Evden çıkıyorum, sabah erkenden.

Hava henüz aydınlanıyor, havada tatlı bir serinlik var, yaşadığımı hissettiren.

Oh.

Benim evimin yolu, sağlı sollu orman yolundan geçiyor. 

Kimi belediyenin ormanı, kimi askeriyenin orman alanları.

Yemyeşil ve ağaçlık.

Senelerdir bu ağaçları tek tek seyrederim, ne kadar güzeller.

Bir ağaç var köşede hep onunla göz göze gelirim.

Hepsi arkadaşım benim.

Sırdaş, ne söylersen söyle kimseye söylemezler.

Merhaba tatlım derim merhaba.

Bilirim onları.

Köklerinden emin, her mevsime göre dik dururlar.

Kadınım ben anlarım, kök nedir ve bir gövdeyi nasıl taşır anlarım.

Kadınım ben, anlarım ve duygusal anlamlar yüklerim. 

O köklerin gövdesinde, mevsimleri, rüzgarları, kuşları, böcekleri, yosunları, yan ağaçtan gelen dalları nasıl taşıdıklarını bilirim.

Bilirim gıkları çıkmaz.

Aaaa diyorum arkadaki ağaçta çiçek açmış.

Kiminde hızı, kiminde yavaşı görürüm.

Yani hem olanı hem olmayanı anında görürsün ya işte tam da böyle bir şey.

Çok şahane ve sahici bir duygudur.

Olan bu.

Olmayan bu.

Zaman her canlıya farklı akıyor.

Tabiata bakınca.

Benim arkadaşım ağaca bakınca anlarım ki, her şeyin zamanı var.

İşte o her şeyin zamanı var içinde! sükunet var ve sakinlik var.

Döngüler var.

O yüzden.

Madem ki ben de canlıyım.

Hiçbir şey kalmaz Funda.

O yüzden hiçbir şeyde kalma Funda.

Ağaçlara bak sessiz durabilmeyi öğren. Funda.

Gelip geçmeyi öğren Funda.

Doğayla içi içe olmayı, ağaçlarla arkadaşlık etmeyi öğrendiğinden beri çok şey değişti Funda.

Mevsimlerde yaşa.

Hiç homurdanma.

Telaşı bırak.

Bahara kollarını aç.

Çıkamam dediğin odadan çık.

Gidemez dediğin hayaline git.

Dilinin ucundaki deme.

Duymak için sus.

Tabiat dışında her şey yalan.

Hadi Funda.

Bu güzel bahar gününde.

Yolun uzun, kolunda açan çiçekle yola devam.

 

 

Funda'nın aklındakiler…

 

... Uzun yoldayım ya.

Arada durmak gerekiyor, benzincilerin marketleri var, doğal ürünler satan yerler var.

Vah vah.

Canım ülkem, ne hale gelmiş.

Küçük su 15 TL.

Kahve 100 TL.

En çok, yıllardır sırt sırta kardeşlik eden, yüzsüzce birbirine sarılan yiyecekler ayrılmış.

Onlar beraber sarıla sarıla satılmaz mı?

Biz onları paketi açtıktan sonra, onları ayırarak yemez miyiz?

Acıbadem, ikili kucak kucağa satılmaz mı?

Fıstık, krokan kardeş değil mi, sırt sırta satılmaz mı?

Hepsi ayrılmış.

Garibim tek tek kalmışlar.

Ve tek tek 20 TL olmuşlar.

Ey fırsatçılar.

Ey kimseniz.

Öbür dünyayı bilmem ama, bu dünya cehennemin olsun.

 

Funda'nın aklındakiler…

 

... Gökhan Akar.

06 Şubat geçirdiğimiz korkunç, acı, keder, elem yaşadığımız ve felaket deprem üzerine şarkı yapmış.

Ülkemin insanlarının, en derinden yaşadığı acılardan biri oldu.

O kadar güzel söylemiş ki Gökhan.

Şarkının adı Sessiz Çığlık.

Klip de çekmiş Gökhan.

Youtube’a bi bakın derim.

O büyük acıyı unutmamak, unutturmamak lazım.

Bildiğim kadarı ile hala o bölgede yardımda çalışmalarda bulunuyor.

Acıyı bilen insan çok önemli, Gökhan Akar tebrik ederim sizi.

Sevgilerimle.