Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, son günlerde Türkiye’de bazı belediye başkanlarının belediyeciliğin haricinde her şeyi konuşur hale geldiğini belirterek, “Belediye başkanlığı kariyer planlaması yapılacak bir makam değil. Belediye başkanlığı kişisel PR yapılacak bir makam değil. Belediye başkanlığı hizmet üretilecek bir makam. Biz şu anda başka bir gündeme doğru gidiyoruz. Bundan şehirlerimiz kaybeder. Onun için belediye başkanlarımıza, asıl gündemlerine dönmelerini öneriyorum. Belediye başkanlarımızı belediyecilik masasına davet ediyorum. Bizim işimiz polemik üretmek değil. Tabii ki siyaset yapacağız, tabii ki konuşacağız ama ana gündemimiz siyaset olamaz. Çünkü biz şehir yöneticisiyiz. Belediye başkanının gündemi şehir olmazsa, belediyenin gündemi de şehir olmaz” dedi.
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, belediyelere kayyum atanması ve gündemde yer alan konular hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Bina’da düzenlenen toplantıda konuşan Başkan Altay, Dünya Belediyeler Birliği ve Türk Dünyası Belediyeler Birliği gibi uluslararası kuruluşlara başkanlık ettiğini, bu vesileyle başta Birleşmiş Milletler olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde belediyecilik, yerel gündem ve şehirlerle ilgili toplantılara katıldığını hatırlattı.
Dünyadaki belediyelerle Türkiye’deki belediyeler arasında derin ayrışmalar oluşmaya başladığını kaydeden Başkan Altay, “Dünyada Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını konuşuyoruz. Açlığın ve yoksulluğun ortadan kaldırılması, iklim değişikliği etkilerinin azaltılması, sorumlu üretim ve tüketim, nitelikli eğitim gibi konuları konuşuyoruz” dedi.
“BELEDİYE BAŞKANININ GÜNDEMİ ŞEHİR OLMAZSA, BELEDİYENİN GÜNDEMİ DE ŞEHİR OLMAZ”
Türkiye’de belediye başkanlarının bazılarının belediyeciliğin haricinde her şeyi konuşur hale geldiğini kaydeden Başkan Altay, “Hepimizin siyasi kimlikleri var. Seçilirken siyasi bir partiden aday oluyoruz ama seçildikten sonra rozetlerimizi çıkarıyoruz ve Türk bayrağımızı takıyoruz. Çünkü biz artık herkesin belediye başkanıyız. Şehirde yaşayan her ferdin hem günlük problemlerini çözmemiz, yaşam standardını, yaşam kalitesini artırmamız lazım hem de şehirlerimizle ilgili bir gelecek vizyonu belirlememiz lazım. Tabii ki siyaset yapacağız, tabii ki konuşacağız ama ana gündemimiz siyaset olamaz. Çünkü biz şehir yöneticisiyiz. Belediye başkanının gündemi şehir olmazsa, belediyenin gündemi de şehir olmaz” diye konuştu.
“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA ASIL GÜNDEMLERİNE DÖNMELERİNİ TAVSİYE EDİYORUM”
Son günlerde bazı belediye başkanlarının konserlerle anılır hale geldiğine, nerede bir polemik konusu varsa oraya gidip adeta bundan bir siyasi popülarite oluşturmaya çalıştığına dikkat çeken Başkan Altay konuşmasına şöyle devam etti:
“Belediye başkanlığı kariyer planlaması yapılacak bir makam değil. Belediye başkanlığı kişisel PR yapılacak bir makam değil. Belediye başkanlığı hizmet üretilecek bir makam. Belediye başkanlığı şehirde yaşayan her insanın, hatta doğanın, canlı olan her şeyin sorumluluğunu üstlendiğiniz bir makam. Dolayısıyla biz şu anda başka bir gündeme doğru gidiyoruz. Bundan şehirlerimiz kaybeder. Onun için belediye başkanlarımıza, asıl gündemlerine dönmelerini öneriyorum, tavsiye ediyorum, hatta uyarıyorum. Bizim işimiz polemik üretmek değil. Tabii ki sosyal aktivite yapacağız. Tabii ki kültür sanat faaliyetleri yürüteceğiz ama Türkiye’deki büyük şehirler sadece konserlerle anılıyorsa burada bir problem var demektir.”
“BELEDİYE BAŞKANLARIMIZI BELEDİYECİLİK MASASINA DAVET EDİYORUM”
Belediye hizmetlerini yapmak için tüm imkanların mevcut olduğunu belirten Başkan Altay, “‘5 yıl boyunca engelleniyoruz diyorlar. 10 ay oldu seçimler yapılalı, meclisler de artık sizde. Peki 5 yıl boyunca yapacağınıza dair vaat ettiğiniz deprem hazırlığıyla ilgili ne yaptınız? Sosyal konutlarla ilgili ne yaptınız? Sosyal desteklerle ilgili ne yaptınız? Ama öyle bir ortam oluşturuyorlar ki bunu asla konuşamıyoruz. Onun için ben belediye başkanlarımızı belediyecilik masasına davet ediyorum. Gelin, şehircilik konuşalım, gelin iklim değişikliğinin etkilerinin şehirlerimizdeki olumsuz yansımalarının ne olacağını konuşalım. Gelin, 2023 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarında dünyayla birlikte şehirlerimiz nerede onu konuşalım. Gelin, hep birlikte acısını hep beraber hissettiğimiz depreme hazırlık, kentsel dönüşüm konusunda ne yapıyoruz onu konuşalım. Herkesin bir hayali olabilir, herkesin bir gelecek planlaması olabilir ama bütün gündemini bu gelecek planlamasına dair açıklamalar yaparak, bütün gündemini sosyal medyada gündemde kalmak için polemik oluşturularak belediye başkanlığı yapılamaz. Onun için bu konuda Türkiye’deki tüm belediye başkanlarımızın ana gündemine dönmesinin gerektiğini düşünüyorum. Çünkü benim sorumluluğum kendi kariyer planlamam değil, benim sorumluluğum Konya’da yaşayan 2 milyon 300 bin insanın geleceği. Bütün şehirler de böyle. Ayrıca Ankara, İstanbul, İzmir sadece orada yaşayanların, sadece orayı yönetenlerin şehri değil. Dolayısıyla bu vesileyle ben belediye başkanlarımıza, seçim döneminde verdikleri sözleri ve taahhütleri değerlendirmeleri için önlerinde bir fırsat olduğunu ifade etmek istiyorum” diye konuştu.
“SEÇİLMİŞ İNSANLARIN SINIRSIZ BİR ÖZGÜRLÜĞÜ YOKTUR”
Son günlerde ülke gündemini meşgul eden belediyelere kayyum atamalarıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başkan Altay, demokrasiden yana olduklarını, sandıktan çıkan iradeye saygılı olduklarını kaydetti.
Seçilmiş insanların sınırsız bir özgürlüğünün olmadığını herkesin bilmesi gerektiğini vurgulayan Başkan Altay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bireysel olarak sınırsız bir özgürlüğünüz yoktur. Kurallara ve kanunlara uymak zorundasınız. Ben seçildim bundan sonra her şeyi yapmakta özgürüm, terörle iltisaklı olabilirim, teröre kaynak aktarabilirim, terörün finansmanını sağlayabilirim, teröre fayda sağlayacak şeyler söyleyebilirim derseniz buna dünyanın hiçbir yerinde kimse izin vermez. 85 milyonun vergilerinden toplanan paylarla oluşturduğumuz belediye bütçesini iş ve hizmet üretme konusunda kullanmak zorundayız.”
420’ye yakın CHP’li belediye, 82 DEM’li belediye olduğunu hatırlatan Başkan Altay, “Niye İzmir’de belediyeye kayyum atanmadı bugüne kadar? 2004 yılından itibaren İzmir’de belediyelerin hepsi Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetiliyor. Niye İzmir’e kayyum atanmadı, niye Esenyurt’a kayyum atanıyor? Bunu seçim öncesinden başlayarak sorgulamak gerekiyor. Seçimden önce çeşitli pazarlıklar, seçim sırasında söylenen sözler, kazandıktan sonra ifade edilen işler ve bunun sonunda ortaya çıkan durum. Buradan da ‘mağduruz ve Türkiye’de demokrasi yok’ diyorlar. Kimse kusura bakmasın. Dünyanın hiçbir yerinde, sadece Türkiye tarafından değil AB ve BM tarafından terör örgütü kabul edilen bir yapıya destek olmanıza, belediye başkanlığı makamı üzerinden bunu yapmanıza kimse imkan vermez. Türkiye de buna asla izin vermiyor” açıklamalarını yaptı.
“BÖYLE BİR YÖNETİM ANLAYIŞI OLMAZ”
Türkiye’nin belediyecilik gündemine hızla dönmesi gerektiğini ifade eden Başkan Altay, “Şehirlerimiz kaybeder, Türkiye kaybeder. Türkiye belediyecilikte çok iyi bir noktaya geldi. Yerel yönetimler olarak her şeyi yapma irademiz var. Her şeyi yapma gücümüz var. Bunun için mali kaynaklarımız var. Ama elimizdeki kaynakları kariyer planlaması için kullanamayız. Ayrıca başında bulunduğumuz kurumları, kendi kişisel kanaatlerimizi ifade etmek için de kullanamayız. Türkiye Belediyeler Birliği adına kanaat söylüyorsanız tüm Türkiye’deki belediyeler adına konuştuğunuzu bilmeniz gerekir. Bırakın başka siyasi partileri, kendi siyasi partinizden bile kayyum meselesinde sizinle farklı düşünen insanlar varken çıkıp da burada böyle açıklamalar yapamazsınız. Ben Dünya Belediyeler Birliği adına bir şey söylüyorsam, ya da Türk Dünyası Belediyeler Birliği adına bir şey söylüyorsam oradaki arkadaşlarımızın ortak kanaatini ifade etmek zorundayım. Yoksa buranın belediye başkanı benim, ben istediğimi söyleyebilirim diyemezsiniz. Öyle bir demokrasi olmaz. Böyle bir yönetim anlayışı olmaz” dedi.