GEÇİTKALE HAVALİMANI ASKERİ ÜS OLDU

Musa ALİOĞLU 28 Oca 2024

Musa ALİOĞLU
Tüm Yazıları
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde, Ercan Havalimanı dışında sivil uçuşlar için yapılmış bir de Geçitkale (Lefkonuk) Havalimanı vardı. Gazi Mağusa kazası sınırlarında Mesarya Ovası'ndaki havalimanı, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 1974 Barış Harekatı'ndan sonra askeri amaçla da kullanıldı. 1982'de yeniden yapılmaya başlanan ve 1985 yılında bitirilen Geçitkale Havalimanı için Türkiye Cumhuriyeti o yıllarda 10 milyon dolar harcama yaptı. Ardından 1986'da THY'nin bir yolcu uçağı ilk kez bu meydana inerek tarihe geçti. IATA kodu GEC ve ICAO Kodu LCGK olan Geçitkale Havalimanı'nın pisti 2850 metre uzunlukta ve 45 metre genişlikte uluslararası standartlarda olup olağanüstü durumlar için Ercan Havalimanı'nın alternatifi olarak 1992'de ve 2002-2004 arası sivil amaca yönelik olarak hizmet verdi.

Geçitkale Havalimanı, 2008 yılında Asil Nadir’in İngiltere’de kurulu Resorce Consulting Services Ltd. adlı şirketine yıllığı 1 milyon 580 bin Euro olarak 15 yıllığına kiraya verildi. Fakat şirket havalimanı için gerekli yatırımı yapamadığı gerekçesiyle 2016 yılında ‘kanunsuz’ olarak elinden alınarak askerlere teslim edildi. Nadir, buna karşı çıktıysa da durum değişmedi. Tüm bu gelişmelerden ötürü, talihsiz havalimanı kuruluş amacı olan sivil uçuşlara ne yazık ki hiç açılamadı. 

Şu anda aletli uçuşlara (IFR) kapalı olan ve sadece görerek uçuş (VFR) yapan hafif kanatlı uçaklara açık olan havalimanı 2008 yılında yüksek gerilim hatlarının 09 numaralı pistin yaklaşma hattına (bile bile) konulmasıyla aletli uçuşlara teknik olarak kapatıldı. 2012 yılında Ercan Havalimanı’nın özelleştirilme sözleşmesine “Yolcu taşımacılığına açık tek havalimanı” maddesinin konulmasıyla (Tıpkı, İstanbul Havalimanı imtiyaz sözleşmesine tek havalimanı olacak maddesinin konulması gibi) Geçitkale Havalimanı sivil / ticari uçuşlara önce fiilen, sonra da resmen kapatılmış oldu. Bu haliyle hiçbir ticari işlevi olmayan Geçitkale Havalimanı, KKTC Bakanlar Kurulu kararıyla, imzalanan bir protokolle (“Bakanlar Kurulu, iki ülke arasındaki mevcut dostluk ve kardeşlik ilişkilerini geliştirme amacı ile iki ülkenin silahlı kuvvetleri arasında askeri eğitim ve işbirliği faaliyetlerini geliştirmek maksadı ile hazırlanan ve Türkiye Cumhuriyeti hükümeti ile KKTC hükümeti arasında Geçitkale Havaalanı’nın tahsisi ve kullanım hakkının Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığına verilmesine ilişkin protokolün imzalanması hususunda Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığına yetki verilmesine karar verdi.”)

16 Ocak 2023’te Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’na verildi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait İHA/SİHA’ların kullandığı Geçitkale Havalimanı gerekli durumlarda savaş uçaklarının da kullanılmasına uygun olacaktır. 

Geçici tahsisin üzerinden bir yıl geçtikten sonra KKTC Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu hafta içinde özel gündemle toplanıp, KKTC Hükümeti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında Geçitkale Havaalanı’nın Tahsisi ve Kullanım Hakkının Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı’na Verilmesine İlişkin Protokol (Onay) Yasa Tasarısına ilişkin komite raporu okundu ve ardından da tasarı üzerinde görüşmelere geçildi.

Tasarı üzerinde muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, Geçitkale Havalimanı’nın olduğu şekliyle havalimanı olarak kullanılabileceğini, Ercan Havalimanı’nın devre dışı kalması halinde Geçitkale Havalimanı’nın uçuş güvenliği olan bir havalimanı olarak kullanılabileceği, hava sporları için de kullanılabileceği, KKTC sivil havacılık otoritesinin burada devre dışı kalmasının söz konusu olmayacağı, askeri üs olmayacağı ve savaş uçaklarının konuşlanmayacağını kaydederek, bu çerçevede tasarıya CTP olarak “Evet” oyu vereceklerini söyledi. Daha sonra da tasarı oy birliğiyle kabul edildi.

KKTC Meclisi’nin kabul ettiği kanunla Geçitkale Havalimanı resmen sivil uçuşlara kapatıldı ve askeri meydan niteliği kazandı. Ercan Havalimanı da böylece rakipsiz oluşunu tam garanti altına alarak kazanan tek taraf oldu. 

