ENFLASYON PROGRAMI VE YEREL SEÇİMLER

Prof. Dr. D. Murat DEMİRÖZ
Tüm Yazıları
Perşembe günü Merkez Bankası faiz kararını açıkladı: Politika faizi yüzde 45'te sabit tutuldu. Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini de sabit tutuldu: Yüzde 36. Bu tahminin üst limiti de yüzde 42 düzeyinde sabit olarak devam etmekte. Bugün öncelikle Merkez Bankası'nın faiz kararına değinip yorumlayacağım. Daha sonra ise bu politika tercihinin kritik noktası olan yerel seçimler ile ilgili tahminlerimi ve alternatif senaryoları değerlendireceğim.

MERKEZ BANKASI’NIN TAVRI GÜVERCİN Mİ, ŞAHİN Mİ?

TCMB’nin başkan değişimi akabinde Sayın Karahan’ın bir aylık mesaiden sonra aldığı ilk kritik karar geçen Perşembe günü açıklandı. Merkez Bankası politika faizini yüzde 45’te, yıl sonu enflasyon tahminini de yüzde 36’da sabit tuttu. Bu tahminin üst limiti de yüzde 42 düzeyinde sabit olarak belirlendi. Bu karar ne anlama geliyor?

Bazı piyasa profesyoneli ve akademisyenlere göre faiz artan enflasyon beklentileri sebebiyle 250 baz puan arttırılmalıydı. Bu görüşü savunanlara göre politika faizinde yüzde 2,5’lık bir artışın yol açacağı iktisadi maliyet arttırmamanın yol açacağı maliyete göre daha düşüktü. Burada ki mantık şudur: Bugün faiz arttırmazsanız enflasyon beklentilerinde artışı engelleyemezsiniz ve bu da ileride daha yüksek ve can yakıcı faiz artışlarına gitme zarureti doğurabilirdi. Bu yüzden bahsettiğim görüş savunucularına göre Merkez Bankası güvercin duruşu sergilemiştir.

Öte yandan bir önceki politika kararında yer alan “gerekirse faiz arttırılması düşünülebilir” ifadesi yerine en son politika kararında “olumsuz gelişmeler olduğu takdirde Merkez Bankası gereken sıkılaştırmaya gidecektir” ifadesi kullanılmıştır. Aynı zamanda aylık enflasyon oranlarının ciddi bir şekilde takip edildiği not edilmiştir. Bu yüzden başka bir grup iktisatçı ve piyasa profesyoneli son kararın bir önceki karara göre daha şahin bir duruş içerdiği kanılarını bildirdiler. Pekiyi ben ne anladım bu beyanatlardan? İfade edeyim.

MERKEZ BANKASI POLİTİKAYI NASIL UYGULUYOR?

2024 yılının Ocak Ayı’nda yüzde 6,5 civarında bir aylık enflasyon tecrübe ettik. Şubat ayı enflasyonunun da yüzde 5-5,5 arasında olması bekleniyor. Diyelim ki Şubat Ayı enflasyonu da yüzde 5,5 olsun. Bu iki ayda yüksek aylık enflasyon çıkmasının sebebi maaş artışları kadar, onlardan çok daha etkili olarak, hükümetin kamu mal ve hizmetlerine yaptığı zamlar, vergi ve harç artışlarıdır. Mart ve Nisan ayları enflasyonlarının giderek düşmesi beklenmektedir. Aynı zamanda Sayın Akçay’ın bir önceki toplantıdaki beyanatlarından bilmekteyiz ki Merkez Bankası temel gösterge olarak aylık enflasyon oranlarını izlemektedir. Enflasyon için yıl sonu tahmini yüzde 36’dır, ancak benim kanaatim TCMB yetkilileri fiilen yüzde 42’lik üst limiti dikkate almaktadırlar. Yıl sonunda yüzde 42’lik bir yıllık enflasyon tahmininin gerçekleşmesi için ortalama aylık enflasyon ne olmalıdır? Bileşik hesapla hesaplayalım:

