Kota uygulaması nedeniyle altını uluslararası piyasaya göre 3-4 bin dolar daha pahalıya mal ettiklerini vurgulayan Mustafa Kamar, “Ülkemizde kaçakçılık 35 yıl sonra yeniden hortladı. İtalya’dan aldığımız üretici liderliğini, Dubai’den kaptığımız cash and carry pazarını kaybettik. Üretimin ve ihracatın daralmasıyla birlikte çok sayıda atölye kapısına kilit vurdu. Talebe yetişmek için bir zamanlar iki üç vardiya çalışan KOBİ düzeyindeki onlarca ihracatçımız kepenk kapatma ve işçi çıkarma noktasına geldi.” dedi.
Yaklaşık 100 üretici ve ihracatçı tarafından, ihracatın daralması başta olmak üzere mücevher sektöründeki sorunların çözümüne katkı sunmak amacıyla kurulan Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) faaliyetlerine başladı. TÜİD'in kurucu başkanlığına Roberto Bravo Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kamar seçildi. Kamar, TÜİD Başkanlığına getirilmesinin ardından düzenlediği ilk toplantıda, mücevher sektörünün son 20 yıllık gelişimi ve yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Altın ithalatına getirilen kotanın ihracata "darbe" vurduğunu belirten Kamar, Türkiye'nin mücevher ihracatında lider ülke konumuna dönebilmesi için kotanın kaldırılmasını ve Ağustos 2023 öncesindeki mevzuata dönülmesi gerektiğini söyledi.
O dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da desteği ile 2004'te Mücevher İhracatçıları Birliği'nin kurulduğunu aktaran Kamar, "Yine o yıllarda stratejik bir hamleyle Türkiye'nin mücevherde dünya pazarlarında lider olmasına karar verildi. Bu hedef doğrultusunda işleyiş hızlandırıldı, Dahilde İşleme Rejimi'nde (DİR) düzenleme yapıldı, fuar teşvikleri getirildi." ifadelerini kullandı.
Kamar, "Tüm teşvikler sayesinde 2020'de sektörün dünya pazarından aldığı pay yüzde 10'a yaklaştı. İtalya'yı geride bıraktık. Orta Doğu ve Orta Asya'nın 'cash and carry' pazarını ele geçirdik. Birçok yabancı firma Türkiye'de mağaza açtı. 'Laleli ihracatı' dediğimiz 'cash and carry' ticareti de yine bu dönemde oluştu. Sektör 10 milyar doları ihracattan, 10 milyar doları da turiste ve Laleli'den yapılan satışlardan olmak üzere toplamda 20 milyar dolarlık yüksek katma değerli ihracat hacmine ulaştı." diye konuştu.
Altın ithalatında son beş yıldır büyük bir artış olduğunu kaydeden Kamar, şöyle devam etti: "Her şeyden önce Merkez Bankası isabetli bir kararla son yıllarda agresif bir altın alım politikası izliyor. 2022'de 19 milyar dolarlık toplam altın ithalatının 8 milyar dolarlık kısmını, 2023'te ise 29 milyar dolarlık ithalatın 10 milyar dolarlık kısmını Merkez Bankası gerçekleştirdi. Diğer taraftan enflasyonist ortamda tasarrufları altında değerlendirme isteği, EYT nedeniyle piyasaya giren para ve jeopolitik riskler hane halkının altına talebini artırıyor. Geçen yıl 223,6 ton altın işlenerek 30,3 milyon adet sarrafiye üretildi. Merkez Bankasının aldığı, Darphanenin işlediği altın miktarı artarken, üretim ve ihracatta kullanılan altın azalıyor. 2022'de 185,1 ton olan mücevher ihracatımız 2023'te 173,3 tona geriledi. Verilerden de anlaşılacağı gibi altın ithalatının artmasında üretici ve ihracatçıların payı bulunmamakla birlikte kota uygulaması nedeniyle özellikle KOBİ ölçeğindeki firmalarımız büyük bir mağduriyet yaşıyor."