Küresel sağlık alanında kaydedilen dikkat çekici bir buluş, sıtma ile mücadelede insanlığa umut oldu. Bilim insanları, nadir hastalıkların tedavisinde kullanılan bir ilacın, sivrisinekleri felç ederek öldürdüğünü tespit etti. “Nitisinon” adlı ilaç sayesinde, insan kanı sivrisinekler için ölümcül hale geliyor.
Bu çığır açan gelişme, dünya genelinde sıtma taşıyıcısı olan sivrisineklerle mücadelede yeni bir dönemin kapılarını aralarken, Türkiye’nin de yerli ilaç ve biyoteknoloji yatırımları açısından önemli bir fırsatı gözler önüne seriyor.
İnsan Kanı Artık Sivrisinekler İçin Ölümcül
Liverpool Tropikal Tıp Okulu’ndan uzmanların Science Translational Medicine dergisinde yayımladığı çalışmaya göre; nitisinon adlı ilaç, sivrisineklerin kanı sindirme yetisini durdurarak felç olmalarına ve kısa sürede ölmelerine neden oluyor. Bu etkili yöntemle, özellikle sıtmanın yayılmasında büyük rol oynayan yaşlı ve dirençli sivrisinek türleri de hedef alınıyor.
İlaç, Dirençli Sivrisineklere Karşı Da Etkili
Araştırmada, nadir görülen alkaptonüri hastalığına sahip bireylerden alınan kan örnekleriyle yapılan testlerde, nitisinonun yalnızca genç sivrisinekleri değil, aynı zamanda böcek ilaçlarına direnç kazanmış yaşlı bireyleri de etkisiz hale getirdiği belirlendi. İlacı alan sivrisinekler önce uçma yetisini kaybediyor, ardından felç geçirip ölüyor.
Bu buluş, Türkiye’nin sağlık politikaları çerçevesinde, sivrisinek kaynaklı hastalıklarla mücadelede kullanılabilecek yeni yöntemlerin kapısını aralarken, hükümetin yerli ilaç geliştirme stratejileriyle paralellik gösteriyor.
Sıtma ile Mücadelede Stratejik Fırsat
Araştırmacı Dr. Lee Haines, nitisinonun gelecekte ivermektin gibi mevcut ilaçlarla dönüşümlü olarak kullanılabileceğini, böylece direnç sorunlarının da önüne geçilebileceğini ifade etti. Türkiye'nin iklimsel çeşitliliği göz önüne alındığında, bu tür yenilikçi çözümlerin yerli sağlık stratejilerine entegre edilmesi kritik önem taşıyor.
Bilim insanları, ilacın en etkili dozaj aralığının belirlenmesi için kapsamlı klinik çalışmaların sürdüğünü belirtirken, bu gelişmenin sağlık alanında küresel bir dönüm noktası olabileceği vurgulandı.