Mutlu yarınlar Türkiye’m…

————————————————————

‘Suud havayollarını’ tercih ediyormuş

Murat Ülker, neden THY ile uçmuyor?

Türkiye’nin en önemli markalarından biri olan Ülker’i tanıdığımda ben 10’lu yaşlarda Erzurum’da öğrenciydim. Gıda toptancısı olan babama okul saatleri dışında yardım ederken markaları ve sahiplerini de öğrenirdim. Mintax deterjanlarının Ahmet Şükrü Dürüst’e, Pop-Puro-Fay şirketinin Necip Akar ve Halefleri’ne, Eti Bisküvi’nin Firuz Kanatlı’ya ait olduğunu öğrendiğim gibi, rahmetli komşumuz Osman Kısmet’in Ülker Bisküvileri’nin Baş Bayiisi olmasından ötürü şirketin merhum Sabri Ülker ve ortaklarına ait olduğunu öğrenmiştim.

Ülker markası ve sahipleri mütedeyyin olarak tanınıyor ve de zaman zaman laik kesim tarafından itham ediliyordu. Benim beğendiğim şirket büyüdükçe ithamlardan kurtuldu ve Türkiye’nin markası olmayı da başardı. İş başına Murat Ülker ve Ali Ülker’in geçmesi ile şirket, yabancı markaları da satın alıp birçok ülkede yeni tesisler kurdu. 

İnsani ve ticari alanda başarılı portre çizen Murat Ülker, şirketin dışa dönük yüzü olarak medyayla çok iyi ilişkiler kurup Ülker markasını yukarıya taşıdı.

Murat Bey, hafta içinde sosyal medya hesabından bir paylaşım yaparak son yaptığı Suudi Arabistan seyahatinden bahsederek, yolculuğu neden ve hangi şirketle yaptığını şöyle dile getirdi;

“Ben bu uçuşlarımda Suud havayollarını (Saudi Arabian Airlines) tercih ediyorum, çünkü THY’nin kalkış ve varış saatleri oldukça geç ve pek zahmetli oluyor. Zaten Suud Havayolları, keza konsolosluk da (Hangi ülkenin konsolosluğu?) bize maç için özel bilet teklif etmişti; velhasıl ağırlanacaktık, ama nasip değilmiş. Gerçi biz orada tartışmalardan uzak, Türkiye’de yaşanan maç gerilimini hissetmedik. Bana öyle geliyor ki, bu maç işinde biz kendi kendimize söylendik, el alem anlamadı bile. Neyse ki sırf maça gitmemiştik. “

Murat Bey, Arabistan seyahatlerinde Türkiye’nin milli havayolu şirketi Türk Hava Yolları’nı değil de, Suud havayollarını neden tercih ettiğini “THY’nin kalkış ve varış saatleri geç ve zahmetli olduğu” sözleriyle  izah ediyor. Doğrusu böyle midir, THY’nin kalkış ve varış saatleri gerçekten çok geç midir? THY ile seyahat acaba niçin zahmetlidir, merak ediyorum. 

Bu soruların cevabını THY yönetimi verebilir. Ama, Murat Ülker gibi çok önemli bir iş insanının ülkesinin milli havayolunu tercih etmemesi ve bunu alenen dile getirmesi bence doğrusu hoş olmamıştır. Bu sözleri okuyan yabancı iş insanları veya düz yolcular THY’den yana kullandıkları tercihlerini değiştirirlerse bu iş kötü olmaz mı? 

Murat Bey, yazısında Arabistan’da tesisleri olduğunu özellikle belirtip, bu ülkenin havayolu şirketini tercih ederek, Suud hanedanına sempatik davranma gayretine girmek gibi bir tavır mı takınmaktadır acaba?

Doğrusu, onun Arabistan’da tesisleri vardır ve bu tesislerden milyonlarca dolar kazandığı için de her konuda olduğu gibi, havayolu tercihinde de çok dikkatli hareket eden Murat Bey ve elemanları saat konusunu ileri sürerek Suudlar’la ters düşmemek için onların havayolu şirketini tercih etmiş olabilir. Tercih onun, ne diyelim?

Milyonlarca yabancının transit uçuş veya direk uçuşlarda Türk Hava Yolları uçaklarını neden tercih ettiklerini alt alta yazarsak inanın bu köşe yetmez.

Her konuya titizlikle eğilen ve bir tek yolcuyu bile kaçırmamak için gereken her önlemi alan THY üst yönetiminin Murat Bey’in yazdıklarını dikkate alıp çözüm üretebileceklerini sanıyorum.

Amacım, ne Murat Bey’i milli şirketi tercih etmediği için suçlamak, ne de dünya liderliğine oynayan THY gibi dev bir şirketi uçuş saatleri nedeniyle eleştirmek. Amacım, marka bir ismin, kendi öz ülkesinin havayoluyla neden seyahat etmediğini dile getirerek, bir yolcuyu daha kazanmak için acaba neler yapılabilir sorusunun cevabını aramaktır. Murat Ülker’i THY’nin yolcuları arasında görmek, başta kokpit- kabin ekiplerine, tüm THY yolcularına ve halkımıza iyi gelecektir.