GÖZÜNÜZ AYDIN (2)

Sezai ŞENGÖNÜL 26 Şub 2023

Sezai ŞENGÖNÜL
Tüm Yazıları
Efendim, şimdi rotayı gene bu konulara dair biraz farklı yönlere çevireceğim.

Dün kaldığımız yerden devam edelim. Bazı başkaca ilçe belediyelerin çalışmalarını da gördüm ayrıca. Şu partiden bu partiden demeyeceğim, belki hepsinde bu gayret vardı, lakin benimkisi 'fiili bilmek' ve altını çizmek. Bu anlamda özellikle siyasi kaygıdan uzak, sadece ve sadece 'memleketim insanına yardım' amaçlı bu tür gayretler çok anlamlı oldu. Beni de açıkçası sevindirdi. Bu konu zaten 'siyasi rant' devşirilecek bir konu da değil. Bir önceki yazımda o konuya da yeterince değinmiştim.

Efendim, şimdi rotayı gene bu konulara dair biraz farklı yönlere çevireceğim. Deprem bölgesi insanına ve yarınlarına dair birkaç hususa. Belki bir işe yarar...

Bugün itibarıyla bu konu, ya da bu yara sadece pansuman yapılmış niteliğini taşıyor. Derin ve uzun soluklu bir tedavi gerektirecek bir yara. Herkesin bu yarayı iyileştirme de şimdiye kadar olduğu gibi ötesinde de katkısının olması kesinlikle lazım. Bir tek ev bark sağlama ile bu işler bir nebze çözülür. Çok büyük oranda psikolojik destek lazım bölge insanına. O evlerine girmek istemeyen insanlar var, sağlam evine bile korkudan girmiyorlar. Nasıl bir hal yaşadılar ise çok ürkmüş ve korkmuş haldeler. Oralarda uyku uyumak çok zor, uyumaktan korkan insanları gördüm. Sürekli yanlarında birileri olsun istiyorlar, tek başlarına kısa süreliğine de olsa bir yerde tek başlarına kalmaktan ürküyorlar. Odalara, banyoya vb. yerlere dahi. Çocuklar, annesiz babasız bir yere gitmek istemiyorlar. Velev ki evleri olsa, içeri girseler dahi. Büyüklerde bile bu travma var. Motive olmaları lazım. Çalışmaya, uyumaya, normal hayata...

Artık şehir merkezleri insana aç gibi. Belki zorunluluktan dolayı kalan bir kısım insan kalmış şehir merkezlerinde. Özellikle depreme yakın çevrelerde, ailelerinin ve akrabalarının sağlam tek katlı veya iki katlı evlerinde öbeklenmiş olarak yaşıyor an itibariyle birçok depremzede. Bir ev içinde belki şu an iki üç aile var. Oraların ekonomik durumları da ortada. Yani bugün itibarıyla yardımlar yapılırken bu durum da göz ardı edilmemeli. Merkezlere daha çok yığılan o yardımlar, seri şekilde çevre kasaba ve köylere dağılmış olan depremzedelerin barındığı yerlere yönlendirilmeli. Hızlı bir akış sağlanmalı.

Nedeni de açık, o yakınlarının evlerinde emaneten kalan depremzedeye kol kanat geren insanlar da bir süre sonra ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya gelecekler, bütçeleri o yükü taşıyamaz hale gelecek. Buna dair de bir düzenleme yapılmalı. Artık nasıl olur ise. Hadi, diyelim bazı deprem bölgelerindeki fabrikalar da birkaç haftaya çalışır hale geldi, peki orada çalışacak insan barınma sorununu nasıl çözecek? Farz edin ki çalışmak için Hatay'a, Kahramanmaraş'a gidildi. Nerede barınacak o işçiler, insanlar. Yaşamlarını nasıl sürdürecekler.

Haliyle bu anlamda çalışamayan o türlü depremzedelere üç beş ay daha maddi olarak destek çıkılması lazım. Ki, işler rayına oturana kadar ailelerini geçindirebilsinler. Devletin bu süreçte yapacağı yardımlar o ailelere yetmeyebilir. Bu anlamda depremzedelere yardım edecek olan hayırseverler vatandaşlarımızın biraz uzun soluklu bir yardım planı yapmaları gerekiyor gibi. Ne bileyim; en az altı, on iki ay gibi mesela. Ya da en az üç ay. Karınca kararınca ya da.

Son aklıma gelen önemli bir husus daha; mesela şimdilerde ses soluk yok velakin birkaç ay sonra 'turizm sezonu' açılıyor. Otel, motel, apart vb. turistik yerlere turistler gelmeye başlayacak, belki rezervasyonlarını çok çok önceden yaptırdılar. Böyle bir durumda o otellerde kalan depremzedeler için bir başka B planı var mı? Ya da problem yaşarlar mı, onun görüşmeleri yapılıyor mu?

Otel sahipleri müşteri ilişkisi ne olacak veya. Turistler; 'ben altı ay önce yer ayırttım kardeşim, parasını da ödedim, geleceğim' derse örneğin, o vakit ne olacak? Bu hususlarda şimdiden düşünülüyor mu yani. Ha, 'bunlar olacak' demiyorum. Karşımıza çıkması olası ihtimalleri işaret ediyorum. Apar topar bu acı haller başımıza gelince, pansuman olarak bu çözüm içinde bulunulan durum, şartlar gereği çabucak üretildi. Sağ olsun, kimi memleketim insanı da otellerinin, evlerinin kapısını depremzedelere açtı. Öyle ya da böyle acılarını paylaştı. Amma velakin işaret ettiğim gibi madalyonun öbür bir yüzünde de; turistler ve o işletmelerde çalışacak işçiler gerçeği var...

Bir de imkanı olan vatandaşlarımız mümkün olduğunca başka şehirlere göç eden depremzedelerle diyalog kurmaya çalışsınlar. Hoşbeş etsinler, insanice. Hal hatır sorsunlar. Çocuklarını, çocuklarıyla kaynaştırsınlar. Komşuluk etsinler. Bu tür davranışlarımızda emin olun depremzedeler için hayatlarını kolaylaştıracak 'okkalı' bir destek olacaktır.

Yaşadığımız bu acı olaylar silsilesinde hayatlarını kaybeden insanlarımıza tekrar Allahtan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara da acil şifalar diliyorum.