SÜLEYMANİYE, KYB-PKK İŞ BİRLİĞİ VE KİRLİ PLANLAR
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın önceki gün Bağdat’ta Irak Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ile yaptığı görüşmelerde de ana gündem konusu yine PKK ve Süleymaniye idi.
İran
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin dünkü Türkiye ziyaretindeki önemli gündem
maddelerinden birisi de yine bu konuydu.
Kuzey
Irak’ta Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ni oluşturan üç büyük vilayetten biri olan
Süleymaniye’nin PKK konusunda neden bu kadar öne çıktığına bakmakta yarar var
diye düşünüyorum.
2017 yılında
hayatını kaybeden eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin partisi Kürdistan
Yurtseverler Birliği’nin (KYB) denetiminde olan Süleymaniye, Irak’ın en büyük
vilayetlerinden birisi.
KYB’nin
başında Talabani’nin büyük oğlu Bafıl Talabani var.
Bafıl
Talabani, Temmuz 2021’de İran desteğiyle
bir darbe ile Talabani’nin ölümünden bu yana KYB’nin başında bulunan Lahur
Şeyh Cengi’yi indirerek Süleymaniye’nin kontrolünü eline aldı.
Bafıl
Talabani KYB’nin başına geçtiği günden bu yana hızla denetimindeki bölgede
PKK’ya alan açtı.
Süleymaniye’nin
çevresindeki dağlık bölgelerde PKK’ya çok sayıda üs kurduruldu.
Kent
merkezinde de PKK’nın ofis sayıları arttırıldı.
Örgüt
yöneticilerinin kente girip çıkmalarına izin verildi hatta burada örgüte
hastane bile tahsis edildi.
Bafıl
Talabani’nin başta Cemil Bayık ve Duran Kalkan olmak üzere PKK’nın elebaşlarıyla
sık sık görüştüğüne dair bilgiler mevcut.
Ayrıca
birçok kez Kuzey Suriye’ye geçerek burada Suriye Demokratik Güçleri (SDG) adlı
terör yapılanmasının başındaki Ferhat Abdi Şahin ile görüştüğü hatta PKK/YPG
yöneticilerini Süleymaniye’de ağırladığı da biliniyor.
Geçtiğimiz
Nisan ayında Süleymaniye’den havalandıktan kısa bir süre sonra düşen helikopter
hatta kimi bilgilere göre iki helikopterin de KYB tarafından YPG’ye tahsis
edildiğinin ortaya çıkması üzerine Ankara’nın Süleymaniye’ye yönelik tepkileri
sertleşmeye başladı.
Türkiye,
hava sahasını Süleymaniye’den uçuşlara kapattı ve o bu durum halen devam
ediyor.
İRAN’IN HESAPLARI, McGURK’ÜN PLANLARI
Bafıl Talabani, Türkiye’ye karşı
PKK’yı bu denli açık şekilde destekleme konusunda en büyük cesareti iki yerden
alıyor; biri ABD, diğeri İran.
Lahur
Cengi’ye karşı darbe yaptırarak onu KYB’nin başına geçirten güç Tahran.
Ama
özellikle ABD’nin eski DEAŞ İle Mücadele Özel Temsilcisi Brett McGurk’ün
ABD’nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika masası sorumluluğuna getirilmesinden bu yana
Bafıl Talabani önemli ölçüde Washington ile hareket etmeye başladı.
ABD ve İran her ne kadar İsrail ve
zaman zaman başka konularda karşı karşıya geliyor gibi görünseler de her ikisinin
de Türkiye’ye karşı PKK’nın desteklenmesi konusunda ortak hareket ettikleri
görülüyor, biliniyor.
Özellikle
Türkiye’ye karşı düşmanca yaklaşımları ve PKK’ya her türlü desteği vermesiyle
bilinen McGurk, aynı zamanda ABD’de İran’a karşı ılımlı yaklaşım sergileyen
isimlerden birisi.
Obama’nın
ikinci döneminde DEAŞ İle Mücadele Özel Temsilcisi olarak bölgeye gönderilen
McGurk’un en yoğun çabalarından birisi Kuzey Suriye’de PKK/YPG ile Barzanilere
yakın Kürt grupları barıştırıp, birleştirip Irak ve Suriye’de bir terör devleti
kurmaya yönelik oldu.
Ancak
Türkiye’yi karşılarına almak istemeyen Barzanilerin ayak sürümeleriyle plan
hayata geçirilemedi.
Trump
döneminde McGurk’ün görevden alınmasıyla bu çabalar tümüyle rafa kaldırılmasa
bile zayıfladı.
Trump’tan
sonra gelen Biden’in ilk işlerinden birisi McGurk’ü terfi ettirerek üst düzey
yetkilerle Ortadoğu ve Kuzey Afrika Masası
Sorumlusu yapmak oldu.
Onun da, göreve gelir gelmez en
önemli uğraşlarından birisi Kuzey Suriye’de başaramadığı planı, PKK/YPG ile KYB
üzerinden hayata geçirmeye çalışmak oldu.
McGurk’ün
Süleymaniye’de sık sık Bafıl Talabani ile görüştüğü hatta onu Kuzey Suriye’ye
Ferhat Abdi Şahin ile görüşmeye kendisinin gönderdiği, her iki isimle de aynı
anda birçok kez görüştüğü yönünde bilgiler mevcut.
Yani KYB’nin PKK/YPG ile
ilişkilerinin bu dengi gelişmesinde McGurk’ün doğrudan etkisi, hatta
planlayıcılığı söz konusu.
Hali hazırda Kuzey Irak’ta adım adım
Barzanilerin KDP’sinin zayıflatılarak PKK ile iş birliği içindeki KYB’nin
birinci haline getirilmesi ve eş zamanlı olarak Kuzey Suriye’de PKK/YPG’nin denetimindeki
bölgelerin önce Süleymaniye ardından Kuzey Irak’ın tümüyle birleştirilerek
bölgede PKK ve KYB ortaklığında bir terör devleti kurulmasının kaldırım taşları
döşeniyor.
Kuzey
Irak’taki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde hali hazırda birinci parti olan
Barzanilerin KDP’si ile KYB’nin ortaklığında bir koalisyon var.
Kuzey
Irak’ta, tarih henüz kesin olmamakla birlikte 25 Şubat’ta parlamento
seçimlerinin yapılması öngörülüyor.
Bu seçimlerde KYB’nin birinci parti
olması ve kendisi gibi PKK’ya yakın duran Goran ve Yeni Nesil Hareketi’nin
desteğiyle hükümet kuracak yeterlilikte sandalye sayısına ulaşması halinde bu
senaryonun hayata geçirilme olasılığı çok yüksek.
Geçtiğimiz
Aralık ayında Irak’ta yapılan yerel seçimlerde Kerkük’te KYB’nin oylarını
katlayarak arttırması ve neredeyse KDP’nin üç katına yakın oy olması,
Parlamento seçimlerine ışık tutması açısından da ciddi risk barındırıyor.
Seçmenlerin
tercihlerine müdahale edilmesi elbette söz konusu olamaz ancak ABD’de derin dehlizlerde planlanıp McGurk
ve ekibinin öncülüğünde, KYB-PKK/YPG ortaklığında bir terör devleti kurma
çabalarının önüne geçilmesi hem Türkiye’nin bekâsı hem de bölgenin huzur ve
güvenliği açısından elzemdir.