Pankartları ve sloganlarıyla taleplerini dile getiren, karar vericilere seslerini duyurmak isteyen genç iklim aktivistleri parkta basın bildirisi okudular. 

“Dünyaya zarar verme hızımız onu kurtarmak için yaptığımız planlardan hâlâ onlarca kat daha fazla!”

İklim İçin Gençlik ekibinden Güney Deniz Teke, basın açıklamasında, iklim krizi ile mücadele için ülke ve şirketlerin iklim zirvelerinde bir araya geldiğini fakat 29 senede istenilen sonucu hala erişilemediğini, sözlerin tutulmadığını vurguladılar, iklim afetlerinin tehlikelerine değindi:

Tarihi Uzun Çarşı'da asrın felaketinin izleri siliniyor Tarihi Uzun Çarşı'da asrın felaketinin izleri siliniyor

“Tam 29 senedir bu gidişata bir dur deme amacıyla ülkeler ve şirketler COP aracılığıyla bir araya geliyorlar fakat bu 29 yılda hiçbir sonuç elde edebilmiş değiliz. Dünyaya zarar verme hızımız onu kurtarmak için yaptığımız planlardan hâlâ onlarca kat daha fazla! İşin daha da kötüsü bu milyonlarca dolar harcanarak düzenlenen toplantılarda sürekli daha uzun vadeli vaatler verilmesi ve bu sözlerin asla tutulmaması içler acısı bir durum. İklim krizi etkilerini arttırdıkça daha çok sel, kuraklık, sıcak hava dalgaları gibi afetler meydana geliyor; insanların evleri yıkılıyor, susuz kalıyorlar ve hayatlarını kaybediyorlar. Her yıl ülkelere milyonlarca dolarlık faturalar doğuyor. Eğer gerçekten ihtiyaç olan finansmanlar sağlanırsa kimse bu bedelleri ödemek zorunda kalmaz. Tüm bunları yaşamayabiliriz. Kaderimizi belirlemek kendi ellerimizde.”

Genç iklim aktivistleri, biyoçeşitlilik kaybının ve ormansızlaşmanın etkisiyle geri döndürülemeyecek zararların olduğunun altını çizdiler. “Tutarlı enerji politikalarıyla karbon emisyonu azaltılabilir fakat bunun yanında insanlar olarak neslini tükettiğimiz hayvanları ve bitkileri, yanlış tarım politikalarıyla kuruttuğumuz gölleri ve yeraltı sularını asla geri getiremeyeceğiz,” açıklamasında bulunan aktivistler, “Türkiye’de bulunan 240 gölün 186’sı tamamen kurudu ve geri kalanları da risk altında. Biz bu gölleri koruma altına almak yerine Amik Ovası’nda olduğu gibi üzerine havalimanı inşa ediyor, Marmara gölünde olduğu gibi kuruyan alanları tarıma açıyoruz,” diyerek Türkiye’deki ekolojik yıkıma da değindiler.

“Fosil yakıtlardan ısrarla vazgeçmiyoruz, neden?”

Ve son olarak iklim kriziyle mücadele için kömür başta olmak üzere fosil yakıtlardan çıkılması gerektiğini vurguladılar ve kömürsüz bir gelecek için taleplerini yinelediler: “Israrla fosil yakıtlardan, kömürden vazgeçmiyoruz! Neden? Oysa biliyoruz ki, bugün dünyanın dört bir yanında gördüğümüz ölümcül iklim etkilerine yol açan karbondioksit emisyonlarının yüzde 90’ı fosil yakıtların kullanımından kaynaklanıyor.

Muhabir: ERAY AKSOY