Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
Sahur vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
Sahur vaktine kalan
Ara
Yeni Birlik Gazetesi Röportaj Dr. Anıl Durmuşahmet: Sosyal Medyada Mahremiyet Bir İllüzyondur!

Dr. Anıl Durmuşahmet: Sosyal Medyada Mahremiyet Bir İllüzyondur!

Dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bireyler, özgürce paylaştıklarını sanarken aslında görünmez ve çok katmanlı bir gözetim ağının parçası haline geliyor. Dr. Anıl Durmuşahmet, modern gözetimin yalnızca bedeni değil, bireyin zihinsel yönelimlerini ve kültürel alışkanlıklarını da hedef alan psikopolitik yapısını çarpıcı örneklerle analiz ediyor. Algoritmaların davranışları nasıl şekillendirdiği, mahremiyetin nasıl yeniden tanımlandığı ve bu süreçte gönüllü rızanın nasıl üretildiği bu kapsamlı röportajda tüm boyutlarıyla ele alınıyor.
Röportaj

Dijitalleşmenin hız kazandığı çağımızda bireyler, özgürce paylaştıklarını sanarken aslında görünmez ve çok katmanlı bir gözetim ağının parçası haline geliyor. Dr. Anıl Durmuşahmet, modern gözetimin yalnızca bedeni değil, bireyin zihinsel yönelimlerini ve kültürel alışkanlıklarını da hedef alan psikopolitik yapısını çarpıcı örneklerle analiz ediyor. Algoritmaların davranışları nasıl şekillendirdiği, mahremiyetin nasıl yeniden tanımlandığı ve bu süreçte gönüllü rızanın nasıl üretildiği bu kapsamlı röportajda tüm boyutlarıyla ele alınıyor.

MUHABİR: Feyza Kübra Ağırtmış

Dijital çağda gözetim, yalnızca fiziksel mekanları izlemekten çıkıp bireylerin zihinsel yapılarını hedef almaya başladı. Gözetim üzerine kapsamlı akademik çalışmalar yürüten Dr. Anıl Durmuşahmet, gözetim sistemlerinin tarihsel gelişimi, bireylerin rıza süreçleri ve algoritmaların yönlendirici rolü üzerine dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Gözetimin Psikopolitik Soybilimi: Mahremiyetten Gönüllü Paylaşıma

Durmuşahmet, doktora tezinde incelediği “gözetimin psikopolitik soybilimi” kavramının, gözetim algısının zihinsel olarak nasıl şekillendiğini anlamaya yönelik tarihsel-politik bir okuma olduğunu belirtti. Bu yöntemin, olayları doğrusal bir çizgide değil, kavramın bugünkü halini anlamaya yönelik sıçramalarla ele aldığını ifade etti.

Gözetim teknolojilerinin beden üzerindeki kontrolünden zihnin kontrolüne evrilmesine dikkat çeken Durmuşahmet, bu dönüşümün daha derin ve etkili bir gözetim modeli doğurduğunu vurguladı. Bu çerçevede "gözetim seçkinleri" olarak tanımladığı, büyük veri platformlarını yöneten küresel bir elit sınıfın ortaya çıktığını söyledi.

Durmuşahmet, “Bugün bireylerin gönüllü olarak sosyal medya paylaşımlarında bulunmaları, aslında algoritmalar tarafından işlenen veriler üzerinden hedeflenmeleriyle sonuçlanıyor. Bu süreçte rıza, kültürel ve ideolojik koşullar altında yeniden inşa ediliyor,” dedi.

Yeni Medya ve Meta-Gözetim

Yeni medya ortamlarının klasik gözetim yapılarında köklü dönüşümlere neden olduğunu belirten Dr. Durmuşahmet, gözetimin artık yukarıdan aşağıya değil, yatay düzlemde ve sıradanlaştırılmış biçimde gerçekleştiğinin altını çizdi. Bu süreci “meta-gözetim” olarak adlandıran Durmuşahmet, bireylerin hem gözetleyen hem de gözetlenen konumunda olduğunu ifade etti.

Sosyal medya uygulamalarıyla birlikte bireylerin mahremiyet sınırlarının silikleştiğini belirten Durmuşahmet, “İnsanlar artık sadece gözlemlenmiyor, aynı zamanda başkalarını da gözlemleme ve denetleme pratiklerinin bir parçası haline geliyor,” diye konuştu.

