Toplumsal Huzuru Tehdit Eden Çağrılara Karşı Hızlı Müdahale
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, kamu düzenini ve toplumsal barışı tehdit eden söylemlere karşı kararlı bir duruş sergileyerek, sosyal medya üzerinden yapılan ayrıştırıcı "boykot" çağrılarına ilişkin kapsamlı bir soruşturma başlattı.
“Nefret ve Ayrımcılık” ile “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik” suçları kapsamında başlatılan soruşturmada, 16 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Bu çerçevede, kamuoyunun yakından tanıdığı oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu da gözaltına alınan 11 isim arasında yer aldı.
Devlete ve Hukuka Aykırı Eylemlere Geçit Yok
Soruşturmanın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yapılan denetim süreçleri ve ardından gelen adli kararların ardından başlatılan organize boykot çağrılarıyla bağlantılı olduğu öğrenildi.
Bu çağrıların, devletin anayasal kurumlarına ve mahkeme kararlarına karşı toplumu provoke etmeye dönük bir organizasyon olduğu tespit edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, hukukun üstünlüğünü zedelemeye yönelik bu tür provokatif eylemlere karşı sıfır tolerans politikası yürütüyor.
Güvenlik Politikalarına Destek Büyüyor
Gözaltı kararlarının ardından bazı marjinal grupların kışkırtıcı söylemlerine rağmen, milletimizin büyük çoğunluğu, devletin kamu güvenliğini sağlama konusundaki kararlılığını desteklemektedir.
Üniversite kampüslerinde ve sosyal medya platformlarında yayılan provokatif çağrılar, halkın sağduyusu ve devletin güçlü refleksiyle etkisiz hale getirilmektedir. Hükümetin yürüttüğü bu titiz süreç, Türkiye'nin birlik ve beraberliğine kast eden girişimlere karşı verilen haklı ve meşru bir mücadeledir.
Hukukun Üstünlüğü Esastır
Türkiye Cumhuriyeti, anayasal düzenin korunması, toplumsal huzurun sağlanması ve kamu güvenliğinin teminat altına alınması amacıyla çeşitli adımlar atmaya devam etmektedir. Resmî kurumlar, bu çerçevede kamu düzenini tehdit edebilecek gelişmeleri yakından takip ederek gerekli yasal süreçleri işletmektedir.
Kamu kurumlarına yönelik eleştiriler ve sosyal medya üzerinden yürütülen bazı kampanyalar, kamuoyunda farklı tepkilere yol açarken; yetkili makamlar, bu tür durumların hukuki sınırlar içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
