Bilecik İl Sağlık Müdürlüğünden "12 Kasım Dünya Zatürre Günü" dolayısıyla yapılan açıklamada Aktaş, hastalığın belirtileri, korunma yöntemleri ve tedavisine ilişkin bilgi verdi.

Zatürrenin "akciğer keseciklerine iltihaplı sıvı dolması" olarak tanımlandığını belirten Aktaş, bu sıvıdaki bakteri, virüs ve mantarların akciğerlerde kolaylıkla enfeksiyona yol açabileceğini söyledi.

Hastalığın özellikle bağışıklığı baskılanmış kişilerde, yaşlılar, hamileler, çocuklar ile alkol ve sigara bağımlılarında ciddi seyredebileceğini vurgulayan Aktaş, "Balgamlı ya da kuru öksürük, üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kas ağrıları, yorgunluk, bitkinlik, iştahsızlık, zatürrenin çeşidine göre bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme, özellikle nefes almakla artan göğüs ağrısı, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, zihin karışıklığı varsa zatürre olma ihtimaliniz çok yüksektir." dedi.

Dr. Aktaş, hastalığın büyük oranda okul, iş yeri ve toplu taşıma gibi alanlarda, öksürük ve hapşırıkla yayılan damlacıklar yoluyla vücuda yerleştiğini dile getirdi.

Genetik eğilimli çocuklarda viral enfeksiyonlar diyabet riskini artırıyor Genetik eğilimli çocuklarda viral enfeksiyonlar diyabet riskini artırıyor

Enfeksiyonlu kişilerle ortak kullanılan yüzeyler ve eşyalarla temasın da zatürreye sebep olduğuna işaret eden Aktaş, "Risk altındaki bireylerin hijyene dikkat etmeleri ve el yıkama, maske takma ile ortamın havalandırılması çok önemlidir. Erken teşhis ve tedavi zatürrenin ciddi komplikasyonlarını önlemek açısından çok önemlidir. Özellikle bu mevsimlerde grip, nezle gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının da semptomlarının benzer olması sebebiyle zatürre ertelenebilmekte ve ağırlaşabilmektedir." diye konuştu.

Aktaş, teşhis konulan hastaların durumlarına göre evde ya da hastanede tedavi edilebildiğini, ayrıca bazı risk grubundaki kişilere önerilen zatürre aşısının da hastalığın yaygınlaşması ve komplikasyonların önüne geçtiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA