Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Filistin ve çevresinde yaşanan vahşet ve soykırımın sadece Müslümanların meselesi olmadığını belirterek, "Akıl, vicdan ve sağduyu sahibi herkesin bu zulme karşı sesini yükseltmesi, katliama ve soykırıma karşı durması, tüm alanlarda boykota devam etmesi insan olmanın asgari bir gereğidir." dedi.
Filistin ve çevresinde yaşanan soykırım karşısında insanlığın ortak vicdanının sesi olarak bir yıldır devam eden katliama karşı seslerini yükseltmek için bir araya geldiklerini bildiren Erbaş, İsrail'in Gazze’ye yönelik başlattığı ahlaksız ve hukuksuz saldırıların çevreye ve bölgeye yayılarak bütün acımasızlığı ile devam ettiğini söyledi.
Siyonist cinayet şebekesinin hedef gözetmeksizin yaptığı bombardımanlarda 40 binden fazla masum insanın hayatını kaybettiğini, 17 binden fazla çocuğun ise hunharca katledildiğini ifade eden Erbaş, 100 binden fazla insanın yaralandığı saldırılarda hastanelerin, okulların ve ibadethanelerin bombalandığını hatırlattı.
Erbaş, yıllardır adeta açık hava hapishanesi olan Gazze'nin bugün masumlar mezarlığına dönüştürüldüğünü dile getirerek, "Yazıklar olsun ki bazı devletler, işgalcilerin hiçbir hukuki ve vicdani dayanağı olmayan bu katliam ve soykırımlarına şartsız destek verdi, her türlü yardımı yaptı ve yapmaya da devam ediyor. Bu sorumsuz destekler sebebiyle daha da azgınlaşan bu cinayet şebekesi, hedef genişleterek Lübnan’a, Suriye’ye saldırmaya başladı. Bütün bu saldırılar, Siyonistlerin gerçek niyet ve hedeflerini ortaya koymaktadır; savaşı bölgeye yayma çabasında olduklarını, daha fazla toprak gasp etmek ve tüm bölgeyi istikrarsız hale getirmek istediklerini göstermektedir." şeklinde konuştu.
- "Tüm insanlık büyük bir tehdit altında"
Siyonist katillerin, kendi sapkın inanç ve ideolojilerine göre hazırladıkları plan ve projelerini uygulayarak bölgeyi kan gölüne çevirmek ve tüm insanlığı bir felakete sürüklemek istediğini söyleyen Erbaş, "Gasp edilmiş topraklar üzerinde emperyalist emellerle sistemli bir şekilde terör suçu işleyen işgalciler, bugün sadece Filistin ve çevresini ateşe atmakla kalmamış, bölgesel bir savaşın fitilini de ateşlemiştir. Artık tüm insanlık büyük bir tehdit altındadır." dedi.
Erbaş, "Siyonistler bugün bütün dünyanın huzur ve barışına saldıran, insanlığın geleceğine kasteden en büyük tehdit ve tehlike haline gelmiştir ve durdurulmadığı takdirde daha büyük katliam ve trajediler yaşanacaktır. Uluslararası savaş hukukuna uymak gibi bir niyeti olmayan bu lanetli kavmin bir an önce durdurulması, hem bölgemiz hem de bütün dünya için hayati önem taşımaktadır. Daha fazla masumun can vermemesi ve daha fazla sivilin yurdundan yuvasından edilmemesi için bu bir zorunluluktur. Dolayısıyla bu zulmü destekleyen devletler, bu gerçeğe gözlerini kapatmaktan artık vazgeçmek zorundadır." ifadelerini kullandı.
Başta İslam ülkeleri olmak üzere Birleşmiş Milletler gibi uluslararası kuruluşların Filistin ve çevresinde yaşanan soykırımı durdurmak için bir an önce harekete geçmesi çağrısında bulunan Erbaş, mazlum insanları ve masum çocukları şer odaklarının vahşetinden korumak için bir an önce bölgeye barış gücü gönderilmesi gerektiğini belirtti.
Erbaş, yaklaşan kış mevsimi de dikkate alınarak Refah Sınır Kapısı ve insani yardım koridorunun ivedilikle açılması, elektrik ve su başta olmak üzere en temel ihtiyaçların Gazze'ye ulaştırılabilmesi için gerekli tedbirlerin mutlaka alınmalısı gerektiğini vurguladı.
- "Zalimin karşısında durmazsak bu ateş hepimizi yakacaktır"
Dünyanın neresinde olursa olsun zulme engel olmanın insani ve vicdani bir sorumluluk olduğunu kaydeden Erbaş, "Filistin ve çevresinde yaşanan vahşet ve soykırım sadece Müslümanların meselesi değil bütün insanlığın vicdan ve ahlak meselesidir. İsrail'in hukuksuz eylemleri, aslında bütün insanlığa karşı işlenen cürüm ve cinayetlerdir. Dolayısıyla akıl, vicdan ve sağduyu sahibi herkesin bu zulme karşı sesini yükseltmesi, katliama ve soykırıma karşı durması, tüm alanlarda boykota devam etmesi insan olmanın asgari bir gereğidir. Bugün haklı olan, yurtlarından edilmek istenen, katliamlara maruz kalan mazlumlara yardım etmezsek zalimin karşısında durmazsak bu ateş hepimizi yakacaktır. Bu sebeple zalim işgalcilerin katliamlarına sponsor olan, silah gönderen yönetici ve hükumetlerin kararını bozmak için yılmadan usanmadan protestolara devam edelim. İnsanlığın onurunu kurtarmak için bütün farklılıklarımızı bir kenara bırakalım." ifadelerini kullandı.
Siyonizm karşıtı vicdanlı Yahudilerden de soykırıma karşı mücadelelerini artırmalarını isteyen Erbaş, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bilelim ki Siyonist işgalciler dinen ve aklen hiçbir geçerliliği ve gerçekliği olmayan arz-ı mevud masallarına asla ulaşamayacaktır. Katlettikleri masum insanların ve çocukların ahı Siyonizmin sonunu getirecektir. Filistin, Gazze, Kudüs yeniden, farklılıklarını zenginlik sayan insanların birlikte yaşadığı barışın yurdu darüsselam olacaktır. İnanıyoruz ki nihai zafer mutlaka zalimlere karşı birlikte mücadele eden iyilerin olacaktır. Şu bilinmelidir ki dünyayı iyilik değiştirecektir."
Basın açıklamasına Müslüman Alimler Birliği-Kudüs Komisyonunu temsilen Dr. Mervan Ebu Ras, Mısır Sünni Alimler Derneği Genel Sekreteri Dr. Cemal Abdel Sattar, Müslüman Alimler Derneği Genel Sekreteri Dr. Muhammad Abdel Karim, Filistinli Alimler Derneği Başkanı Dr. Nawaf Takruri, Ermeni Vakıflar Birliği Başkanı Bedros Şirinoğlu, İstanbul Süryani Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Münir Üçkardeş, Türkiye Katolik Ruhani Reisleri Kurulu Başkanı Monsenyor Martin Kmetec, Surp Agop Ermeni Katolik Hastanesi Vakfı Başkanı Bernard Sarıbay'ın aralarında bulunduğu 50'den fazla din adamı ve akademisyen katıldı.