SURVİVOR!
Survivor reytinglerde her gece 1. çıkıyor.
Yarışma çok iyi gidiyor.
Acun Ilıcalı patron olmasına
rağmen, her zamanki gibi kolları sıvamış, yarışmanın, işinin gücünün
başında.
Bu hafta, survivor ada konserinde
yaşanan olaylar, tüm sosyal medya hesaplarına, internet sitelerine bomba
gibi düştü.
Acun Ilıcalı, o anda twetter’da
tt oldu.
Aklınıza gelen, şeker tatlı tüm
videolar da caps oldu.
Yarışmacılara "siz ne
istiyorsunuz siz ne istiyorsunuz" diye bağırarak, arkasındaki sandalyeye
eliyle vurup, sandalyeyi devirip konseyi sona erdirdi.
Ben o kanalda çalıştım ve Acun'u iyi
tanırım.
Hayatımda onu hiç böyle aşırı
sinirli görmedim.
Aslında hiç sinirlenen bir adam
değil.
Kontrollü ve sakin biridir.
Tahammülü ve hoşgörüsü insanı
şaşırtır.
İnsanlara zaman zaman kızar,
zaman zaman kin duyar ama aşırı sinirlenen, asla bağırıp çağıran biri değildir.
İnsanlığından.
Merhametinden kimse şüphe duymasın.
Oradaki siniri, geldiği son
nokta, 1-2 yarışmacının diğer yarışmacılara yaptığı haksızlıktır.
Tanıyanlar çok iyi anlar.
Doğruyu yazmam
gerekirse, anladığımı yazmam gerekiyorsa ki doğru anladım.
Acun.
Orada "siz ne
istiyorsunuz" derken aslında, hepinize istediğiniz paraları ödüyorum, daha
ne istiyorsunuz, hepinize burada yarışma imkanı tanıyorum, istediğinizi
veriyorum demek istedi.
Benim ve ekibimin ve yarışma
arkadaşlarınızın huzurunu bozamazsınız demek istedi.
Burada insan gibi yarışıp, tartışma
tabi ki olacaktır, ama yarışmanın gidişatını bozacak şekilde davranamazsınız,
demek istedi.
Benim de kızlarım var, bir kız
çocuğunu fiziksel itekleyemezsiniz, bana dokundu demek istedi.
Yarışmacılar haftalık inanılmaz
paralar alıyorlar.
İnternette aşağı yukarı kazandıkları
haftalık paralar yazıyor.
Orada 4 hafta kalabilen bir
yarışmacı, beyaz yakalı ayda 40 bin TL kazanan bir yöneticinin, 1 yılda
kazanacağı toplam para kadar para kazanıyor.
1 haftada, 10 aylık asgari ücretten
fazla para alan yarışmacılar var.
Orada tanınır hale geliyorlar.
Takipçi sayısını artırarak sosyal
medya hesaplarından iş birliği yaparak, tanıtımlara giderek para kazanmaya
başlıyorlar.
Yarışmacılar hayatlarını burada
tamamen değiştiriyorlar.
1 milyon, 2 milyon takipçileri var.
Buraya kadar hepsi tamam.
İşin garip tarafı şu.
Hepsi değil tabi ki, ama
çoğu yarışmacı, yarışma sonrası Acun'un yakasından bir türlü düşmez.
Yarışma biter, yeni olacak
survivor yarışmasına girmek için yırtınırlar.
Yarışma biter, masada yorumcu olmak
için kapılarda beklerler.
Yarışma biter, yarışma hakkında
program hakkında sosyal medyadan sallarlar, Acun onları yine hoş görür.
Acun abi aşağı, Acun abi yukarı,
Acun abiyi aradım, Acun abiye yazdım, Acun abiden haber bekliyorum.
Dillerinde Acun abi.
Yarışma bitti.
Gidelim, işimize yolunuza bakalım
diyen kaç kişi var bilmiyorum.
Hepsi Acun abisinden iş bekler, para
bekler.
Ömür boyu alacaklılar sanki.
Adam survivora gitmek için 20 milyon
TL ister ya da giderim ama, bana o değerde ev al der.
Hayallerindeki arabalara binerler.
Bedava yemek yer, bedava tatiller yaparlar.
Lütfen.
Acun abi sizin
babanız, ebeveyniniz, ya da ömür boyu sizin yaşam garantiniz
olarak para beklediğiniz, iş beklediğiniz biri olmamalıdır.
Yarışmaya gidin.
Gerekeni yapın, yarışın, kimsenin
huzurunu bozmayın, paranızı kazanın ve dönün.
Döndükten sonra Acun abi sağ olsun
diyerek, kendi işinize gücüne bakın.
Bir işe girersin
işin biter, teşekkür eder ve gidersin.
Bir daha seni davet ederse, müsait
isen, tekrar gidersin.
Acun abiden iş bekleme halinizden
ben sıkıldım.
Yakadan düşmek lazım.
Funda'nın
aklındakiler…
... İyi ki Dilber var.
İyi ki, bir dizi de, rol icabı pavyonda dans eden bir kadın var.
Bütün, magazin, sosyal medya hesaplarında bu dansı paylaşıyorlar.
Aptal aptal soru soruyorlar.
Dilber dansını nasıl buldunuz?
Bütün kadınlar, bayram, şehitler, terör, kadına şiddet, çocuklar,
dert, tasa, keder olaylarında tek satır yazmazken.
Önemli konularda tek satır duyarlılık yaşamazken.
Konu Dilber mi?
Başlıyorlar altına yorum yazmaya
Boş beleş kadınlar, ülkenin derdi tasası umuru olmayan kadınlar.
Konu uyduruk mu, hemen içindeler.
Allah akıl fikir versin.
Allah merhamet versin.
Funda'nın
aklındakiler…
... Aman çok dikkatli olun.
Fiyat sormadan, kapıda fiyat
listesini görmeden, hiçbir restoran ya da kafeye girmeyin.
Normal bir pideci.
Normal derken, semt normal, sıradan
bir esnaf mekanı.
Yani deniz kenarı, sahil kirası
pahalı yerler değil.
Peynirli pide 220 TL, kıymalı pide
280 TL.
Belediye kafelerinde bile,
küçücük cam bardak çay 25 TL, Türk kahvesi 40 TL.
1 poğaça 15 TL, 1 açma 15 TL.
Uyduruk 1 dilim browni 95 TL.
Porsiyondan çalma çabası.
Ne münasebet.
Artık.
Pahalılığı fırsat biliyorlar,
fırsatçılık yapıyorlar diye düşünüyorum.
Kendi adınıza söz verin, dışarıda
yemeyin içmeyin.