doğruyu konuşacaksak, Ahmet
beycim, sizin gönül nereye kayıyor.
Çok çapkın olduğunuzu biliyoruz,
sizin gönül nerelere sekiyor.
Sınıfsal seçiciliğiniz ne durumda.
Yüksek gönlünüz nerelerde.
Sanatçı sevdiğinizi biliriz.
Valla, en iyisi Sekter’e sormak
lazım.
Funda'nın
aklındakiler…
... Yemek programları var.
Kullandıkları malzemeleri, görüyor musunuz?
Börek yapıyorlar, içine avuç
avuç peynir, üzerine kocaman bir avuç kaşar peynir atıyorlar.
Yahu 3 yufka 50 TL.
1 yumurta 5 TL.
1 kalıp beyaz peynir, yatım
kilo kaşar peyniri kaç lira şaka mısınız?
Süt, yoğurt, ya da sodası, içine
konulacak yağ, fırın elektrik, hepsini siz hesaplayın.
Sanki, mutfak yangını gerçeğimiz
yokmuş gibi davranıyorlar.
Gerçek çok kötü.
Akşama bir börek yapalım, yanına çay
demleriz, idare edelim, karnımız doyar günleri geride kaldı.
Ekonomi böyle iken, yemek
programlarının kaldırılması gerekir.
İnsanlar, çoluk çocuk, yaşlısı,
hastası yutkunarak program seyrederlerse, siz rahat börek yiyemezsiniz.