Konya'nın Sarayönü ilçesinde, yetiştirdikleri doğal sebzeleri, bahçeye gelen müşterilerine dalında satarak geçinen çift, devlet desteğiyle kurdukları serayla her mevsim üretim yapabilecek.

Son 100 yılın en büyük 5 ekonomik krizi nasıl yaşandı? Son 100 yılın en büyük 5 ekonomik krizi nasıl yaşandı?

Ladik Mahallesi'nde 3 bin 100 metrekare arazide sebze üretimi yapan 59 yaşındaki Seyit Genç ve 57 yaşındaki eşi Şerife, 15 yıldır sabahın ilk ışıklarıyla geldikleri bahçede, gün batıncaya kadar emek harcıyor.

Ata tohumlarıyla, gübresiz ve ilaçsız üretim yaptıkları için "doğal ve daha lezzetli" diye kent merkezi dahil birçok yerden sebze almaya gelen müşteri, teşekkür ederek gidiyor.

Konya Ovası Projesi (KOP) Bölgesinde Örtü Altı Seracılığın Geliştirilmesi Projesi'nden de faydalanan ve bahçeye 520 metrekare sera kurduran çift, artık kış sebzeleri de üretebilecek.

Çift, tahıl tarımının yaygın yapıldığı bölgede alternatif bir üretim yaparak bölge çiftçisine de örnek oluyor.

- Sağlıkları el verdiği sürece üretmek istiyorlar

Seyit Genç, AA muhabirine, geçmişte kendi yiyecekleri kadar ürettiklerini, zamanla ektikleri alanı artırıp, isteyenlere satmaya da başladıklarını söyledi.

Genç, gün geçtikçe insanların birbirine önermesiyle müşterilerinin arttığını belirtti.

Ürünlerin tadına bakan herkesin beğenisini ifade ettiğini, almadan da gitmediğini kaydeden Genç, "Müşterilerimiz, 'Elinize sağlık, çok güzel yetiştirmişiniz. Çok lezzetli, pazarda, markette böylesi yok.' diyor. Domates, salatalık, kavun, karpuz, patlıcan, fasulye, kabak, bamya her şeyimiz var. Köyde boş oturmaktansa insanlara faydalı olmak istiyoruz. Gübre, ilaç kullanmıyoruz. Müşterilerimiz de kendileri gelip buradan alıyorlar. Markete, pazara götürmüyoruz. Doğal olduğu için de lezzetini çok beğeniyorlar." diye konuştu.

- "Sebzelere çocuk gibi bakıyoruz"

Şerife Genç de insanlara, "Doğal ürünler yetiştirip yedirebilir miyiz?" diye çabaladıklarına dikkati çekti.

Emeklerinin karşılığını da aldıklarını vurgulayan Genç, "Müşterimden biri geçen gün '47 senedir yaşıyorum, ben daha böyle domates yemedim.' dedi. Her gelene ikram ederim. Geliyorlar, yiyip, alıp, teşekkür edip, gidiyorlar." dedi.

Meşakkatli bir iş yapmalarına rağmen çalışmaktan keyif aldıklarını anlatan Genç, şunları kaydetti:

"Sebzelerin bakımını güzel yapıyoruz. Çocuğu nasıl büyütürsen, bu sebzelere de öyle çocuk gibi bakıyoruz. Bunlar çocuktan da nazlı. Her gün ilgilenmemiz lazım. Her yerden geliyorlar. Danimarka'dan, Almanya'dan bile gelen gurbetçiler var. Uçağa almıyorlarmış ama kara yoluyla gidenler götürüyor."

Bahçeye gelen müşterilerden Halil Potuk sürekli geldiklerini anlatarak, "Organik olduğu için, ata tohumlarından yetiştirdikleri için burayı tercih ediyoruz. Fiyat olarak marketle, pazarla aynı ama lezzet, kalite olarak çok üstün. Dalından yeni toplanmış olunca da daha güzel oluyor." ifadesini kullandı.

Kaynak: AA