​ONLAR UNUTULMAK İÇİN Mİ ŞEHİT OLDU?

Musa ALİOĞLU 12 Şub 2017

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Pilot binbaşı Fehmi Ercan kimdir diye sorsam bir çoğunuzdan bir cevap geleceğini sanmıyorum.

Pilot binbaşı Fehmi Ercan kimdir diye sorsam bir çoğunuzdan bir cevap geleceğini sanmıyorum. 

1935 doğumlu olan ve 1957'de de Hava Harp Okulu'na girerek mezun olmuş değerli bir vatan evladıdır. 6.Kolordu nezdinde görev yaparken, 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı'nın birinci gününde uçağı vurularak şehit olmuştur.

Mezarı Girne'de olan Şehit Fehmi Ercan'ın adı 1975'te açılan Lefkoşa Havalimanı'na verilmiş. Nedendir bilinmez adı yazılmazken sadece soyadını yazarak onu unutturmaya mı çalışmışlar bilinmez.

Yeni neslin Ercan Havalimanı denilince bu şehidimizle bir bağ kurması hiç mümkün değil. Havalimanı'nın yolcu giriş salonunda bir tabela ve bir küçük fotoğraftan başka bir şey göremezsiniz.

Bu mudur şehide saygı dersem anlayınız. Şimdilerde hummalı bir büyüme faaliyetine sahne olan tesiste bu fotoğrafın da oradan kaldırılması veya kaybolmasından korkunuz.

Havalimanın adını Fehmi Ercan Havalimanı diye değiştirebilmek Ağrı Ahmed-i Hani Havalimanı yapmaktan çok mu zordur acep.

Başta, geçmişe ve tarihimize saygısından şüphe etmediğim Sayın Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan bu konuya bir el atsa derim. Havalimanının işletmesini alan Emrullah Turanlı, bu hassas durumla bir ilgilense diyorum. O fotoğraf orada çok mahzun bir halde duruyor. Kahraman şehidin hatıra köşesini layık olduğu yere taşımalıyız ve adını da tam olarak yazmalıyız.

Unutmayalım ki, artık her gün naaşlarını bayrağa sarıp sıra sıra dizerek, ardından da içli ağıtlar yaktığımız ve de "Şehitler ölmez" diyerek feveran ettiğimiz bu kahramanların asıl ölümü, unutuldukları zamandır.

Yeni nesil Cengiz Topel adını da ne yazık ki iyi bilmez. Trabzonlu tütün eksperi Hakkı Bey'in oğlu olarak 1934'te İzmit'te doğdu.

Şimdilerde kapatılan ve de otel yapılacağı rivayet edilen Kuleli Askeri Lisesi'ni bitirdikten sonra Kara Harp Okulu'na girdi. Pilot olabilmek için Kanada'ya gitti. Hizmet aşkıyla yurda döndü ve Kıbrıs Türk toplumuna yapılan zulüm ve işkenceye karşı caydırıcı uçuş yapmak için havalandı. Topel, Kıbrıs semalarında bir kartal gibi süzülürken vuruldu. Paraşütle atladı ve kurtuldu, fakat esir düştü. Rum faşistler onu hastane odasında işkenceyle şehit etti. Naaşı çok zorlukla geri alındı.

Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel, İstanbul Edirnekapı Sakızağacı Hava Şehitleri Kabristanı'nda yatmaktadır. Adını doğum yeri olan İzmit'teki havaalanına vermişiz.

Sorun bakalım, bu kahraman askeri genç nesil biliyor mu? Hiç sanmıyorum hiç. 

Şehitlerimiz yattıkları yerde asla rahat değiller. Her gün yeni genç şehitleri onların yanına uğurluyoruz.

Bu bir dönemdir, gelip geçecektir. Onlar da Cengiz Topeller gibi, Fehmi Ercanlar gibi "Bu kimdi diye" mi hatırlanacaklardır. Ben buna üzülüyorum. O kadar şehit verdik ki, artık isimlerini verecek yer bile bulamaz olduk. Yurdun dört bir yanında beton yığını üst geçitlere şehitlerimizin adlarını vermeyelim artık.

Mezarlarını ziyaret edip, çiçek bırakıp birer Fatiha okumak bana göre daha anlamlı davranışlar olacaktır. 

Bu konuda, Hocalı Soykırımı'nda can verenlerin defnedildiği "Şehitler Hiyabanı" gibi yerler yapabilsek sanki daha mı iyi olur diye düşünüyorum.

Şehitlerimizi unutturmayarak, unutmayarak ebediyete kadar yaşatmak bizim en büyük görevimiz olmalıdır. Bir yanda askerimiz şehit olurken ben, uçaklarda hangi şarap daha iyi, hangi yemek veya hangi film güzel mealinde bir yazı yazmak gibi bir aymazlığın içinde asla olmadım, olmayacağım da.

Bu devlet savaştayken, askerleri de cephelerde savaşırken daha bir gerçekçi olmamız lazım gelir diye düşünüyorum.

Şimdi neden savaştayız diye sorma faslını da geçmişiz. Gün yasımızı tutma ve tüm şehitlerimizi bağrımıza basma günüdür. 

Huzur ve barış dolu günlere Türkiye'm.