YENİ HAYAT TARZI VEGAN OLMAK
Vegan beslenme modelinin seçiminde etik-felsefi nedenler, sağlığa bağlı nedenler ve çevre önde gelmektedir. Hayvanlara zarar verme ve onları öldürmenin yanlış olduğuna dair olan etik düşünce, insanları vegan olmaya yönlendiren en önemli nedenlerden biridir. Hayvansal kökenli gıdaları tüketmedikleri için kendilerini vicdanen ve ruhen de rahatlamış hissederler. Etsiz beslenme, fiziksel açıdan aktif olmayan topluluklarda sağlıklı olma ve formda kalma adına ideal olmasından dolayı tercih edilmektedir. Vegan beslenme ile kardiyovasküler ve kanser gibi hastalıklar, tip 2 diyabet ve obezite gibi beslenmeye bağlı hastalık riskleri kısmen azaltılabilir. Bitkisel temelli beslenme modeli çok daha az çevresel hasarlara neden olduğu için geleneksel beslenme modeline göre daha çevre dostudur. Veganizm, hayvansal kökenli gıdaları ve deri, yün, kuş tüyü gibi hayvansal ürünleri kullanmayı reddetmektir. Vegan diyetinde, et, yumurta ve süt ürünleri kullanılmaz. Veganlık, gıda seçimi ve hazırlanmasında farklılıklar içerse de temel olarak homojen bir beslenme biçimidir. Ayurveda ve Çin Tıbbı Diyeti gibi alternatif beslenme biçimleri de vegan olarak uygulanırlar. Vegan beslenme tarzında kırmızı ve beyaz et, balık ve deniz ürünleri, süt ürünleri, yumurta, bal, polen gibi arı ürünleri, hayvansal kaynaklı ürünler (whey, kazein, laktoz, hayvan türevli D3 vitamini, balık türevli omega-3 balık yağı vb) tüketilmez. Genellikle yeşil yapraklı sebzeler, taze meyveler, tohumlar, tahıllar, baklagiller, badem sütü, hindistancevizi sütü ve soyu sütü gibi tamamen bitkisel kaynaklı gıdalar tüketilir. Vegan beslenme, yüksek lif içeriğinden dolayı tokluk hissi vererek yiyeceklerin glisemik indeksini düşürür ayrıca bitkilerden elde edilen tekli ya da çoklu doymuş yağlar da kalp sağlığı için yararlıdır.
Vegan beslenme
çeşitleri
Geleneksel
vegan veya katı vegan olarak bilinen tutarlı veganlar, hayvansal kaynaklı
gıdaları asla tüketmeyip sadece bitki temelli gıdaları tüketerek vegan yaşam
tarzını tam uygularlar. Tutarlı veganlar ayrıca tüm hayvan deneylerine,
avcılığa, sirklerdeki hayvanlar, atlı sporlar, köpek yarışları gibi hayvanların
kötüye kullanıldığına inandıkları eylemlere ve hayvanat bahçeleri, akvaryum
gibi hayvanların sömürüldüğü tesislere de karşıdırlar. Gerçek hayatta tutarlı
veganlıktan sapan insanlar da bulunmaktadır. Vegan beslenme modelini uygularlar
ama beslenmelerine bazı hayvansal besinleri de dahil etmişlerdir.
Puding
veganlar, tutarlı veganlar gibi beslenirler ancak büyük çoğunlukla işlenmiş
bitkisel gıdaları tüketirler. İşlenmiş gıdalarda vitamin, mineral ve iz
elementlerdeki kayıplara bağlı olarak uzun vadede besin eksikliklerine yol
açacağı düşünüldüğünden vegan beslenme modelinde sıralamada en düşük puanı alan
vegan modelidir.
Frutaryenlar
yani meyveyle beslenen veganlar, yiyecek seçimlerini bilinçli olarak
sınırlandıran tutarlı veganlardır. Frutaryenlar taneli meyveler, tohum,
çekirdek, sebze, baklagiller, yaprak ve çiçekler gibi bitkilere zarar vermeden
tüketebilecekleri gıdaları tüketirler. Pancar, patates, şalgam ve havuç gibi
hasat sırasında bitkide tahribata yol açacak gıdalardan uzak dururlar. Ravistler
esas olarak ısıl işlem görmeyen bitki kaynaklı gıdaları tüketen aynı zamanda
çiğ et, çiğ balık, çiğ süt, çiğ böcek de tüketen veganlardır. Ravisler ayrıca
soğuk pres yağları, kurutulmuş meyveleri, asitik asitli ve laktik asitli
sebzeleri de tüketirler. Ravistler tahıl tüketenler ve tüketmeyenler olarak
ikiye ayrılırlar. Bal tüketen veganlar, vegan beslenmenin yanı sıra bal da
tüketirler. Bunun nedeni ekolojik arıcılığın desteklenmesi ve hızla artan
ekosistemlerin vazgeçilmezi olan arı ölümlerine dikkat çekmektir. Pesko-veganlar,
veganlar gibi beslenirler ancak ara sıra balık ve deniz mahsullerini de
tüketirler. Yapılan bazı çalışmalarda pesko veganlarda omega-3 yağ asitlerinin
olumlu etkisinden dolayı ölüm oranının çok düşük olduğu saptanmıştır. Yarı
zamanlı, ılımlı ya da esnek veganlar, besinlerden elde ettikleri enerjinin yüzde
5’inden azını hayvansal kaynaklı gıdalardan elde ederler. Aylarca vegan
beslenip sonrasında hayvansal ürünlerle yüzde 5’ten fazla enerji elde eden ve
evde vegan beslenip, ev dışında hayvansal ürün tüketen esnek veganlar da bu
oranın üstünde enerjiyi hayvansal kaynaklı ürünlerden elde edebilmektedir. Serbest
veganlar, tutarlı vegan olmak zorunda olmayan veganlardır. Aşırı gıda tüketimi,
israf ve tüketici topluma karşıdırlar. Bir yandan ticari alışverişle gelen
ürünleri reddederken bir yandan da konteynerlerden yani süresi dolmuş veya
atılan ürünlerle beslenirler. Evde yetiştirilen yiyecekler de tüketirler.
Veganlık
beslenme yönünden değerlendirildiğinde sağlığa olan faydalarının olası
risklerden daha fazla olduğu görülmüştür. Vegan beslenmede, bitki temelli
gıdalarda protein oranının düşük olması ve hayvansal kaynaklı gıdalara oranla
proteinlerin biyolojik değerinin yani protein kalitesinin düşük olması vegan
beslenmenin protein ihtiyaçlarını karşılama yönünden yeterli olmadığını
düşündürmektedir. Çeşitli çalışmalar, veganların protein alımının genel olarak
vegan olmayanlara oranla daha düşük olduğunu göstermiştir. Bu nedenle hem
protein kalitesini hem de protein alımını arttırmak adına bitkisel temelli
gıdalardaki çeşitliliği artırma yoluyla protein alımı yükseltilebilmektedir.
Baklagiller ve tahıllar bitkisel proteinlerin temelini oluşturmakta ancak sebze
ve kuru yemişlerde de bitkisel protein bulunmaktadır. Bu nedenle veganlar,
baklagiller ve tahıllar gibi farklı protein kaynaklarının birlikte
tüketilmesine önem vermelidir. Veganlarda tüketilen karbonhidrat oranı önerilen
miktarlarda ve karbonhidratların bileşimi ise uygun aralıktadır. Fruktoz alımı
ise geleneksel beslenmeye oranla daha yüksek olduğu için fruktoz intoleransı
veya duyarlılığı olan veganların öğünlerini dikkatli ayarlamaları
gerekmektedir. Yağ alımı vegan beslenmede vegan olmayanlara göre daha düşük,
doymamış yağ asidi alımı ise daha yüksektir. Bu nedenle kuru yemişlerle de
bulunan E vitamini alımı gerekmektedir. Bitkisel beslenme ile C vitamini, A
vitamini, B1 vitamini alımında artış görülürken, B2 ve D vitamini alımında
düşüklük görülebilmektedir. Sadece hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunan,
bağışıklık sistemi, merkezi sinir sistemi, zeka ve hafıza için önem taşıyan bir
vitamin olan B12 vitamini için ise durum biraz daha farklı olup bu anlamda B12
desteği alınmasına gerek duyulmaktadır. Vegan beslenmede planlı ve özenli
beslenme ile mineral gereksinimi karşılanabilmektedir. Veganlar bitki temelli
gıdaları tüketmelerinden dolayı lif alımları yüksek düzeyde olmakta ve buna
bağlı olarak tip 2 diyabet, kolon kanseri ve ateroskleroz gibi hastalıklara
yakalanma oranı düşük olmaktadır. Vegan beslenmede beslenme önerileri de kişiye
özel ayarlanmalıdır. Deneme yoluyla hangi yiyeceklerin hangi hazırlama
yöntemleriyle daha iyi sindirileceği belirlenmelidir. Sindirim sistemi
zorlanmamalıdır. Genel olarak beslenme basit ve ölçülü olmalıdır. Yetişkinler
vegan beslenmeye geçişte sorun yaşamazken, yaşlı ve hassas kişiler kendilerine
daha fazla süre tanımalıdır.
GÜNÜN
SÖZÜ: BAŞKA BİR HAYAT MÜMKÜN