Kripto, banka gibi merkezi finansal kurumların aksine, bireylere tam mülkiyet sağlar. Kripto cüzdanları, parayı değil, belirli bir hesabı yönetmek için kullanılan ve 'özel anahtar' olarak adlandırılan gizli bilgiyi saklar. Kripto dünyasında varlıkların korunması veya emanet edilmesi, aslında bir kripto cüzdanının özel anahtarlarını kimin kontrol ettiğini ifade eder. Bu bağlamda, kullanıcılar iki yaklaşım benimseyebilir: Custodial cüzdanlar, özel anahtarların merkezi bir borsa gibi üçüncü taraflarca tutulduğu cüzdanlardır. Non-custodial cüzdanlarda ise kullanıcı, özel anahtarlarını kendisi yönetir. Custodial cüzdanlarda üçüncü taraflar fonlara erişim hakkını saklı tutarken, non-custodial cüzdanlarda bireysel kontrol kullanıcının daha fazla sorumluluk üstlenmesini gerektirir. Alternatif olarak, donanım cüzdanlar da mevcuttur; bu cüzdanlar, özel anahtarları tamamen çevrimdışı bir cihazda saklayarak varlıkların daha güvenli bir şekilde yönetilmesini sağlar. İnternet bağlantısına ihtiyaç duymayan ve ayrı bir çipte saklanan bu cüzdanlar, kötü amaçlı yazılımlara karşı ekstra koruma sunar. Tüketiciler ve kuruluşlar için kritik dijital varlık güvenliği ve kullanımı konusunda dünya lideri olan Ledger, kriptoda bireysel kontrolün 4 avantajını açıklıyor.
1. Mülkiyet: Kripto dünyasında sıkça dile getirilen "Anahtarlarınız sizde değilse, coin’leriniz sizin değildir" sözü, bu ekosistemin temel ilkelerinden biridir. Merkezi bir cüzdan sağlayıcısı iflas ederse veya herhangi bir sorun yaşarsa, kullanıcı hiçbir hata yapmamış olsa bile fonlarına erişimini kaybedebilir. Ayrıca, merkezi bir kuruluşun banka rezervlerini kullanmasıyla ortaya çıkan karşı taraf riskinin de göz önünde bulundurulması gerekir. Bazı kripto projeleri de banka rezervlerine dayanır. Buna en iyi örnek, itibari para destekli stabil coin’lerdir. Kısacası, merkezi sağlayıcılar banka rezervleri kullanıyorsa, bir coin için non-custodial cüzdan kullanmak tek başına yeterli güvenliği sağlamaz.
2. Cüzdan Seçenekleri: Custodial (emanetçi) cüzdanlar, genellikle sadece bir tarayıcı veya mobil uygulama arayüzü ile sınırlıdır. Ancak, bireysel kontrol sizde olduğunda, çok daha fazla cüzdan seçeneğine sahip olursunuz. Bugün neredeyse tüm non-custodial cüzdanlar, BIP-32 ve BIP-39 standartlarını destekler. Bu sayede, 12-24 kelimelik bir anahtar cümle ile sınırsız sayıda blok zinciri adresini kurtarmak mümkündür. Ayrıca, bu cümle sayesinde cüzdanınızı farklı non-custodial cüzdan sağlayıcıları arasında kolayca aktarabilirsiniz. Custodial cüzdanların aksine, kullanıcı istediği zaman bir sağlayıcıdan diğerine geçme özgürlüğüne sahiptir. Hatta cüzdan sağlayıcısı faaliyetlerini sonlandırsa bile, hesabınızı başka bir non-custodial cüzdana taşımak son derece kolaydır.
3. Artırılmış Gizlilik: Blok zincirlerinin açık kayıt defteri doğası gereği, kripto dünyasında gizlilik büyük bir endişe kaynağıdır. Pek çok kullanıcı, gizliliklerini korumak için cüzdan adreslerini anonim tutmayı tercih eder. Bu da yalnızca bireysel kontrol cüzdanlarıyla tam anlamıyla mümkündür. Custodial cüzdanlar ise, kullanıcı adı, adres ve fotoğraflı kimlik gibi kişisel bilgilerin toplandığı Müşterini Tanı (KYC) süreci gerektirir. Bu bilgiler doğrudan bir cüzdan adresiyle ilişkilendirilemese de, varlıklarınızın güvenliği büyük ölçüde cüzdan sağlayıcısına bağlı olur.
4. Merkeziyetsiz Ekosisteme Erişim: Non-custodial cüzdanlar, Ethereum ve Solana gibi akıllı sözleşme platformları üzerinde merkeziyetsiz uygulamalara ve hizmetlere erişim sağlar. DeFi protokolleri, merkeziyetsiz borsalar, NFT pazarları ve yönetişim platformları gibi birçok blok zinciri uygulaması, yalnızca sınırlı sayıda cüzdanla uyumludur ve genellikle non-custodial cüzdanları destekler. Bazı platformlar büyük custodial cüzdanlarla çalışabilse de, tüm blok zinciri ekosistemine erişim sağlamak için non-custodial bir cüzdan kullanmak gereklidir.