HOŞ GELDİN
Ocak ayı ile beraber, ekranlarda yeni bir yayın dönemi daha başlıyor. Bu da demek oluyor ki; yepyeni diziler ve programlar da başlayacak. Bunların içinde benim dört gözle beklediğim “İnci Taneleri”… BKM imzalı dizi çok yakında Kanal D’de başlıyor. Projenin senaristi, Yılmaz Erdoğan… Yönetmen koltuğunda Şenol Dönmez oturuyor. Oyuncu kadrosunda; duayen Yılmaz Erdoğan, oyunculuk performansını pek de beğenmediğim Hazar Ergüçlü… Selma Ergeç, Kubilay Aka, Güven Kıraç ve çok başarılı bulduğum Yasemin Baştan gibi isimler yer alıyor. Yani anlayacağınız, Yılmaz Erdoğan uzun bir aradan sonra ortalığı tekrar kasıp kavurmaya geliyor. Dizinin fragmanı bile insanın içini dağlıyor. O özlenen Yılmaz Erdoğan’ın şiirleri tadında yazılmış fragman metninde, “Senin aşkın değil sadece, failin olmak da varmış!” diyor ya… Anlıyoruz diziyi izlerken, gözyaşları inci tanesi gibi dökülecek. Hikaye buram buram dram kokuyor. Sevdiğinin faili öğretmen Azem Yücedağ’ın, hayatını anlatıyor. Valla ne yalan söyleyeyim, ben Yılmaz Erdoğan’dan umudumu kesmiştim… Onu artık ekranda zor görürüz diye düşünüyordum. Sezen Aksu gibi uzaktan uzağa, kıyıdan köşeden kokusuyla idare edeceğiz diye düşünüyordum ki… O muhteşem bir dönüş yaptı.
Çark dönüyor…
Gelelim yine, yeni başlayan başka bir projeye… Acun Ilıcalı ne zamandır, “Çarkıfelek” yarışmasının tekrar başlayacağını söyleyip duruyordu. Uzun bir aradan sonra, Çarkıfelek nihayet yeni yayın döneminde TV 8’de başlıyor. Yıllardır Mehmet Ali Erbil ile özdeşleşen yarışmanın sunucusu, bu sefer Cem Davran. Bence çok yerinde bir karar olmuş. Cem Davran’ın geçmişte “Ruhsar” dışında tutan tek işi olmadı. Adama doğru yön, yol gösteren olmadığını bu sebepten hep yanlış zamanda hep yanlış işlerde olduğunu düşünüyorum. Ama Cem, yaş aldıkça oturdu. Son zamanlarda doğru işlerde, doğru rollerde… Altın Kelebek’te çok iyi… İçimdeki Yabancı dizisinde, savcı rolü onun için biçilmiş kaftan… Şimdi de Çarkıfelek… Cem Davran Çarkıfelek’te bir Mehmet Ali Erbil taklitçisi olmazsa, ki olacağını sanmıyorum. Çok başarılı olur ve uzun yıllar onu ekranda bu yarışmayı sunarken görürüz.
Cıngıl bel cıngıl bel…
Rahmetli anneannem söylerdi, “Umudun bittiği yerde, ölüm başlarmış!” En kötü anlarda, iğne deliği kadar umut ışığı değil mi insanı yaşatan… Düştüğü yerden, ayağa kaldıran… Öldüm, bittim dediği acılardan tekrar tekrar hayata döndüren… İşte alın size geçmiş kabahatlerimizden ders alıp, baştan yazabileceğimiz bomboş bir sayfa. Umut dolu olmamıza sebep yepyeni, tertemiz, koskoca bir yıl önümüzde yaşanmayı bekliyor. Bunca karanlığa, bunca kötülüğe, bunca kötü insana, savaşa, kana, geçim sıkıntısına, hastalığa inat… Her birimizin içindeki küçücük ışık huzmesinin bir araya gelip, kocaman bir aydınlık yaratmayacağına. Ben mucizelere inanıyorum. Tam da bu sebepten umut doluyum! Yeni yıl tüm güzellikleri ile hepimizin hayatını değiştirecek. Buna yürekten inanıyorum… Mutlu yıllar!