Portofino, İtalya’da her ziyaretimde beni yeniden kendine hayran bırakan bir yer.
Ligurya bölgesindeki bu küçük sahil kasabası, rengarenk evleri, huzurlu atmosferi ve masmavi deniziyle sanki başka bir dünyaya açılan bir kapı gibi. Burada zaman adeta yavaşlıyor ve doğanın, tarihin ve huzurun tadını çıkarmak için her şey hazır bekliyor.
Portofino’ya adım attığınızda, sizi ilk olarak limandaki pastel renkli evler karşılıyor. Küçük balıkçı tekneleri ve şık yatların yan yana durduğu bu liman, adeta Portofino’nun ruhunu yansıtıyor. Büyük şehirlerin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için burası bir kaçış noktası. Yürüyerek kolayca gezilebilen bu küçük kasabanın her köşesinde bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.
Küçük bir balıkçı kasabası olmasına rağmen yıllardır dünya çapında tanınmış bir yer. Sophia Loren’den George Clooney’e kadar pek çok ünlünün burada tatil yapmayı tercih etmesi, buranın cazibesini açıkça gösteriyor. Ancak burayı asıl özel kılan, şıklığı ile sadeliği bir arada barındırması. Portofino’nun çevresi ise doğal güzelliklerle dolu. Burada deniz manzarasına karşı yürürken, bir yanda çam ağaçlarının kokusunu içinize çekiyor, diğer yanda Ligurya Denizi’nin sonsuz maviliğiyle büyüleniyorsunuz.
Portofino sadece gözlere değil, damaklara da hitap eden bir yer. Ligurya mutfağı, basit ama lezzetli yemekleriyle ünlü. Özellikle benim favorim olan Trofie al Pesto makarnasını burada yemeden dönmeyin. Taze fesleğenden yapılan pesto sosu ve bölgeye özgü el yapımı makarnayla hazırlanan bu yemek, her seferinde beni kendine hayran bırakıyor. Sahilde bir restoranda oturup bu lezzeti denemek, bence Portofino’yu ziyaret etmenin en güzel yanı.
Portofino, sade bir balıkçı köyü olmasına rağmen şıklığı ve zarafetiyle dikkat çekiyor. Burada dünyanın dört bir yanından ünlü isimlere rastlamak mümkün. Ancak buranın en güzel yanı, bu lüks atmosferin samimiyetini kaybetmemiş olması. Sokaklarında gezerken şık butiklerle karşılaşabilir, ardından bir kafede yerel halkla sohbet edebilirsiniz.
Doğası, lezzetleri ve dinginliğiyle her köşesinde ayrı bir güzellik saklı. Eğer İtalya’ya yolunuz düşerse, bu saklı cenneti mutlaka görmelisiniz.
Kim bilir, belki bir gün siz de Portofino’nun dar sokaklarında dolaşıp liman kenarında ya da bir kafede otururken Trofie al Pesto’nun tadını çıkarır ve bu küçük kasabanın huzuruna kapılırsınız. Belki o anda yan masanızda oturan kişi de benimdir, Portofino’nun büyüsünü bir kez daha yaşayan biri olarak.
Portofino, doğası, lezzetleri ve zarafetiyle sizi bekliyor. Eğer İtalya’ya yolunuz düşerse, bu saklı cenneti mutlaka keşfedin. Emin olun, buradan ayrıldığınızda kalbinizin bir köşesi hep Portofino’da kalacak.