Algoritmalarla Yönlendirme ve Toplumsal Eşitsizlik

Durmuşahmet, algoritmaların yalnızca teknik araçlar değil, politik anlamda özne haline gelen yapılar olduğuna dikkat çekti. Bu yapıların bireyleri sınıflandırma ve yönlendirme gücünün, toplumsal eşitsizlikleri yeniden üreten bir sistem kurduğunu belirtti.

“Algoritmalar nötr değil, normatif ve önyargılı. Sunulan hedefli içerikler bireyleri filtre balonlarına hapsediyor, tüketim kalıplarını şekillendiriyor ve politik kutuplaşmayı derinleştiriyor,” ifadelerini kullanan Durmuşahmet, sosyal medyanın görünürlük politikasının dijital bir kast sistemini beslediğini vurguladı.

Rızanın Üretimi: Farkında Olarak Kayıtsızlık

Yüksek lisans tezinde incelediği propaganda modeli üzerinden günümüz rıza süreçlerini değerlendiren Dr. Durmuşahmet, bireylerin gözetim sistemlerine “rıza göstermeden dahil olduklarını” söyledi. Sosyal medyanın ilk dönemlerinde masumane kullanım biçimlerinin, zamanla algoritmik sınıflandırmalarla yerini sistematik gözetim düzenine bıraktığını belirtti.

Durmuşahmet, “Rıza artık teknik bir onay süreci değil, yaşam pratiklerinin içine gömülü kültürel bir alışkanlık haline geldi,” dedi. Sosyal medya kullanıcılarının görünürlük arayışı içinde kendilerini optimize etmelerinin, gözetimi içselleştirdiklerinin göstergesi olduğunu da ekledi.

İkna Teknikleri ve Gözetim Pratikleri

Durmuşahmet, dijital pazarlama ve siyasal iletişimde kullanılan ikna tekniklerinin mikro hedefleme, psikografik manipülasyon, sosyal kanıt gibi yöntemlerle gözetim teknolojileriyle iç içe geçtiğini vurguladı.

Bu tekniklerin temelinde algoritmalar ve kişisel verilerin yattığını belirten Durmuşahmet, “Astroturfing gibi yöntemlerle yapay gündemler oluşturuluyor, böylece kamuoyu manipüle ediliyor,” dedi.

Yapay Zeka ve Etik Sınırlar

Yapay zeka temelli gözetim sistemlerinde en büyük sorunun denetim ve meşruiyet eksikliği olduğunu ifade eden Dr. Durmuşahmet, algoritmalardaki önyargılı içeriklerin temizlenmesinin etik bir süreç açısından zorunlu olduğunu belirtti.

Yüz tanıma teknolojileri hakkında da konuşan Durmuşahmet, bu uygulamaların güvenlik amacıyla sınırlı kullanımlarının olumlu karşılanabileceğini, fakat denetimsiz uygulamalarda bireysel hak ve özgürlükleri tehdit ettiğini vurguladı. “Mahremiyet, artık yalnızca özel hayatı değil kamusal alandaki bedenin temsilini de kapsıyor,” dedi.

Panoptikondan Psikopolitik Gözetim Evresine

Foucault’nun panoptikon modelinden bugünkü çok katmanlı gözetim yapılarına geçişi değerlendiren Dr. Durmuşahmet, gözetimin artık disiplin modelinden denetime ve zihinsel kontrol düzeyine evrildiğini belirtti.

Özellikle 11 Eylül saldırıları, 2008 krizi ve COVID-19 pandemisinin bu dönüşüm sürecinde kırılma noktaları olduğunu söyleyen Durmuşahmet, “Gözetim içselleştirilen bir denetim sürecine dönüşürken, bireyin zihni bu kontrolün temel alanı haline geldi,” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de Dijital Gözetim: Devlet ve Özel Sektör Ayrımı

Türkiye’de devletin dijital dönüşüm ofisleri ve e-devlet gibi uygulamalarla gözetimi belirli güvenlik çerçevesinde yürüttüğünü belirten Durmuşahmet, özel sektörde ise mahremiyetin daha kırılgan bir zeminde olduğunu kaydetti. Etkili bir veri yasasının hayata geçirilmesinin önemine dikkat çekti.

Alternatif Medya: Kaçış Değil, Direniş Alanı

Son olarak alternatif medyanın potansiyeline değinen Dr. Durmuşahmet, gözetimin artık zihinsel düzeyde üretilen bir olgu olduğunu ve bu nedenle kaçışın zorlaştığını belirtti. Ancak alternatif medyanın eleştirel düşüncenin gelişmesine katkı sağlayabileceğini ifade ederek, “Bu alanda üretilecek ses, sistemin dönüşümüne katkı sağlayabilir,” dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *