Kanno, 3 Ekim 2024'te Paris'teki Bois de Boulogne parkında 3.541 km'lik bir parkur olan Longchamp bisiklet ringinde sekiz turu bir saatte tamamlayarak rekor kırdı. Ertesi gün Dassault Systèmes, Kanno ile birlikte kutlama yapmak üzere 3.000 kişinin bir araya geldiği Paris'te, 11 km'lik bir bisiklet ve paten sürüşü olan “Mobility Night Ride”a ev sahipliği yaptı.
Kanno'nun rekoru ve Mobility Night Ride, Dassault Systèmes'in “The Only Progress is Human” girişiminin bir parçası. Bu girişim, günümüzün toplumsal ve çevresel sorunlarına yönelik farkındalığı artırmayı ve insanları daha iyi bir gelecek için sanal dünyayı kullanarak sürdürülebilir yenilikler geliştirmeye teşvik etmeyi amaçlıyor. Dassault Systèmes, hareketliliğin herkes için eşit derecede erişilebilir olması gerektiğine dikkat çekmek ve sanal ikiz deneyimlerinin daha kapsayıcı teknolojiler ve şehirler yaratmada güçlü bir hızlandırıcı olarak rolünü vurgulamak amacıyla bu rekoru ve sürüş etkinliğini organize etti.
Dassault Systèmes Kurumsal Eşitlik, Pazarlama ve İletişim Başkan Yardımcısı Victoire de Margerie bu başarı ile ilgili şunları söyledi: “Her insan fiziksel yeteneklerinden bağımsız olarak, hedeflerine ulaşma kapasitesine sahip. Kazuhiko Kanno’nun rekor başarısı yalnızca hız ve dayanıklılığı değil, aynı zamanda onun inanılmaz gücünü ve yeteneklerini de ortaya koyuyor. Girişimlerimiz aracılığıyla, insanın potansiyelini göstermeyi ve daha kapsayıcı ve erişilebilir bir dünya için yeni hareketlilik çözümlerinin geliştirilmesinde sanal ikiz deneyimlerinin rolüne dikkat çekmeyi amaçlıyoruz.”
Dünya nüfusunun %50'den fazlası kentlerde yaşıyor. Bu bölgelerde hareketlilik, kaynaklara, istihdama ve hizmetlere erişimde önemli bir rol oynuyor. Ancak, geleneksel altyapılar ve teknolojiler, çeşitli ihtiyaçların yeterince karşılanamamasına sebep olabiliyor.
İnovatörler sanal ikizleri kentsel planlama, mimari ve ulaşım sistemlerine, ayrıca seyahat, spor ve sağlık ürünlerinin tasarımına entegre ederek, çeşitli unsurların bir kişinin hareketliliği üzerindeki etkilerini simüle edip analiz edebilirler. Bu sayede, daha erişilebilir, sürdürülebilir ve ihtiyaçlara uygun teknolojiler geliştirebilirler.