Eğer Ocak ve Şubat ayı aylık enflasyonları sırasıyla yüzde 6,5 ve yüzde 5,5 çıkarsa bileşik hesapla iki aylık fiyat artışı yüzde 12,36 olacaktır. Yıl sonunda yüzde 42’lik bir yıllık enflasyona ulaşmak için de kalan 10 aylık kümülatif enflasyonun yüzde 26,38 olması gerekir. Bu ise bileşik hesapla aylık ortalama yüzde 2,37’lik bir enflasyon anlamına gelir. Tabii aylık enflasyon hemen bu seviyeye inmez: benim tahminim Mart ve Nisan ayı enflasyonları sırasıyla yüzde 3,5 – 4 ve yüzde 2,5-3 arasında gerçekleşecektir. O zaman hesabı yenileyelim: Mart ayında yüzde 4 ve Nisan ayında da yüzde 3’lük bir enflasyon gerçekleştiği takdirde 4 aylık kümülatif enflasyon yaklaşık yüzde 20,36 olacaktır. Merkez Bankası yöneticileri ancak Mayıs ayı enflasyonunu gördükten sonra politikada gerekirse bir değişikliğe gidebilirler. Eğer dört aylık kümülatif enflasyon yukarıda belirttiğim gibi yüzde 20,36 olursa, yüzde 42’lik hedefe göre geri kalan sekiz aydaki ortalama aylık enflasyon oranı yüzde 2,09 olmalıdır. Yuvarlak hesap yüzde 2,1 diyelim. Buna artı / eksi yüzde 0,2’lik bir hata payını eklersek Mayıs ayından itibaren yetkililerin aylık enflasyon oranlarını karşılaştıracağı kritik aralık yüzde 1,9 – 2,3 aralığıdır. Eğer Mayıs ayından itibaren aylık enflasyon oranları bu aralığın içinde gerçekleşirse faiz bu seviyede kalır. Eğer bu aralığın üstünde gerçekleşirse (örneğin yüzde 2,5 gibi) Haziran veya Temmuz aylarında faiz artırımı kararı alınır. Eğer aylık enflasyon bu aralığın altında gerçekleşir ve düşük seviyelerde devam ederse Eylül ayında bir faiz indirimi de gelebilir.

Görüldüğü üzere Merkez Bankası yetkililerinin işi hem zor hem de kolaydır: Ellerinde çok ciddi bir veri seti vardır ve verilerin gelişine göre ne yapmaları gerektiği bellidir. Ancak işin zor olan kısmı siyasi kısmıdır.

2024 YEREL SEÇİMLERİ VE ENFLASYONLA MÜCADELE POLİTİKASI

“Hocam, Merkez Bankası’nın siyasetle ne alakası var?” diye sorabilirsiniz. Teorik olarak bu soru doğru ve yerindedir. Ancak Türkiye’nin mevcut yönetim düzeninde oluşan pratiğe hiçbir şekilde uymamaktadır. Sayın Cumhurbaşkanı için siyasi olarak önemli bir dönüm noktası 2024 yerel seçimleridir. Bu seçimlere giderken ekstra bir faiz artışının kendi siyasi duruşuna ve seçimde elde edeceğini beklediği oy oranına olumsuz katkıları olacağını düşünmektedir. En azından ben bu intibaı elde ettim. Bu yüzden enflasyonla mücadele programının maliye politikası ayağı halâ daha harekete geçirilmemiştir. Bununla kalınmamış, seçim vaatlerinde Belediye Başkan adayları ölçüsüz vaatler savurmakta devam etmektedirler. Örneğin Sayın Kurum’un “650.000 konut yapacağız” şeklinde vaadi… Ortalama bir konutun maliyeti 2 milyon TL olsun diyelim. 650 bin konutun maliyeti bugünün parasıyla 1 trilyon 300 milyar TL’dir. Bunu görev süresi olan 5 yıla bölersek, sadece bu konut vaadinin İBB’ye yıllık maliyeti 260 milyar TL’dir. İBB’nin merkezi idareden aldığı paranın yıllık 100 milyar TL olduğu düşünülürse, sadece bir vaadin İBB’nin merkezi hükümetten aldığı paranın 2,5 katına mal olacağını söyleyebiliriz. Bu Ankara’dan İstanbul’a oluk oluk para akması anlamına gelir. Ya diğer illerde vaad edilen harcamalar ne olacak? Nerede sıkı maliye politikası, nerede enflasyonla mücadele programı? Bu yüzden Hükümet seçimlerin bitmesini beklemektedir. Veri akış takvimi de yukarıda açıkladığım gibi en erken Mayıs ayını göstermektedir.

YENİDEN NEBATİECONOMICS’E DÖNÜŞ OLUR MU?

Sıkça sorulan sorulardan biri de bu… Ben bunun ihtimal dahilinde olduğunu düşünmüyorum çünkü, 2021 Eylül ayından 2023 seçimlerine kadar uygulanan politika hükümetin seçim kazanma politikasıydı. Sayın Cumhurbaşkanı tarihe geçmek isteyen bir siyasetçidir. Tarihe ülkesini kronik enflasyona ve fukaralığa teslim etmiş birisi olarak geçmek istemez. Siyasi olarak da karşısında ciddi bir muhalefet yoktur. İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlıkları dışında Türkiye’nin geri kalanında bütün Belediye Başkanlıklarını alabilir gözükmektedir. Bu iki ilimizde ise durum yüzde 50’ye yüzde 50’dir. Seçim sonrası, bana göre, Sayın Şimşek’e “Mehmet Bey, mühür sende, yetki de sende… Nasıl istiyorsan öyle yap!” diyecektir.

İstanbul’u kazanırlar mı? Ya Ankara? Onu da Perşembe günü anlatırız.